CADI

621 55 7
                                    

Mete'nin gelişi o kadar hızlı ve güçlü olmuştu ki sayılarımız hala az olsa bile düşmanlarımız ne olduğunu anlayamadan yüzlerce kayıp vermeye başlamışlardı, Mete öfkeyle önüne çıkan herkesi saniyeler içinde öldürerek ilerlerken, Teoman tekrar kendine gelip doğruca bana doğru zıpladı.
Mete'den sonra ilk defa birinin bu kadar güçlü olduğunu görüyordum , yinede yerdeyken dizimle karnına doğru çok sert bir vuruş gerçekleştirdim. Teoman acıyla yana doğru çekilirken ben sürünerek ondan uzaklaşmaya çalıştım ama bacağımı tutarak tekrar beni kendisine doğru çekerek üst üste 2 yumruk attı . Ben artık hareket edemez bir şekilde beklerken Teoman işimin bittiğini anlamış , elini boğazımı kesmek için kaldırmıştı.
Ancak ne o ne ben daha ne olduğunu anlayamadan biri hızlıca üstüne zıplayarak onu sertçe yan tarafıma çarptı.  Babam, şok olmuş Teoman'a üst üste yumruklar atarken öfkeyle bağırıyordu. " Kimse benim kızıma zarar veremez ! "
Yumruklar çok sert olsa da Teoman çok güçlüydü, kendisine gelen onlarca yumruğa rağmen, babamın sol kolunu tutarak, kendisine çekip sert bir kafa attı. Babam acıyla geri çekilirken ayağa kalkarak elinin tersiyle babamı en az onlarca metre geriye uçurdu.
Teoman tekrar bana dönmüştü ki arkasından büyük bir kükreme sesi duyuldu, köken kimin geldiğini çok iyi anlamıştı, Mete öfkeyle kendisine bakarken artık herkes teker teker savaşmayı bırakmıştı. Orada olan bütün kurtlar,vampirler ve cadılar sadece Mete'yle Teoman'a bakıyorlardı. 
" Bu anı uzun zamandır bekliyordum Alfa. "
" O yüzden mi beni tuzağa çekip öldürmeye çalıştın köken ama bak buradayım ! "
" Ölmek için buradasın ! "
" Ailende aynısını demişti. " Mete ve Teoman son kez birbirlerine baktılar, sanki bütün dünya bu anı bekliyormuş gibiydi ve birbirlerini süzdükten sonra ikisi de öfkeyle koştular.

Mete, Teoman'ın sol yumruğundan kaçarken sol ve sağ eliyle Teoman'a üst üste iki yumruk geçirdi, Teoman sert bir tekme atarak Mete'yi geriye doğru düşürürken, büyük bir güçle yerdeki Mete'nin üstüne zıpladı. Mete son anda yana doğru çekilirken Teoman'ın yumruk attığı yerde büyük bir delik açıldı. Mete ise yana zamanında çekilse bile Teoman daha  hızlı hareket ederek dirseğini Mete'nin kafasına geçirdi. Mete tekrar yere düşerken, Teoman yanına gidip Mete'nin boğazından tutup onu ayağa kaldırdı ve üst üste yumruklar atmaya başladı. Yumruklar o kadar hızlı ve çoktu ki artık herkes acıyla yüzünü çevirmeye başlamıştı. Mete ölmek üzereyken, Teoman büyük bir keyifle Mete'yi iterek bir kahkaha attı.
" Ailemin intikamını alacağım demiştim. " Sırtı kendisine dönük Mete'ye doğru bir hamle yaptı ki Mete sağ elini kaldırarak Teoman'ın yumruğunu rahatça tuttu. Ağzından kanını yere doğru tükürürken Teoman'a döndü. Gözleri simsiyahtı, kulakları, dişleri ve pençeleri yarım metre uzamıştı.
" Sıra bende. " Mete elini tuttuğu Teoman'ı kendisine doğru çekip sert bir yumruk geçirdi, Teoman ne olduğunu anlayamazken Mete boğazını tuttuğu gibi Teoman'ı fırlattı, Teoman yerde taklalar atarak giderken Mete zıplayarak Teoman'ın üstüne çıktı. Teoman acıyla büyük bir çığlık atarken bu sefer yumruk atma sırası Mete'ydi ama bunlar Teoman'ın kinden çok daha güçlülerdi. Mete artık kendisine karşılık veremeyen Teoman'ı tek eliyle kaldırarak adamlarının önüne götürdü ve tek bir vuruşla yüzünü ortadan ikiye böldü. Teoman'ın beyni dışarıya çıkarken, diğer kökenler, hain alfalar ve tüm düşmanlarımız hızlıca ortadan kayboldular.

                                                                                            &
                                                                                            &

Kazanmamızın imkansız olduğu bu büyük savaştan, kazanarak çıksak bile kimseden zafer çığlıkları gelmiyordu, herkes o kadar çok sevdiği kişiyi kaybetmişti ki savaş alanında sadece ağlayanların sesi geliyordu.
Ayaz, Çağatay'ı görür görmez babasını unutup yanına koşarken, Çağatay zorlukla nefes alıyordu. Yüzü kanlar içindeydi, karnının tam ortasında büyük bir delik vardı, bir vampir bile bu yaradan kurtulamayabilirdi.
" Kardeşim... Çağatay benimle kal, lütfen benimle kal. " Ayaz, kardeşinin başını bacaklarına koymuş, karnını tişörtüyle kapatmaya çalışırken, Çağatay öksürerek zorlukla konuşuyordu.
" Sorun... Sorun değil abi. Ailem... Ailem iç... Ailem için savaşırken öleceğim. "
" Hayır ! " Ayaz ağlayarak bağırırken Çağatay'ın gözleri kapanmıştı, ancak ben o sıra yaralı olmama rağmen içimde bilmediğim bir güç hissettim. İstemsizce ayağa kalkarak Çağatay'ın yanına giderken, o sıra elim sanki kendiliğinden hareket ediyor gibiydi, ne yaptığım hakkında ufacık bir fikrim yokken, Çağatay'ın elini tuttum, gözlerim masmavi olurken, sanki Çağatay'ın acısını hissetmeye başlamıştım, acıyla büyük bir çığlık atarken, Çağatay'ın tüm yaraları iyileşmişti.
Çağatay tekrar nefes alıp, Ayaz bana minnet ve şaşkınlıkla karışık bakarken, ayağa kalkarak Elif'i aramaya başladım. Mete'de aynı şekilde Karaca'nın iyi olduğunu görür görmez, korkuyla Elif'i aramaya başlamıştı.
" Mete ! " Mete'ye seslenir seslenmez hızlıca Elif'i en son gördüğüm yere koştuk. Yanına gittiğimizde Elif üstündeki 2 cesetten dolayı neredeyse görünmüyordu, Mete iki cesedi tutarak yana fırlatırken, Elif'in yaraları çok ağırdı. Hala nefes aldığını hissedebiliyordum ama gözleri kapalıydı, neredeyse vücudunda kan içinde kalmayan yeri yoktu. Acele ederek Çağatay'a yaptığımı, Elif'e yapmaya çalıştım ki Mete beni durdurdu.
" Hayır, bunu ikinci defa yapmak seni öldürür ! "
" O benim en yakın arkadaşım. O zaman ölürüm ! " Ancak Mete yinede beni durdurdu, eğilerek Elif'i kendisine çekip dudaklarına bir öpücük kondurdu.
" Seni kaybedemem Elif. " Elif'in boynundaki kolyeyi alarak sıkı sıkı tuttu, gözleri sanki daha öncekinden bile siyah olmuştu.
" Atalarım bana yardım edin. Gücüm onun gücü olsun. Kanım onun kanı olsun. " Mete sözlerini bitirdikten sonra kendi bileğini ıssırarak kanını Elif'in ağzına koydu. Geçen 5 dakikadan sonra Elif'in nefes alışları daha düzelmişti, yaraları hızlıca iyileşiyordu ve gözlerini açtığında tıpkı Mete gibi simsiyahtı. 
Elif'in alnına bir öpücük kondurup " Geri dönmene sevindim " dedikten sonra merakla kalkıp etrafıma bakındım... Bu korkunç bir manzaraydı. Mete'nin getirdiği adamları saymazsak, hayatta kalanların sayısı en fazla 200 kişiydi. Vampirlerin, kurtların yarısından fazlası hayatlarını kaybetmişlerdi.

" Sen nasıl kurtuldun ? Herkes öldürüldüğünden emindi. " Merakla Mete'ye bakarken gözlerini 1 saniye bile Eliften ayırmadan cevap verdi.
" Kurtulmadım zaten... Kurtarıldım. "

                                                                                               &
                                                                                               &

Gece olduğunda bütün vampirler, kurtlar hatta tanıdığımız cadılar savaşın olduğu yerde toplandık, burası birbirinden ölümüne nefret eden 3 ırkın, nasıl omuz omuza savaşıp beraber öldüklerinin kanıtıydı. Umar'ın ölümüyle Ayaz artık Safkan vampirlerin lideri olmuştu, annesini kaybeden Uzay bile onun liderliğini kabul etmişti.  Herkes ölülerini gömerken Mete'ye döndüm.
" Artık her şey bitti mi ? "
" Hayır. Daha yeni başlıyor. "
" Ama Teoman ve hain alfaların neredeyse tamamı öldü. " 
" Evet ve onlar lider değildi. Hatta Teoman bile. " Ayaz, Olca, Uzay, Karaca ve Elif mezarlara karanfil bırakmış yanımıza gelirken Mete hepimize dönerek endişeyle konuşmaya başladı.
" Olca ve Uzay beni bulmadan önce bir şey araştırıyordum. "
" Ne ? "
" Senin baban Teoman'ın babasını öldürdü Almila ama bugün ittifaklardı. Diğer alfalar ve kökenler, hatta cadılar. Bunları sadece Teoman'ın birleştirmesi mümkün değildi. Kuzenlerim tarafından tuzağa düşürüldüğüm de  bu hayatta görmeyi en son umduğum kişi tarafından kurtarıldım. Bir ara söylerim... Onunla araştırdığımızda bir şey bulduk. Her şeyin arkasında, 10 yıl önce çocukları bile öldüren, büyük katliamlar yapan kişi var. " Bu hikayeyi duymuştum, Elif ormanın içine girdiğinde ona anlatmışlardı. Neredeyse herkesi öldürmüştü bu cadı, en son Mete sayesinde yok edildiği zannediliyordu.
" Abi o zaman... "
" Evet Karaca. O geri döndü. "

                                                                                                 &
                                                                                                 &

Giray yaralı bir şekilde Mağaradan bozma eve girerken kendisini zorlukla koltuğa bıraktı.
" O kadar şey yapmama rağmen yinede yenildiniz mi Giray ? "
" Eğer sen olsaydın belki kazanırdık. " Cadı öfkeyle Giray'a bakıyordu, Giray ise yaralarını sarmakla meşguldü.
" Bana neden öyle bakıyorsun ? Mete'ye zamanında sende yenilmiştin. "
" O savaşta Mete'nin olmaması gerekiyordu. Hazırladığın tuzaktan nasıl kurtulmuş ? "
" Bilmiyorum , o Mete Alabörü. Her zaman bir yolunu bulur. Dediğim gibi sen neden savaşa katılmadın ? Mete'yle baş edebilecek sadece sen varsın. "
" Hala gücümün tamamını toplamadın , zamana ihtiyacım var. Hem merak etme bir daha kine çok daha büyük bir ordun olacak. " Cadı şimdi ilk defa yumuşamıştı, endişeyle Giray'a baktı.
" O iyi değil mi ? "
" Evet onu Teoman'ın elinden son anda kurtardım.
Gerçeği öğrendiğinde onu nasıl ikna edeceksin ? "
" Ne olursa olsun beni anlayacaktır. Ben onun annesiyim ! "

ESİNTİWhere stories live. Discover now