İKİNCİ GÖREV

780 60 2
                                    

Bütün öğrenciler daha önce hiç görmediğimiz büyük bir binanın önünde toplanmıştık, ikinci görevin hiç böyle bir yerde olacağını tahmin etmemiştim. Ben daha çok sınıfta bize soru falan sorarlar diye düşünüyordum ancak görünüşe göre bu görevinde birinci görevden pek bir farkı yoktu. 
Turnuvaya katılacak bütün öğrenciler binanın etrafında bir çember oluşturmuştu, gece olması nedeniyle izleyen herkesin elinde meşaleler yanıyordu, her ekibin önünde ise birer kapı vardı, Ayazları görememek canımı sıksa da tahmin ediyordum ki onlar büyük binanın arka tarafından gireceklerdi. 
" Her kapıda bir soruyla karşılaşacaksınız çocuklar, binadan çıkış kapısının bulmanın tek yolu bütün soruları bilmekten geçiyor ama çok dikkatli olun. Bu turnuva beklediğinizden çok daha uzun sürebilir, daha önce hiç tamamlayamayanlar bile olmuştu. " Müdürümüz ne demek istemişti ? Hiç tamamlayamayanlar da ne demekti ? Bizi sonsuza kadar o binada tutamazlardı ya... 
Çan sesiyle beraber Elif ve Olca'yla beraber ilk kapıdan geçip binaya girdik, karşımızdaki oda bir sınıfa benziyordu, her tarafta masalar ve kitaplar vardı.

" Eee şimdi ne yapacağız ? " Elifte hepimiz gibi merakla etrafına bakıyordu, burada hiçbir şey yoktu ki ? Bir anahtar falan mı bulmamız gerekiyordu.
" Müdürü duymadınız mı ? Buralarda bir yerde saklanan bir soru olmalı onu bulmalıyız. " Olca'nın önerisiyle beraber her masanın, hatta her kitabın içine bakmaya başladık ama hiçbir şey yoktu.

" Sanırım elendik kızlar. " Elif yorgunlukla sıralardan birine otururken Olca'da onu onaylamıştı ama benim pes etmeye niyetim yoktu. Buralarda bir yerlerde olmalıydı ama nerede ? 

" Buldum. " Aniden bağırmamla kızlar heyecanla bana döndüler, ben ise kapının üstünde yazan yazıyı okuyordum.

" Ya bulmamız gereken bir soru değilse ? ya bir bilmeceyse. "
" Asla olmadım, daima olacağım, beni ne gören oldu ne de bulacak, yine de ben nefes alan ve yaşayan herkesin güvencesiyim. " Elifte Olca da yazıyı okur okumaz mutlulukla birbirlerine baktılar, sanırım sorumuzu bulmuştuk ama şimdi ise cevabı bulmalıydık. 
" Bir fikri olan var mı ? " Bir umutla Olca'ya döndüm ama oda benim kadar çaresiz gözüküyordu, Elif ise kapıya dahada yaklaşarak bilmeceyi sürekli tekrar ediyordu.
" Asla olmadım ama daima olacağım. Dün olmayıp yarın her zaman olacak tek şey nedir kızlar ? " Elif gülerek bize bakıyordu ama Olca'yla benim hala hiç bir fikrimiz yoktu.
" Ah yapmayın tabi ki tek bir şey var. Gelecek ! " Elif'in cevabıyla önündeki kapı büyük bir ses çıkartarak aniden açıldı. Elif gerçekten çok zekisin...  Bu sefer ise tamamen karanlık bir odaya girdik, etrafta tek tük kitaplar vardı, önümüzde beyaz kapı. 
" Tamam şimdi neyi buluyoruz ? " Tekrar her yere bakmaya başladık ama yine bir şey bulduğumuz söylenemezdi, bu sefer gerçekten hiçbir şey yok gibiydi.
" Dışarıda yağmur yağıyor muydu ? "
" Hayır . "

" Öyleyse camlar neden buğulu ? " Tam pes etmek üzereydik ki Olca'nın dikkati hepimizi heyecanlandırmıştı, camlara yaklaştığımızda üzerindeki buğuda bir soru daha vardı.
' Beni yan çevir, ben her şeyim. Beni ortadan kes, ben hiçbir şeyim. Peki, ben neyim ? ' Neredeyse yarım saat düşünmemize rağmen bir türlü cevabı bulamıyorduk, bir an için final dövüşünün bile bu görevden daha güzel olacağını düşünmüştüm, bizden ne yapmamızı istiyorlardı böyle ? Bir de üniversite için deneme sınavlarının zor olduğunu düşünürdüm.
" Elif bileğindeki dövme ne ? " Bir an gözlerim Elif'in dövmesine kaymıştı ve cevap bir anda aklıma gelmişti.
" Sonsuzluk işareti, annem ve babamı kaybettikten sonra Mertle beraber yapmıştık. "
" İşte cevap bu ! "
" Ne yani cevap sonsuzluk işareti mi ? "
" Hayır Olca cevap sekiz. Eğer sekizi yan çevirirsen sonsuzluk işareti olur yani her şey. Eğer ortadan ikiye bölersen iki sıfır olur, yani hiçbir şey. " Lafımı bitirir bitirmez kapı tekrar büyük bir ses çıkartarak açıldı, hepimiz büyük bir sevinçle odaya girerken bu sefer çok daha aydınlık bir odaya girdik, bir an için Ayaz ne yapıyordur acaba diye düşünmeden edememiştim, bence kesin çuvallıyorlardır. Gerçi bizde çok vakit harcamıştık eminim şimdiye bir çok ekip bitirmiştir. 
Şimdi ki odada ise bir şey aramamıza gerek kalmadan masanın üstündeki radyo çalmaya başladı.
" Adam pazar akşamı öldürüldü. Adamın evinde 5 kişi daha vardı: eşi, özel aşçısı, uşağı, hizmetçisi ve bahçıvanı. Hepsi dedektife o akşam ne yaptıklarını anlattı.
- Eşi şöminenin yanında kitap okuyordu.
- Aşçı kahvaltı hazırlıyordu.
- Uşak, oturma odasında işçilere talimat veriyordu.
- Hizmetçi bulaşıkları yıkıyordu.
- Bahçıvan kış bahçesinde çiçekleri suluyordu.
Sizce katil kim ? "

" Bilmeceler bitti, şimdide dedektif mi olacağız ? "

" Eğer yarışmaya girmeseydik şu anda evde kız gecesi yapıyor olabilirdik hanımlar. " Hepimiz bir kahkaha attıktan sonra soruyu düşünmeye başladık. Katil kim olabilirdi ? 
" Evde 5 kişi var deniliyor ama Uşak işçilere talimat verdiğini söylüyor, bence katil uşak. " Olca büyük bir sevinçle söylemişti ama kapının açılmaması onu hayal kırıklığına uğratmıştı, sanıyorum tek umudumuz Elifti.

" Hadi Elif bulabilirsin. "

" Sana inanıyoruz Elif. "

" Kızlar za... " Elif ağzını açmıştı ki onu susturarak motive etmeye devam ettik.

" Sen her zaman en zekimiz oldun Elif hadi. "
" Sadece zihnini boşaltarak soruyu anlaman lazım bu kadar. "

" Kızlar ! " Elif bir anda o kadar bağırmıştı ki Olca'da bende irkilmiştik, Elif ise gülerek bize bakıyordu.

" Dediğiniz hiçbir şeyi yapmama gerek yok çünkü eğer sussaydınız cevabı zaten bulduğumu söyleyecektim. " Olca'yla ben sevinçten deliye dönerken Elif anlatmaya başladı.
"  Adam pazar akşamı öldürüldüyse, aşçı nasıl kahvaltı hazırlıyordu ? " Ve Elif konuşur konuşmaz kapı her zamankinden daha büyük bir ses çıkartarak açıldı. Şimdi ki oda tamamen boştu, sadece gri demir kapı vardı, dışarıdan ise izleyenlerin sesi geliyordu, sanırım son kapıya gelmişti. İyice yaklaştığımızda kapının önünde zarf gibi bir şey vardı. Olca zarfı alarak okumaya başladı.
" Herkes giderken ben her zaman yanınızdaydım. Üçünüzün de en sevdiği şey benim. Ben kimim ? " Üçünüzün de en sevdiği şey ben miyim ? Üçümüz de en sevdiği şey neydi peki ? Her ne kadar düşünmemeye çalışsamda aklıma sadece tek bir kişi geliyor. Ah ama hayır o olamaz. Utanarak aklımdaki kişiyi uzaklaştırırken hepimiz düşünmeye başladık. Üçümüzün sevdiği şey... Ne olabilirdi ? Ama bilmece bu kadar değildi. Herkes giderken ben yanınızdaydım...
" Herkes giderken üçümüzün yanında da olan kişi kimdi kızlar ? "
" Belkide yanlış düşünüyoruz. Bir kişi değil, kişiler. Ve bu kişilerin tek bir adı var. " Elif yine bir şey bulmuş gibiydi biz ise merakla ona bakıyorduk. 

" Hepimiz ailemizden birilerini kaybettik kızlar iyi düşünün. Ama her zaman yanımızda sadece birileri vardı. Ayaz, Mustafa ve Mert. Cevap kardeş ! " İnanamıyorum Elif yine haklıydı. Kapı büyük bir gürültüyle açılırken dışarıdaki topluluktan büyük bir alkış sesi koptu, her ne kadar baya oyalansak da bu görevi bitirdiğimize inanamıyordum. 
" Tebrik ediyorum hanımlar, başardınız. " Müdürümüz büyük bir sevinçle bize yaklaşırken vampirlerden sevinç sesleri geliyordu, kurtların ise bazıları Elif'i destekliyorlarmış gibi gözüküyordu, gerçi şaşırmamak gerekiyor sonuçta alfalarının sevgilisi tabi ki desteklerler. "

" Teşekkür ederim hocam ama sanırım en son biz çıktık. Doğrusu sorular baya zordu. "
" En son siz mi çıktınız ? Kızlar büyük ihtimal rekor kırdınız. " Rekor mu ? Buna inanamıyordum, kızlarla büyük bir mutlulukla birbirimize sarılırken bütün öğrenciler sevinçten deliye dönüyordu. Herkes ellerindeki suları, içkileri - ki hocaların kötü bakışlarını umursamadan - havaya fırlatırken herkesin üstü sırılsıklam olmuştu. İşte yine başarmıştık, Olca kesinlikle haklıydı muhteşem bir ekibimiz vardı. 


ESİNTİOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz