28

2.3K 243 183
                                    

Kararmış gökyüzünü izlerken parmaklarımın arasında gevşekçe tuttuğum sigaramı içiyordum. Ağırlığımı vermiş olduğum araba Jimin'e aitti fakat kendisi hala daha ortalıklarda gözükmüyordu. Eh, bana sinirli olduğunu hesaba katarsak eğer ortalıklarda gözükmemesi daha iyiydi.

Sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirip derin bir nefesi ciğerlerime çektiğim sırada bakışlarımı hareketlilik olan yere çevirmiştim. İşte o an kaşlarını çatarak bana yürüyen Jimin'le göz göze gelmem kaçınılmaz olmuştu.

"Bravo sana!" Diye söylenmişti hemen. Ben de gözlerimi devirip bakışlarımı üzerinden çekmiştim. "Kaç yaşında herifsin ama seni karakoldan topluyorum. Cidden harikasın Taehyung."

Sessiz kalmaya devam etmiştim. Tavrına bakılırsa ne desem boş olacaktı. Bu yüzden sakin tavırlarımla sigaramı içmeye devam etmiştim.

"Kime ne söylüyorum ki ben."

"Ne yapayım Jimin?" Diye sormuştum bıkmışçasına. "Neler dediğini sen duydun. Hak etmişti göt herif."

Bir süre öfkeyle bana bakmış, ardından bakışlarını üzerimden çekerek şoför koltuğuna yönelmişti. "Bin arabaya da eve bırakayım seni." Ağzının içinden homurdanır gibi konuştuğunda izmariti atıp ayakkabımın ucuyla ezer ezmez yönümü henüz arabaya binmeyen ona çevirmiştim. "Haksızmışım muamelesi yapıp durma bana!"

"Adamın kolunu kırdın." Bana inanamıyormuş gibi konuştuğunda gözlerimi kaçırmıştım anlık. "Biliyorsun değil mi? Şu an hastanede kolunu alçıya almışlar."

"O an yumruk atmaya yeltenmişti kendimi savundum sadece." Desem bile oflayıp eliyle yüzünü ovuşturmuştu sinirle. "Ayrıca bir iki haftaya geçer, abartmasın."

Elini yüzünden çekip yeniden şaşkın bakışlarını üzerime diktiğinde söyleyeceği cümleleri beklemiştim sabırla. Fakat beklemeden arabaya binsem daha iyi olurdu. Çünkü Jimin az önce kurmuş olduğu cümlelerini yinelemişti sadece. "Adamın diyorum, kolunu kırdın."

"Off Jimin." Demiştim bıkkınlıkla. "Kırdığım kolunu götüne soksaymışım keşke de şu tavrı hak etseymişim."

Ardından onu beklemeden arabaya yerleşmiş, emniyet kemerimi takmıştım. Zaten Jimin'de çok geçmeden arabaya binebilmişti. Arabayı çalıştırıp yola koyulana kadar sessiz kalmıştı fakat bir süreden sonra bu sessizliği "Bundan sonra rica ediyorum sen beni kıskanma olur mu?" Diyerek bozmuştu. Ben de derin bir iç çekip yolu izlemeye devam etmiştim. Açıkçası şu an ona bir cevap vermek istemiyordum. Çünkü hala sinirliydim.

"Sinirlenmeni anlıyorum ama içinde bir psikopat yatıyor farkındasın değil mi?" Jimin ise bu öfkemden bir haber konuşmaya devam ediyordu. "İlk kez bu kadar öfkeli gördüm seni."

"Önce şirkete uğra." Söylediklerinin ardından soğuk bir ses tonuyla konuşmuştum. Dediğim gibi, onunla bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. "Arabamı alacağım, oradan kendim geçerim eve."

"Ben bırakırdım seni."

"Yarın nasıl olsa işe geleceğim Jimin." Bakışlarımı ona çevirdiğim sırada anlık bana bakmış, sonra yeniden yola odaklanmıştı. "Sabah da alamaya mı geleceksin?"

"Peki, tamam. Önce şirkete uğrarız."

Omuzlarını düşürerek arabanın yönünü çevirdiğinde sırtımı koltuğa iyice yaslayarak dışarıyı seyretmeye devam etmiştim. Şimdi ikimizde sessizdik ve sessizliğimiz sürerken şirkete gelebilmiştik. Jimin uzak bir köşede arabasının içinde beni bekliyordu. Ben de otoparka giriş yaparken orada bekleyen güvenliğe selam vererek arabama yönelmiştim. En nihayetinde kendi arabamla otoparktan çıktığım sırada gelen aramayla beraber telefonun yanıtla tuşuna basıp hoparlöre almıştım.

aporia あ vminWhere stories live. Discover now