aporia あ vmin

24

jaymes young - infinity

Sıcaklıyordum.

Hayır, mecazi bir anlamda demiyordum bunu. Tüm bedenim yanıyordu resmen. Hala daha kapı pervazının önünde Jimin'in dudaklarını öpmeye devam ediyordum lâkin benimle sevişmek istediğini söylediği için fazlaca heyecan yapmıştım. Elim pantolonunun üzerinden erkekliğini okşamaya devam ediyordu ve elimin altında gittikçe sertleşen erkekliği aklımı kaybetmeme sebebiyet veriyordu.

Arzuyla dolmuştum bir anda. Tüm her şeyimle Jimin'i ister olmuştum. Bu yüzden ağırdan almak istememiştim. Dudaklarımı, tadına oldukça bayıldığım dudaklarından zorlukla ayırmış, elimi de erkekliğinden çekip bileğine sardıktan sonra onu karanlığın çöktüğü evimin içerisinde peşimden sürüklemiştim. Hedefim henüz alışamadığım yatak odamdı. Ve bu küçük evde yatak odasına ulaşmak çok da zor olmamıştı.

Kapıyı açıp Jimin'i içeri çektikten sonra büyük bir gürültüyle kapatmıştım. Ve Jimin dudaklarımdan ayrılmaktan memnun değilmiş gibi dudaklarını dudaklarımla birleştirmişti yeniden. Ona memnuniyetle karşılık verirken ellerim de boş kalmayarak üzerine geçirdiği gri kapüşonluyu yavaşça kollarından sıyırmış, yerle bir olmasına izin vermiştim. Jimin de tüm bu zaman boyunca elini tişörtümün içerisine sokmuştu. Bedenime temas eden soğuk elleriyle içim titremişti resmen.

Sevişmeyi ağırdan alarak, tadını çıkararak ilerletmek isterdim lâkin sabrım tükenmiş gibi hissediyordum. Dudaklarımızın uyumunu kesmiştim. Jimin'in elleri bedenimden uzaklaştığında bir çırpıda üzerimdeki tişörtten kurtarmış, sırayla diğerlerinden de kurtulmuştum. Şimdi onun karşısında çırılçıplak duruyordum ve Jimin benim gibi üzerindekileri çıkarmak yerine öylece beni izlemişti.

"Seni benim soymamı mı istiyorsun?" Yarım ağız gülerek sorduğum sırada karanlığa alışmış olan gözlerimle onu süzmüştüm. Kesinlikle şaşkındı, beklemiyor gibiydi. Onun bu hali karşısında hiçbir şey demeyerek elimi onun tişörtüne atarak üzerinden çıkarmıştım.

"Ben hala inanamıyorum." Diye fısıldamıştı, şok olmuş bir ifadeyle. Sessiz kalmayı tercih etmiştim ilk. Sağ elimin işaret parmağını siyah dar kotunun ön kısmından hafifçe içeri sokarak onu kendime doğru çekmiştim. "Jimin." Aynı onun gibi fısıldayarak dudaklarımı kulağına doğru yaklaştırmış, kulak memesini dişlerimin arasında yumuşak bir baskıyla çekiştirmiştim. "Duraksama."

Ardından pantolonun içerisine hafifçe soktuğum parmağımı çıkararak tek elimle düğmesini açmıştım. Dudaklarım kulak memesinde oyalanıyordu. Parmaklarım ise fermuarını yavaşça aşağı indiriyordu.

"Taehyung." Yeniden mırıldandığında ben çoktan fermuarını indirmiş, yeniden elimle erkekliğini avuçlamıştım. Bu sayede ismimi inlercesine mırıldanması hoşuma gitmişti. "Bedenin-" Demişti bu sefer de. Elimin erkekliğinin üzerinde oluşan baskısından dolayı kelimeleri etkileniyor, kesik kesik konuşuyordu. "-çok güzel."

Anlık gülümseme geldiği için kulak memesini serbest bıraktığımda ondan biraz uzaklaşmıştım. Fakat o güldüğüm için sinirlenmiş olmalıydı ki, aniden ellerini göğüsüme koyarak beni itmiş ve hızlıca üzerindeki dar kot pantolonundan kurtulmuştu. Bu sefer de ben onu izlemeyi tercih etmiştim, sokak lambasının da etkisiyle onu görebiliyordum. Kusursuz bedeni tam karşımdaydı işte.

Her bir ayrıntısına teker teker iz bırakmak istemiştim. Lâkin ona ilk adımı ben atmamıştım. Aynı benim gibi çırılçıplak kalan Jimin yeniden ellerini göğüsüme koyarak beni yatağa doğru ittirmişti. Ona izin vermiştim ben de, yapacaklarını merak ediyordum. Beni çıldırtacağı kesindi. Bu yüzden sırtım yatakla buluştuğunda derin bir nefes almıştım. Jimin'de dizlerinden birini bacak arama yerleştirmiş, diğerini bacağımın diğer tarafına konumlandırarak üzerime eğilmişti.