29

1.5K 201 191
                                    

gotye ft kimbra - somebody that i used to know

G

eç geldiği için kusura bakmayın lütfen, müsait olamıyorum hiç. Bir de bu arada yorumlar çok az düşmüş gibi, yorum yaparsanız eğer sevinirim. Keyifli okumalar.

Jimin'in odasında dakikalarca özlem gidermemizin ardından duş alarak yeniden mutfağa geçmiştik ve Jimin, soğuduğunu düşündüğü yemekleri yeniden ısıtmaya karar vermişti.

Yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı. Gerçi oldukça seksi durduğunu inkar edemeyecektim. Bu tuhaf gülümsemenin sebebi az önce odada yaşananlardan kaynaklı olduğu da belliydi. "Sürekli beraber kalsak ne güzel olurdu."

Beraber yaşamak.

Evet, onunla beraber yaşasam güzel olurdu. Güne onunla başlardım, uyumadan önce en son onu görürdüm fakat bu şu an için gerçekleşmesi imkânsız uçuk bir hayaldi. İlgilenmem ve hayal kırıklığına uğratmamam gereken bir kızım vardı. Jimin'le olan ilişkimi ileride söyleyebileceğim için bu ilişki gizli ilerlemeliydi. Yine de Jimin'in modunu düşürmemek için "Tabii güzel olurdu." Diye karşılık vermiştim ona.

Duştan sonra üzerine tişört giymeyi reddetmişti. Altında sadece eşofmanı vardı ve bana nasıl güzel bir şölen verdiğinden bir haberdi. Düzenli spor yaptığından olsa gerek vücudu şekilliydi. Ne abartı kası vardı, ne de düz bir vücudu. Olması gerektiği gibiydi. Bundan olsa gerek bakışlarımı bir türlü bedeninden çekemiyordum.

"Yemekler ısındı, sen tabakları çıkar da yiyelim artık." Onu başımla onaylayıp dediklerini yerine getirmek için mutfak dolaplarına yönelmiştim. Elime geçen birkaç tabağı mutfak masasının üzerine koyduğumda aklıma henüz gelen şeyle Jimin'e dönmüştüm. "Bu arada Hoseok denen yavşağı şikayetinden nasıl vazgeçirdin?"

Bu sorumun ardından kaşlarını çatan Jimin, an itibariyle bana öfkelenmişti. Galiba hiç girmemem gereken bir konuya girmiştim. Kahretsin! "Senin yüzünden kaç kere özür diledim biliyor musun?"

"Ne demek özür diledim?" İşte, şimdi de ben sinirleniyordum. O yavşak herifin özür dilemesi gerekiyordu. Gerçi yaptıklarını özür bile geçiremezdi ama neyse. "O şerefsizden özür dilediğine inanamıyorum."

"Bıraksaydım da, oralarda kalsaydın değil mi?" İş yerinde olduğu gibi fazla otoriter ve ciddi bir tonda konuştuğunda gözlerimi devirmiştim. Anlayamıyordum, benim yerimde olsa o ne yapacaktı bilmiyordum. "Hayır çocuk da değilsin ki, nasıl olur da olaylar karşısında tepkilerin bu kadar büyük olabilir? Cidden kaç yaşında herifsin, bir kızın var ama mantıklı düşünemiyorsun!"

Kavga etmemek için sesimi çıkarmadan sandalyelerden birine kendimi attığımda Jimin "Bir de kalkmış niye özür diledin diye bana kızıyorsun. Adamın kolunu kırdığını daha ne kadar söylemeliyim?" Diyerek söylenmeye devam etmişti.

Tamam, haklı olabilirdi. Kolunu kırmak biraz fazlaydı. Ama Jimin'de bilmeliydi ki, öfkemi bazı durumlarda kontrol edemiyordum. Bu yüzden o an ne yaptığımı da bilmezdim. Tabii ki karşımdakinin mimiklerine odaklanırdım fakat koluna uyguladığım kontrolsüz gücün farkına ancak Hoseok'un fazladan bir tepki vermesiyle fark edebilmiş, zaten o anda da geriye çekilmiştim.

"Taehyung, bu iyi bir şey değil." Jimin sessiz kaldığımdan dolayı sanırsam daha sakin konuşmuştu. "Biliyorsun değil mi? Tamam, sinirlendiğimiz zaman bilinçsizce kavga ediyoruz ama hastanelik etmek çok farklı bir durum."

"Her neyse Jimin, konuyu açmadım farz et." Biraz da haklılık payından dolayı konuyu kapatmaya çalışmıştım. Haklıydı, çünkü dediği gibi kaç yaşına gelmiştim, bir kızım vardı. Her olayı şiddetle çözemeyeceğimi anlamam gerekirdi. Hiç iyi bir örnek değildim.

aporia あ vminWhere stories live. Discover now