31

2.1K 213 101
                                    

james blunt - goodbye my lover

Aradan geçen zamanlar olmuş, Jimin'le gizli saklı ilişkimize devam etmiştik. Hafta sonu kızımla olduğum için birbirimizle vakit geçirememize bile alışmıştık. Yeni hayatımız yolunda gidiyordu kısacası. Ama Jimin'in babası asla bu durumu kabullenmemişti.

Eskiden babası beni severdi, ben Jimin'i sevmezdim. Şimdi babası beni sevmiyordu, ben Jimin'i seviyordum. Düzenin bozulduğu nokta burası olmuştu işte. Hala daha düzenlenemeyen tek durumdu. İkinci düzen bozan durum da yarın gerçekleşecekti. Ne yazık ki ailem beni ziyarete geliyordu ve onlara Jimin'le olan ilişkimden bahsedecektim.

Jimin buna pek destek vermemişti. Babasının öğrenmesinin ardından biraz kaybetme korkusu oluşmuştu onda. Birçok sefer babasıyla konuşmayı denemişti. Ama ne olursa olsun hep ters tepmişti. Bana durumu üzerinden özet geçerek, asla detaylara girmeyerek anlattığında tekrar tekrar pişmanlığa bürünmüştüm. O da bunu kendine göre yormayı tercih etmişti işte.

Terk edilmekten korkuyordu.

Biraz da babasının etkisi vardı bunda. Jimin bana bu kısımdan hiç bahsetmemişti ama o gün, yani bizi öğrendiği ilk gün söylediği cümlelerden belliydi bu. Onu da terk edeceğimi, saçma sapan bir ilişkinin peşinden koştuğunu savunuyordu. Bir insana, bir şeyi örneklerle süsleyerek tekrar tekrar anlatırsanız aklına iyice kazırdınız. Jimin'de ister istemez, babasını dinledikten sonra benim pişman olmuş sessiz hallerimle karşılaşıyordu. Bu yüzden de terk edilme korkusu gittikçe artmıştı.

İşte tam olarak bu noktada aileme bu konuyu açmamı istemiyordu. Çünkü onların da iyi bir tepki vermeyeceği aşikar bir durumdu. Zaten cinsel yönelimimi bilmiyorlardı. Geçmişte Seul Mi'nin üniversite zamanı hamile kalması olayına bile çok tepki göstermişlerdi. Sırf bu yüzden bile Seul Mi ve ailesini sevememişlerdi bir türlü. Gerçi aynı durum Seul Mi'nin ailesi için de geçerliydi. Kızlarının hamile kalması, bana öfke duymalarına neden olmuştu. Ani evliliğe de hiçbir zaman saygı duymamışlardı. Aksine her zaman hoşnutsuz davranmıştı her iki taraf da. Kavgalarımızı tetikleyen en önemli faktörlerdi ailelerimiz.

Boşanmamıza sevinen tek kişiler de onlardı. Ne karşı taraf beni benimsemişti, ne de benim ailem Seul Mi'yi benimsemişti. Ortada bu durumdan etkilenecek olan torunları bile gözlerine gözükmemişti anlayacağınız.

Şimdi böyle, neredeyse her şeye tepki dolu olan aileme kendi cinsimden birini getirip, sevgilim olduğunu söylediğimde büyük olay çıkacaktı. Seul Mi'yle bile boşandığıma pişman olacak kadar öfkeleneceklerdi. Bunları en başından Jimin'e anlatmıştım. Tepkilerden korkmuyordu, o tepkilerin ardından benim neler yapacağımdan emin değildi.

Bunu bana açık açık söylememişti. Gözlerine bakıldığında anlaşılıyordu durum zaten. Ben de sırf o açık açık söylemediği için onun içini rahatlatacak kelimeler sarf etmemiştim. Ama yarından itibaren anlayacaktı, onu bırakamayacak olmamı. Sadece birazcık sabretmesi gerekiyordu o kadar.

"Bundan... Emin misin?" Jimin tereddütle sorduğunda ona çevirmiştim bakışlarımı. Fakat o da gözlerini kaçırmıştı. Sıkkın bir ifadesi vardı. Darda kalmış gibi davranıyordu. "Ailene söylemek zorunda değilsin aslında. Sürekli ziyaretine de gelmiyor gibiler."

"Bilmelerini istiyorum." Demiştim sakince. Bilmelerini istiyordum çünkü, onlara bu sefer karışma hakkı vermeyecektim. Evliliğim bitmişti benim. Utanmasalar gelip tebrik edecek kıvamdaydılar. Asıl onlar Soo Jung'u hiç düşünmemişlerdi.

Kendimi bildim bileli onların yanında olan, koşulsuz onları seven ben, şimdi onları tanıyamıyordum. Ben mutlu olayım diye susmamışlardı. Biz susmuştuk hep. Ama bu sefer onlar mutlu olsun diye ben susmayacaktım. Her türlü tepkiye hazırlıklıydım. Bu yüzden söyleyeceklerim aklımın bir köşesine kazınmış durumdaydı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 12, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

aporia あ vminWhere stories live. Discover now