31 ➳ 'parçadan tüme'

809 128 84
                                    

'Sana ihtiyacım var.'

🌼🌼🌼

30. Bölüm Özeti

Jungkook'un bıçaklandığını öğrenen Chaeyoung, Jungkook'un yanına gitmek ister ama Jimin izin vermez. Chaeyoung, Jimin'in zoruyla geceyi Jimin'in evinde geçirmek zorunda kalır. Bir yolunu bulup sabah evden çıkar ve kılık değiştirip hastaneye gider. Jungkook narkozun etkisiyle geçmişten bir zamanda olduklarını zanneder ve Chaeyoung'a eski Jungkook gibi yaklaşır. Bundan etkilenen Chaeyoung kafa dağıtmak için yürüyüşe çıkar. Jungkook'u Soorim'in bıçakladığına dair bir mesaj alır.

***

Soorim denen aptalın nerede olduğunu bilmiyordum. Eğer bilseydim, bu onu kaçıncı kez olduğunu bilmediğim arayışım olmazdı. Bir küfür savurup telefonu tekrar kapattım. Çok sinirliydim. Ne kadar kırılsam kızsam da teline dokunmaya kıyamadığım birine böyle bir şey yapması beni çileden çıkarıyordu. Sevgili olduklarını iddia etse bile beni çok sinirlendiriyordu.

Bunlar yaşanmamış olsa belki de Jimin'den yardım isteyecektim ama şimdi bu son seçeneğim bile değildi. Yardım etmektense önüme çıkacak her şeyi yapacağına emindim. Beni koruduğunu sanıyordu ama yaptığı tek şey beni kısıtlamaktı. Bu korumak değildi. Belki bu şekilde onların bana zarar vermesini engellediğini düşünüyordu ama atladığı bir nokta vardı. Bu şekilde o bana zarar vermiş oluyordu.

Nereye gittiğimi bilmeden şirketin danışmasını aramaya karar verdiğimde bundan son anda vazgeçtim. Soorim'in adresini isteyecektim ama yüksek ihtimalle orada değildi. Ya bir karakolda olmalıydı ya da ortalıkta olmamalıydı. Tek tek Jungkook'un evine yakın olan tüm karakollara gidecek değildim. Yanımda arabam olmadan buna vaktim yoktu. Yine bir çıkmaza tosladığımda sinirli bir halde derin bir nefes aldım ve başımı ellerim arasına aldım.

Nefesimi düzene sokarak sakinleşmeye çalıştım. Şu anda gidebileceğimi bildiğim tek yer hastaneydi. En azından Jungkook'un yanında olabilirdim. Bu sefer geri dönmek istemiyordum. Soorim'le aralarında bir şey olmadığı belliydi. Bu sefer onu yalnız bırakmak istemiyordum.

Geldiğim yoldan geri yürümeye başladım. Üzerimde hala Jimin'in giysileri vardı ve güneş üzerimdeki koyu giysilere vurdukça daha da bitkin düşüyordum. Yine de mecburen birkaç saatte yürüdüğüm yolu aynı şekilde yürümem gerekiyordu. Gerçi bir taksi de bulabilirdim. Aklım başımdan gitmişti resmen, bu yüzden taksiyle gidebileceğimi bile unutmuştum.

Başımı sertçe ovalarken yola baktım ve taksi geçmesini bekledim. Birkaç dakika sonra bir taksi göründüğünde durdurdum ve hastaneyi tarif ettim. Yol boyu başıma keskin ağrılar girmişti. Yanımda ağrı kesici de yoktu. Hastaneye gittiğimde hemen yanındaki eczaneden reçetesiz satılan ağrı kesicilerden aldım. Yoksa baş ağrısından kafayı yiyecektim.

Hastaneye girmeden önce bir tanesini susuz bir şekilde yuttum. Başım çok ağrıdığı için tereddütte kalsam da ikinciyi de yuttum ve içeri girdim. Odanın yerini bildiğim için tekrar hemşireye görünme gereği duymadan yukarı kata çıktım. Hastane şimdi daha kalabalıktı. Biraz daha başımı eğerek merdivenleri çıktım.

Jungkook'un odasının olduğu koridora girdiğimde direkt olarak odaya yöneldim. Ben iki adım attığımda odanın kapısı aralanmıştı. Duraksayıp dikkatle oraya baktım. Jimin'den kaçmayı düşünmüyordum ama çıkan kişi o değildi.

Nefesimi tuttum. Jungkook bitkin bir halde kapıdan çıkmış ve dengesiz bir halde bir iki adım atmıştı. Etrafına bakınıp duruyordu. Birini arıyor gibiydi.

𝗹𝗼𝘀𝘁 𝗺𝗲𝗺𝗼𝗿𝗶𝗲𝘀'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now