6 ➳ 'çaresiz kukla'

2.6K 260 329
                                    

'Kontrol edemediğin bir hayatı yaşayamazsın.'

🌼🌼🌼

Daha kaç bardak içmeyi düşünüyorsun?!

Bunu soran düşünceli dostum Taehyung (!) ya da bana aşık olan Chaeyoung (!) değildi. İç sesimdi. Eh en sonunda yanında yine kendin kalıyordun tabii. Gerçi kaçabilse muhtemelen o da kaçardı.

Kaçıncı bardak olduğunu bilmiyordum ama boşalan bardağı masaya bıraktım. Ellerim hafifçe titrediği için masaya yanlışlıkla sert bir şekilde vurmuş olabilirdim. İçtiğimde önce ellerim titriyordu. 

"Bu bardaklar beni kesmedi," diye mırıldanarak kısa süre önce aldığım başka bir şişeyi elime aldım ve kafama dikmek üzere dudaklarıma götürürken kolum iki el tarafından  durdurulmuştu. Kaşlarımı çatarak elimi indirdim ve koluma dolanan iki elin sahibine baktım. 

Taehyung ileri doğru eğilmiş çatık kaşlarıyla bana bakarken Chaeyoung ise ona nazaran daha yumuşak ama endişeli bakışlarla bana bakıyordu. "Ne?" diye karşılık verdim bakışları üzerine.

"O şişeyi kafana dikmeyi düşünmüyorsun herhalde?" dedi sorarcasına Taehyung. O sırada fark etmiştim. Masada gözlerimi gezdirirken bir kişi eksikti. Siktiğimin Jaehyun'u.

Belki sarhoşluğumdandır diye masayı tekrar kontrol ettikten sonra mırıldandım. "Jaehyun piçi gitti mi?"

Sorumu Chaeyoung cevapladı. "İşi çıkmış."

Yüzüme belli belirsiz bir gülümseme oturduğunda elimdeki şişeyi kafama diktim. "Jungkook!" Taehyung bağırınca yüzümü buruşturdum ve ayağa kalktım. Elimdeki şişeyi sallayarak "Siz eğlenceli sohbetinize devam edin lütfen!" diye bağırdım ve dans pistine gitmek üzere adımladım.

Peşimde hızlı adım sesleri duyduğumda Chaeyoung olduğundan şüphem yoktu. Taehyung bu kadar küçük ve hızlı adımlar atmazdı. Şişeyi tekrar dudaklarıma götürdüm ve bir elim cebimde sarsak adımlarıma devam ettim. 

"Neden mağdurmuş gibi davranıyorsun?" Sesini duyurabilmek için bağırarak konuşurken şişeyi tutan elimi aşağı indirmişti.

"Sana ne?"

Omzumu sertçe tutup beni kendine döndürdü ve çatık kaşlarıyla devam etti. "Neden aşkına karşılık bulamayan aptal platonik gibi davranıyorsun?!" Elini yumruk haline getirip göğsüme değdirdiğinde vurmamıştı. Sadece temas etmesini sağlayarak beni hafifçe ittirmişti.

"Aptal aşkın umurumda değil, Chaeyoung. Defol git başımdan."

Şişeyi tekrar kafama dikerek merdivenlere yöneldim. Aşağıya baktığımda çok yüksek görünmüştü. "Tanrı aşkına, kim bu kadar yüksek yaptı bunları?" diye mırıldanarak bir adım attım. Başımın dönmesiyle birlikte bir küfür savurarak trabzanlara tutunmuştum.

"Jungkook!" Chaeyoung boştaki elimden tuttu.

"Sana git başımdan dedim, değil mi?"

Kulağıma yaklaştı ve sıcaklığı tenime sinerken fısıldadı. "Sarhoşsun."

"Ve biliyor muydun?" diyerek gülümsedim ve geriye çekildim. "İnsanlar sarhoşken içinden geçenleri açıklıkla söyleyebilirler, Chaeyoung. Yanımda olmanı istemiyorum. Yeterince açığım bence, ne dersin?"

Kolumu sertçe çektim ve adımlarıma devam ettim. Israrcı adımlarım sürerken tekrar bağırmak üzere arkamı dönmüştüm ki ani dönüşümle birlikte Chaeyoung dengesini kaybetmişti. Siktir. Telaşla bir çığlık attığında son anda boştaki elimi beline dolamayı başarmıştım. Şaşkın bakışları gözlerimdeyken bu kadar inatçı olmasından bir yandan nefret ediyordum bir yandan da tuhaf bir şekilde bu hoşuma gidiyordu.

𝗹𝗼𝘀𝘁 𝗺𝗲𝗺𝗼𝗿𝗶𝗲𝘀'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now