5 ➳ 'demirden olmayan kalp'

2.6K 264 393
                                    

'Her kalp kırılır. Sadece bazıları daha dayanıklıdır.'

🌼🌼🌼

"Bir sapığın eksikti zaten!" 

Taehyung kahkahayı basınca elimi ağzının ortasına geçirmek için kaldırdım ama okulun bahçesinde olduğumu hatırlayıp durdum. Henüz ilk ders başlamamıştı ama etrafta öğretmenler dolanıyordu. Okulun prestijine önem verildiğini düşünürsek bunu yaptığımı gören bir öğretmen tarafından notlarım hızla düşüşe geçirilebilirdi.

"Belki de sapık değildir," diyerek omzumu silktim. Taehyung ayaklarını kaldırıp oturduğumuz kamelyada bağdaş kurdu. "Bana çok masum gelmedi kanka. Fotoğraflarını çekmek istiyorum falan."

"Fotoğraf çekmenin neresi sapıkça lan?"

"Lan gerizekalı. Her fotoğraf senin modellik için verdiğin pozlar gibi mi oluyor? Kız zaten gizli gizli çekmiş fotoğrafını. Kim bilir daha ne kadar gizli fotoğrafın vardır onda."

Kaşlarımı çattım. "O kadar var mıdır ki lan?"

"Ne sanıyorsun salak?" Derin bir iç çekti. "Bu kadar saf salak bir çocuğun dışarıda fesat bir züppe olarak bilinmesine inanamıyorum gerçekten."

Dudağımı büzüp kollarımı göğsümde birleştirdim ve Taehyung gibi bağdaş kurdum. Tamam beni tanımalarına gerek yoktu. En azından kötü bilmeseler güzel olurdu. Nefret mesajları almak iyi hissettirmiyordu.

"Ne yapayım engelleyeyim mi?"

Düşünüyormuş gibi çenesini sıvazladıktan sonra gözlerini kıstı. "Bir bekleyelim, çıkar kokusu nasılsa."

Düşüncelere dalmış bir şekilde yere bakarken kız sesleriyle birlikte başımı kaldırdım. Jennie ve Chaeyoung yanımıza ne ara gelmişlerdi?

Jennie doğrudan Taehyung'un sol yanına geçince Chaeyoung ayakta dikildi ve ve Jennie'nin solundaki küçük yere ardından da benim yanımdaki geniş yere baktı. Adımlarını yanıma sürdürdüğünde ölmüş gibi başımı yana eğdim.

İşte başlıyoruz.

Jennie ve Taehyung kendi alemlerine hızlı bir giriş yaptıklarında kaşlarımı çatarak Taehyung'a baktım. Şerefsiz hemen unutmuştu beni.

"Jungkook." Chaeyoung 'kook' kısmını uzatarak ismimi dillendirdiğinde başımı ellerim arasına aldım. "Efendim Chaeyoung?"

Sonradan fark etmiştim ki benim yanım da çok geniş sayılmazdı. Bu yüzden yakın oturuyorduk. Üzerimdeki gömleği çekiştirmek istesem de müsait bir ortam ve zaman olmadığını düşünerek ellemedim.

"Nasılsın?"

Saçlarının gül kokusu burnumu işgal edecek kadar yakınken rahat konuşamıyordum. "Ne?"

Kaşlarını çatar gibi olsa da bundan vazgeçti ve sabırla sorusunu yineledi. "Diyorum ki nasılsın?"

"Ha. Şey iyiyim ya," diye mırıldanarak elimi enseme attım. Bir yandan da Taehyung ve Jennie'ye kaçamak bakışlar atıyordum, belki birbirleriyle ilgilenmeyi bırakıp Chaeyoung'la baş başa olan durumumuza el atarlar diye.

Chaeyoung düşünceli bir şekilde kaşlarını çattı. "Hiç Jungkook gibi davranmıyorsun," diye mırıldanarak oturduğu yerde yan döndü ve bakışlarını gözlerime doğrulttu. Gözlerini kıstığında bakışlarımı kaçırdım.

"Dik dik bakma."

"Niye?"

Yüzümü buruşturdum. "Psikopat gibi duruyorsun."

𝗹𝗼𝘀𝘁 𝗺𝗲𝗺𝗼𝗿𝗶𝗲𝘀'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum