17 ➳ 'beni unutma'

2.1K 241 724
                                    

'Belki de kayıplar bağlar insanı hayata.'

🌼🌼🌼

Başımı kaldırmadım. Bir güç beni durdurmuştu. Yüzüne bakmak, kimliğini öğrenmek istemiyordu. Nedeni ise meçhuldü.

"Bana bakmayacağını biliyordum," diye mırıldandı kız. Karşımdaki koltuğa oturduğunda ayaklarını görebilmiştim. Siyah bir topuklu giymişti, üstü ipliydi ve yukarı doğru uzanıyordu. Eteğinin tülleri ayakkabısının biraz üzerinde bitiyordu.

Chaeyoung'un kulübündeki kızların sadece yüzünü biliyordum, seslerini bilmiyordum. O gün aralarından biri konuşmuştu ama sesine çok dikkat etmemiştim. Dolayısıyla karşımda kim olduğunu bilmiyordum.

"Seni sahnede göremeyince burada olduğunu tahmin ettim ve gelmek istedim." Sessiz kaldım. Onunla konuşmamı mı bekliyordu? Açıkçası ruh hastası olduğuna dair olan görüşüm hala geçerliliğini koruyordu. Hiçbir şey değişmemişti. 

Konuşmasından güldüğünü anlamıştım. "Chaeyoung olmasını mı isterdin?" 

Kaşlarımı çattım ve yüzüne bakmamak için kendimle mücadeleye giriştim. Ona neydi ki bundan? Beni cidden rahatsız ediyordu.

Derin bir iç çekti. "Pekala, Kookie. Anladım konuşmayacaksın. Şimdi gidiyorum ama mesaj atmaya devam edeceğimi biliyorsun." Görüş alanımdan kaybolan ayakkabılardan kısa bir süre sonra kapının kapanma sesini duydum.

Hala kapının ardından gelmeye devam eden dansın müziği beni sinirlendirmeye devam ediyordu. Ayağa kalktım ve buraya gelirken giydiğim gömleğimi üzerime geçirdim. Dudağımdaki kanı baş parmağımla sertçe sildikten sonra elimle saçlarımı düzene sokmaya çalıştım.

Bugün moralimi bozacağım bir gün olamazdı.

Dudağımdaki yara hala kendini belli etmesine rağmen buna aldırmadan kapıya yöneldim. Kapıyı açtığım sırada dansın müziği kesilmiş içeriyi çığlık ve alkış sesleri kaplamıştı.

Jaehyun'u sahneden inmeden döversem biri görür müydü acaba? Bu düşünceden istemesem de kurtulup arkamdan kapıyı kapattım ve sahneye değil de kalabalığa giden koridora saptım. Işıklar karmakarışık şekilde her bir yana vurmasına rağmen hala içeride tuhaf bir loşluk vardı.

Girişte durdum ve etrafıma bakındım. Tanıdık birkaç yüz görmeme rağmen Chaeyoung'u görememiştim. Bar kısmına gitmeye karar verdim. En azından biraz kafamı dağıtmak bana bu gece için iyi gelecekti.

Muhtemelen içeride öğretmenler yoktu. Bunun çıkarımını yapmak zor değildi çünkü cidden bar kısmında her türlü alkollü içecek vardı. Kalabalığın arasından sıyrılıp boş sandalyelerden birine oturdum. Bana dönen barmenle birlikte bakışlarımı arkadaki içki şişelerinde gezdirdim. 

Tam konuşmak üzere dudaklarımı aralayacağım sırada yanıma birinin oturup omzumu dürtmesiyle yanıma döndüm. Chaeyoung zannetmiştim ama Jennie'ydi. Ben ona döner dönmez neşeli ifadesi şaşkın bir hal aldı ve patlamış dudağıma kaydı. "Ne oldu?!" Sesini duyurmak için bağırıyordu.

"Bir şey yok. Çarptım sadece," diyerek yanıtladım onu. Pek ikna olmuş gibi görünmese de başıyla onayladı ve ardından devam etti. "Chaeyoung'u gördün mü?" 

Şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. Henüz gelmemiş miydi? "Senin yanında değil miydi?" Jennie başını olumsuz anlamda salladı. "Gelmedi. Ben de senin yanında zannettim."

Belki de fazla hızlı geldiğim için Chaeyoung'un benden daha geç gelebileceğini düşünememiştim. Henüz gelememiş de olabilirdi. "Sen Taehyung'u gördün mü?" dedim karşılık olarak.

𝗹𝗼𝘀𝘁 𝗺𝗲𝗺𝗼𝗿𝗶𝗲𝘀'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now