95. bölüm - Kutlama

771 34 55
                                    

Ömer Ahmet'e ateş saçan gözleri ile bakarken Necmi, Neriman ve Sude saldırarak birbirine bakıyordu. Diğerleri ise sadece merdivenlerin başında duran yaşlı adama bakıyordu.

Kimdi ya bu?

Aslında Ahmetin de şimdi geleceğinden haberi yoktu. O da şaşırmıştı. Ama Ömer'in tepkisinden korkuyordu. Ona bukadar iyi davranırken, konuşurken, hatta evinde kalmayı kabul etmişken bu adamın her şeyi mahvetmesinden korkmuştu.

D: Ömer?

Diye fısıldadı ona doğru gerginliğini hissederek.

X: Eee sevinmediniz mi beni gördüğünüze?

Ahmet Ömer'in sadece bakışları ile onu öldürdüğünü hissetmişti.

A: Bana haber vermedi.

Diye konuştu kısık sesle.

Ö: Defne.

D: Efendim aşkım?

Ö: Gidiyoruz.

A: Hayır!

Diye ayağa kalktı. Yaşlı adam ise yüzünde büyük gülümsemeyle masaya yaklaşmaya başladı.

A: Hoş geldin baba.

Dedi elini öperek.

H: Hoş buldum oğlum.

Necmi, Neriman ve Sude sırasını geçince Hulusi anca Ömer'in oturduğu tarafa dönmüştü. Yanında oturan kadını görünce yutkundu.

H: Sebahat?

Se: Hoş gelmişsin.

H: Sen... Burada...

Se: Haberin yok muydu? Hayret.

Defne bir halasına bir de Ömer'in dedesi olacak adama bakıyordu.

Niye ya? Niye geldi ki bu şimdi? Ömerimi sinir edecek üzecek ne varsa hepsi üst üste geliyor. Bu adam nefes almayacak mı? Hiç gülmeyecek mi?

H: Ömer oğlum?

Ömer dedesinin arkasında kalan babasına bakınca kravatını gevşetip gömleğin düğmelerini açtığını fark etti. Yüzünün de kızardığını görünce şu anda kalkıp giderse kendilerini hastanede bulacaklarını biliyordu.

Nec: Baba geç otur şöyle istersen.

H: Dur oğlum. Daha gelinimle tanışmadım bile. Defne? Gel bir sarılayım sana kızım. Hulusi ben. Ömer'in dedesiyim.

Defne Ömere baktı. Ömer ise sadece gözlerini kırpmıştı. Defne ondan aldığı onayla kalkıp Hulusinin elini öpüp ona sarılmasına izin vermişti.

Aslında ton ton, iyi birisine benziyordu. Ama içi dış görünüşünün tam tersiydi.

H: Merhaba gençler.

Sİ: Hulusi dedem hoş gelmişsin. Hiç haberimiz olmadı geleceğinden.

Sinan da yerinden kalkarak Hulusinin elini öpmüştü. Kendisi onun tarafından bir kötülük görmemesine rağmen pek de seviyor sayılmazdı. Kardeşinin çektiklerini biliyordu çünkü.

Ser: Merhabalar efendim. Serdar ben. Açıkçası Ömer hiç bahsetmedi şaşkınlığımızı mazur görün.

H: Estağfurullah evladım. Siz nasılsınız? Tebrik ederim. Allah analı babalı büyütsün.

Ser: Teşekkürler.

Serdar şaşırmıştı ilk başta. Ama sonra yanında bebek arabası ve karısının kucağında minik bir bebek görünce söylediği mantıklı gelmişti.

Formaliteden Aşk Where stories live. Discover now