Falcı | #texting

0.6

11.08.2022
(03:21)

Dağhan: Kıvaaançç Kıvaaançç

Kıvanç: Yine ne var gecenin 3'ünde?

Dağhan: Dediğin kötü enerjiler geldi.

Vallahi geldi billahi geldi.

Geldi işte geldi.

Kıvanç: Ne geldi? Gulyabani mi?

Dağhan: Ah keşke Gulyabani olsa, en azından onun fiziksel formu var, döver atarım kenara.

Kıvanç: Ya ne geldi o zaman?

Dağhan: Seninkiler geldi işte.

İki gece yazdım da uykunu böldüm diye, cinlerini bana mı yolladın? Ha?

Kıvanç: Sen cidden iyi değilsin.

Dağhan: İyi değilim. Hiç iyi değilim.

Gecenin 3'ünde cinli falcının tekine yazıyorum.

Kıvanç: Şu an cidden uykum olmasa seni dinlerdim ama çok uykum var.

Dağhan: Bütün gün fal bakıyorsun, neyine yoruluyorsun yahu?

Gören de inşaatta çalışıyorsun sanacak.

Kıvanç: İyi Dağhan. Uyumuyorum.

Ama benim uykumu kaçırıp da uyursan yemin ederim cinlerimi salarım üstüne!

Dağhan: Dedim işte, dedim.

Cinlisin sen!

Kıvanç: 😒

Anlat bakalım problem ne? Neden iyi değilsin?

Dağhan: Bunu neden sana anlatayım?

Kıvanç: Bana neden yazıyorsan, o yüzden.

Dağhan: Fal bakarken bana söylediklerini hatırlıyor musun?

Kıvanç: Evet?

Dağhan: Neyden korktuğumu sormuştun ya. Var bir korktuğum ama sen, benim korkumu nasıl anladın?

Kıvanç: His diyelim.

Dağhan: Peki, şu karanlık enerji zırvası ne?

Kıvanç: Karanlık bir enerjiden bahsetmedim, kötü bir şeyin yaklaştığından ve dikkatli olman gerektiğinden bahsettim.

Dağhan: Elimdeki yara?

Kıvanç: İnsan vücudundaki her yaranın ve her izin mutlaka bir hikayesi vardır. Özellikle de avuç içi gibi sıklıkla gördüğün bir yerdeki yara izinin çok daha derin anlamları olur.

Dağhan: İyi de nasıl? Ben bu yaşıma kadar o ize bir anlam yüklemedim.

Kıvanç: Stres altında hissettiğinde avucunu ovuşturur musun?

Dağhan: Evet?

Kıvanç: Farkında olmadan avucunu okşadığın oluyor mu?

Dağhan: Yani...

Bilmiyorum, farkında olmuyorumdur herhalde.

Kıvanç: O iz nasıl oldu?

Dağhan: Küçükken yakın arkadaşım vardı, bisikletlerimiz çarpışmıştı o işlek bir yola düşünce, üstüne de bir araba gelince çok panikleyip kendimi onun önüne attım o sırada da bisikletin aynakolu elime girdi işte.

Kıvanç: Sonrasında da boktan bir sebeple konuşmayı bıraktınız, değil mi?

Dağhan: Dur daha yeni cin kalktı üstümden. Bu ne bilmişlik böyle?

Kıvanç: Biriyle her tartıştığında, elinin o ize gittiğine eminim. Ya da senin için kendini feda etmeyecek birini kendi zararına dahi olsa kurtarmaya çalıştığında da, o izin sızladığından.

Dağhan: Fısıldıyor herhalde seninkiler.

Kıvanç: Aynen.

O yüzden gecenin bir körü aslında nefret etmen gerektiğini düşündüğün birine derdini açıyorsun.

Çünkü aldığın cevaplar hoşuna gitmediğinde ona saldırabilirsin.

Dağhan: Hey!

Kıvanç: Bazı şeyleri görmek için falcı olmaya gerek yok Dağhan.

Yalnız insanı, yalnız olan gözünden tanır.

Tanır mı sahiden?