3.2

2.8K 302 22
                                    

23.08.2022
(01:23)

Dağhan: Üzgünüm, telefonum evde kalmış, bu yüzden hiç geri dönüş sağlayamadım.

Bütün gün hastanedeydim.

Zehra'yı biliyorsun, bizim küçük haraç çetesinden :) Sabah bana gelirken ufak bir kaza geçirmiş. Evden çıkarken telefonu almayı unutmuşum ben de.

Tüm gün onunla hastanedeydim, ancak şimdi eve gelebildim.

Çok çok üzgünüm. Seni endişelendirmek istemezdim.

Kıvanç: İyi olduğuna sevindim.

Arkadaşın nasıl?

Dağhan: İyi, ciddi bir şeyi yok. Kolu alçıya alındı, biraz da sarsıldı tabii. Baya böyle ağlama krizleri falan geçirdi.

Ailesi de şehir dışındaydı, hepimiz başına üşüştük ama sürekli yalnızım diye diye ağladı.

Ben de yanından ayrılamadım. Sonra akşam olunca biz sekiz dokuz kişiyiz diye hastaneden kovdular.

Cidden haraç çetesi gibiyiz bu arada...

Bir de hepimiz siyah siyah giyinmişiz. Hemşireler falan diken üstünde geçiyordu yanımızdan Serpil bile mafya anası gibiydi.

Biz kovulunca Zehra yine ağladı.

Öyle bir karışıklık oydu falan derken en son ben telefonumun yokluğunu fark ettim. Dedemler de Serpil'i aramış hep, Serpil bana eve gitmemi söyledi de öyle geldim.

Zaten Zehra da yarın hastaneden çıkar sanırım, hiçbir şeyi yok bugün tedbir amaçlı hastanede kalıyor.

Kıvanç: Çok geçmiş olsun, umarım bir an önce kendini toparlar.

Dağhan: Evet, umarım.

Müsait misin, seni görüntülü arayabilir miyim?

Kıvanç: Biraz bekle lütfen, ben ararım.

Dağhan: Tabii, bekliyorum.

İstediğin kadar beklerim.



:)

Bir önceki bölüm çok kısa olduğu için dayanamadım, yeni bölümü hemen yazayım dedim çünkü bu bölümde kısa olacaktı, bir sonraki bölümü metin olarak planladığım için biraz daha uzun olacak tabii :)) O yüzden, bu seferlik oy sınırına falan takılmayalım dedim.

Ancak bir sonraki için +60 oy ve biraz da yorum, lütfen'' :3

Falcı | #textingWhere stories live. Discover now