5.4

2.2K 261 156
                                    

29.08.2022
(09:11)

"Ah, ah... Kıvanç dur, ah dur lütfen!"

"Hayır, Dağhan. Biraz dayanırsan alışırsın..."

"Canım yanıyor Kıvanç! Elin çok zalim! Agh!" İsyan ederek elini itelemeye çalıştığımda daha çok bastırdı. "Ölüyorum ama!" diye bağırdım.

"Benim elim zalim değil bir kere!" dedi, çırpınışlarıma aldırmaksızın.

"Ya delik açtın, delik!" İsyanım bütün odamda yankılandı. Kıvanç sırtımı yatağa daha da sert bastırırken, "Orası zaten delik!" dedi.

"Oo, Kıvanç Bey! Sen haince saldırana kadar o kadar geniş değildi!"

"Gören de parmağımı yarana sokuyorum sanacak Dağhan! Pansuman yapmaya çalışıyorum burada! Ağlıyorsun resmen!"

Başımı iki yana sallayarak isyan etmeye devam ettim. "Hayır! Sen beni parçalıyorsun, ühüü annemi istiyorum ben!"

"Bebek misin sen sevgilim?"

"Bebek olmam seni durduracak mı aşkım? Çünkü ciddiyim, canım yanıyor!" dediğimde Kıvanç iç çekerek merhemi sürmeyi bıraktı ve gazlı bezi yaramın üstüne kapattı.

"Oh, yemin ederim gevşedim, rahatladım..." derken yastığa başımı koydum ve "Yanıma uzansana," dedim.

Kıvanç kedi gibi sağlam yanıma sokulurken, kolumu ona sardım ve "Teşekkür ederim," dedim. "Biraz acı dolu bir seans oldu ama şu an çok iyiyim."

"Merhemin olayı o, ben de canını yakmak istemiyordum, ayrıca kıçında kurt olan veletler gibi bir o yana bir bu yana kaçtın, bastırmak zorunda kaldım!" dediğinde şakağına bir öpücük kondurdum.

"Biliyorum aşkım ama canım yanıyordu, seni durdurmak zorundaydım..."

"Bu kadar hassas olduğunu bilmiyordum. Dün hastanede sağlamlığın hakkında cakasatıyordun! Ne demiştin? Ne bir haftası benim derim bir günde tutunur birbirine mi? Deli..."

"Sen daha fazla üzülme diye öyleydim ben yoksa benim canım tatlıdır."

"Bunu diyen kişi kickboks ve aikido yapıyor..." derken gözlerini kapattı ve kolunu boynuma sardı. "Ama gerçekten, iyisin değil mi?"

"İyiyim hayatım, sorun yok. Gerçekten. Canım tatlı ama dayanıklıyım... Yani nelere dayandı bu beden bir bilsen... Hatta benim üç defa da kolum kırıldı, ukeyken ayarsız toriler yüzünden çok acı çektim."

"Uke?" Kıvanç tek dirseğinin üstünde doğrularak bana baktı.

"Evet, yani aikidoya ilk başladığımda ben de zalimdim ama hassas bir ukeydim ve kimsenin de kolunu kırmadım. Gerçi parmak kırdım..." ben böyle anlatmaya devam ederken Kıvanç sırıtmaya başlayınca, aniden sustum ve "Neye gülüyorsun sen?" dedim.

"Uke misin sen?"

"Evet, en azından biri bana teknik uygularken."

Kıvanç daha da gülmeye başladığında, "Neye gülüyorsun ya?" dedim.

"Sevgilim, uke olmanı hiç beklemezdim..." derken gülmekten artık kıpkırmızı olmuştu.

"Niye, yahu bu kadar komik olan ne?"

Kıvanç gülerek kendini geriye attı ve "Sen bunu aikido bilmeyen insanların yanında da çok söyler misin?" diye sordu.

"Durup dururken niye ukeyim ben diye ilan edeyim ki?"

"Aşkım lütfen ukeyim demeyi bırak..." Kıvanç gülmekten iki büklüm oldu.

"Ya ne var ukelikte?"

Falcı | #textingDove le storie prendono vita. Scoprilo ora