6.4

1.6K 164 49
                                    

05.09.2022
(21:03)

Kapıdan geçtiğimde yüzüme çarpan kahve kokusuyla vücudumun dinlendiğini hissederek gülümsedim.

Normalde kapı kilidine anahtarımı yerleştirdiğim anda Kıvanç kapıyı açardı ama bugün açmamıştı. Belki lavabodaydı belki de duymamıştı. Derin bir nefes alarak mutfağa girdiğimde Kıvanç'ı gördüm.

Telefondaydı, kalçasını tezgaha yaslamış yere bakıyordu. Beni fark ettiğinde şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı ve "Hoş geldin," dedi. Ardından telefonu gösterip bir dakika işareti yaptı.

"Kimin geldiği seni ilgilendirmiyor abi, ne istediğini söyler misin artık?"

Kaşlarım hafiften çatılırken, Kıvanç'a yaklaştım ve göz kırparak şakağına öpücük kondurdum. Başını omuzuma yaslarken gözlerini kapattı ve abisi her ne dediyse, ona cevap verdi.

"Evet abi, ne kadar inkar da etsen bir erkekle birlikteyim."

Bıkkınlığı o kadar belli oluyordu ki...

"Tamam, kapat."

Telefonu kapatıp tezgahın üstüne bıraktı ve kollarını bana sararak, "Off," dedi. Nefesi boynuma çarpıyordu. "Bu aralar nedendir bilinmez, sürekli arıyor. Kesin bir haltlar yedi ve yardımıma ihtiyacı var."

"Ona ne gibi bir yardımın olabilir ki?"

"Benim şu anda yardımım olamaz," dedi Kıvanç. "Ancak iki yıl önceki Kıvanç'ın epey yardımı dokunurdu."

"Şu iki yıl önceki Kıvanç'ı ben de tanıyabilecek miyim?" diye sorduğumda, Kıvanç başını iki yana salladı.

"Tanımak istemezsin. Tanısan da hayatında tutmazsın..." dedi.

Derin bir nefes alarak kollarımı daha sıkı sardım ve "Neler yaşadı benim cinli falcım?" diye sordum.

"Unutmak isteyeceği şeyler..."

"Benim gibi unutmak ister miydin?" diye sorduğumda, Kıvanç başını kaldırıp bana baktı ve şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.

"Hiç hatırlamak istiyor musun?" diye sordu.

İtiraf etmek her zaman çok güçtü ama gerçeği inkar edemiyordum. "Sence gereksiz mi korkuyorum?" diye sordum. "Hatırlayacaklarım beni korkutuyor. Kabuslar gördüğüm, huzursuz uyandığım için... Hatırlayacaklarımın canımı sıkacağını biliyorum."

"Ama hatırlamamak da canını sıkmıyor mu?"

"İşte bu, kendime bile veremediğim bir cevap..." dedim. "Duş alıp gelsem olur mu?"

"Dağhan, kaçma... Senin gibi gerçeklere bu kadar bağlı birisinin gerçeklerden kaçmasını anlamıyorum. Ben ne olursa olsun, yanında olacağım."

"Ya o da yetmezse?" diye sordum, dalgınca. Aslında onu suçlamak niyetinde değildim. Ya da kötü hissetmesini istemiyordum ama sekiz, dokuz yıl önce yaşanmış bir olayın şu anki dünyamı değiştirmesini de istemiyordum.

Ve öğrenirsem... Değiştireceğinden emindim.

"Elimden geleni yaparım o zaman..."

"Duş alıp geleyim," dedim ve gülümseyerek ellerini bıraktım ardından mutfaktan çıktım.

~~

"Kıvanç?"

Havluyla saçlarımı kurularken salona yöneldiğimde, Kıvanç'ı bir kez daha telefon başında yakaladım. Bu sefer suratı asık değil, kocaman gülümsüyordu. Görüntü o kadar güzeldi ki, kıskanmak aklıma gelmedi ama düşünceler derinleşince onun birisine, şu anda kim olduğunu bilmediğim birine böyle güzel gülümsediğini idrak ettim.

Falcı | #textingWhere stories live. Discover now