6.5

1.9K 179 104
                                    

06.09.2022
(09:44)
**bir takım smut uyarıları**

"Aşkım..."

Kıvanç, yüz üstü yatağımda yatıyordu. Kolları yastığın altındaydı, başı benden tarafa dönüktü ve sol dizini hafifçe yukarı çekmişti. Açık pembe dudakları hafif aralık, siyah saçları ise darmadağınıktı.

Geriye dönüp telefonuma uzandım ve onun bilmem kaçıncı uyku anını çektim. O kadar güzeldi ki, her anını kayda alasım geliyordu.

"Hayatım..."

Gözlerini açmadan, "Hmm?" diye mırıldandı.

"Uyansana aşkım."

"Biraz daha, lütfen..."

"Ama yanından kalktığımda uyanıp, seni yatakta yalnız bıraktığımı söyleyip beni ısıracaksın sonra..." dediğimde tek gözünü açarak bana baktı ve hafifçe gülümsedi.

"Rüya mı görüyorum?" diye sordu.

E, haklıydı aslında. Aynı evde kalıp da birlikte yatmadığımız zamanları saymazsak, dokuz gündür aynı yatakta yatıyorduk ve dokuz gündür de, yalnız uyanıyordu.

"Rüya olacak kadar harikayım, değil mi?" diyerek, gülümsediğimde, yastığın altından çıkardığı elini yanağıma koydu ve sürüne sürüne bana yaklaşıp, dudaklarımı öptü.

Yavaşça yatakta doğrulup, üstüne eğildim ve öpüşüne karşılık verirken, gözlerimi kapattım. Sabahları Kıvanç'ı öpmek huzurluydu. Keyif veriyordu. Mutlu hissettiriyordu. Enerjimi tazeliyordu. Çok başka bir olaydı.

Tutkuluydu ama aynı zamanda da yumuşacıktı.

Tamamen üstüne çıktığımda, soluklanmak için dudaklarımızı ayırdı ve kızarmış yanaklarıyla bana baktı. "Yeni uyandım, yüzümü gözümü yıkamadım daha ya..." dedi.

"Olsun, çok güzelsin."

"Sen yüzünü yıkamışsın tabii, hatta dişini de fırçalamışsın..." dediğinde, güldüm.

"Yarım saattir seni izliyorum, sana kahvaltı bile hazırladım."

"Senin yüzünden kilo aldım."

"Sert rüzgarların seni benden koparıp gitmesinden endişelenmeyeceğim artık..." dedim.

"Öyle endişelerin mi vardı?"

"Ah, elbette. Sen beni hiç tanımıyorsun Kıvanç. Ben çok fazla korkuları olan bir adamım."

"Ama nasıl da korkusuz görünüyorsun..." derken, elleri şakaklarımdan yanağıma kaydı ve yanaklarımı avucunun içine aldı. Sakal bırakmamı istediği için bu aralar yüzüm, gıcık bir kaşıntı içindeydi ama Kıvanç, avuçlarını yanağıma sürtmeyi seviyordu ve bu minik gülümsemesi için kaşıntıya katlanabilirdim.

"Eh, bir duruşumuz olmalı," derken, tamamen üstündeydim.

"Ya ben?" diye sorduğunda, "Gamsızlıktan oklava yutmuş gibisin aşkım. Burnun düşse almazsın yerden. Acaba eskiden zengin olduğun için mi? Geçenlerde bir mirastan falan bahsetmiştin ama men edildiğin için pek ilgilenemedim..." dedim.

Kıvanç kahkaha atarak, "Eh," dedi. "İki yıl önce zengindim, sonra haklarım elimden alındı artık kendi halinde geçinen biriyim."

"Peki, falcılıkta cidden o kadar para var mı?"

Kıvanç hafifçe güldü ve "Aklın şaşar," dedi.

"Vay be... Biz de okul okuyup, işsizler ordusuna katılalım."

Falcı | #textingWhere stories live. Discover now