5.1

2.4K 256 159
                                    

28.08.2022
(21:33)

Gerçekten aceleniz olduğunda, zaman korkunç bir hızla geçiyordu. Kafeden içeriye girdiğimde artık beni Kıvanç'ın yanına götürmeye alışmış olan Selcan gerginlikle karşıma dikildi ve "Konuşuyorlar, şu arka masada," dedi.

Canı öyle sıkkın görünüyordu ki, sinirlerim daha da gerildi. Çenem kasılırken, Selcan'ın gösterdiği yöne gitmeye niyetlenmiştim ki beni bileğimden yakaladı ve "Öfkene ya da kıskançlığına yenik düşme," dedi. "Ben de o çocuğu paralamak istiyorum, Kıvanç'a neler yaptığını biliyorum..." derken, gözleri doldu.

"Birini en çaresiz gününde yapayalnız bırakmak dünyadaki en büyük kötülük olabilir ve o adi, bunu yaptı Kıvanç'a. Elimde olsa kafasını kızgın yağa sokardım ama!"

Selcan'a bakarken sakinleştim. Demek ki, Kıvanç'ın arkadaşlarından birisi de Selcan'dı. Oysaki Kıvanç hiç yakın olduklarını belli etmemişti.

"Dağhan, öfkeyle kalkıp zararla oturma. O masaya git, o çocuğa ne kaybettiğini idrak ettir ve zorlamaması gerektiğini göster. Kavga çıkarsa hiç hoş olmaz, Kıvanç'ın işi de söz konusu, biliyorsun..."

Derin bir nefes aldım ve hafifçe gülümserken elimi Selcan'ın omuzuna koydum. "Teşekkür ederim Selcan."

"Adımı biliyor muydun?"

"Dikkatsiz bir adam değilim," diyerek yanından geçtim ve kafenin arka tarafına ilerlediğim sırada Kıvanç'ın yüzünü gördüm.

Midesi bulanıyor gibi gözüküyordu.

Sinirlenme Dağhan. Kendine hakim ol, yapabilirsin. Yaparsın sen.

"Sevgilim," diyerek masaya ulaştığımda, Kıvanç irkilerek bana döndü ve yüzü hafiften toparlar gibi oldu. Kolumu omuzuna dolarken, tam karşısında oturan kişiye baktım ve o anda donup kaldım.

Gözlerim kısılırken, bir an ne diyeceğimi şaşırdım ve sessizce bakakaldım.

"Dağhan?"

"Yavuz?" derken, ismi otomatik olarak döküldü ağzımdan. Kıvanç'ın omuzunu saran kolum sertleşirken, sinir bozucu bir şekilde sırıttım. "Vay vay vay..." diyerek, sandalyeye yerleşip geriye yaslandım. "Yavuz Hasırcı..."

Kıvanç bana dönerken, "Siz... Tanışıyor musunuz?" diye sordu. Gözleri gerginlikle açılmıştı.

"Hem de nasıl yakından tanışıyoruz, aklın şaşar aşkım."

Yavuz kaskatı bir halde karşımda otururken, Kıvanç gerginlikle bir bana bir ona baktı. Ardından omuzunu bana yaslayarak, "Bunu beklemiyordum," dedi.

"Dünya gerçekten küçük bir yer," derken, Kıvanç'ı kendime bastırdım. Başını omuzuma yasladığında, Yavuz'un kaşları çatıldı ve bana dönerek, "İnat mı yapıyorsunuz?" diye sordu.

"İnat yapsaydım onu dudaklarından öperdim," dedim. "Ama Kıvanç insan içinde aşırı ten temasından hoşlanmıyor, sadece bu kadarına izin verdiği için mutsuzum biraz," diyerek Kıvanç'a baktım. "Aşkım bence daha fazla temas etmeliyiz, ben temas bağımlısıyım."

Kıvanç bana ne yapıyorsun der gibi bakarken, sessiz kaldı.

"Dağhan."

Falcı | #textingWhere stories live. Discover now