BÖLÜM:7 "KÜL"

11.1K 588 49
                                    

BÖLÜM:7 "KÜL"

Nefesimi okşayan bir yosunun darbelerinde kalan yükümü atıyorum havaya, bir balığın ansızın yemeği oluyorum kendi kâbuslarımda.

Rahat bir yerde uyuduğum kesindi. Gözlerimi daha açmadan, üstümde ki battaniyeyi omuzlarıma çekeledim.

En son.. bir tekerleme düğüm oldu dilimde ve gece aklıma geldi. Eve gitmemiştim, onunla kalmıştım. Saçlarımın ıslaklığından şikayet edip beni dışarı çıkarmayacağını söylemiş ve üstüne üstlük bağırmıştı. Gece olmuş saçlarım kurumazken, yorgunluktan uyumuş olmalıydım.

Bu rahat uykuda gözlerimi kapamış ve hiç açmak istemeyen yanıma uymak istiyordum.

"Hadi kalk, okula geç kaldık." Ses tınısında ki kibarlığı kulaklarım ilk defa tadarken, yüzümü yastığa daha çok gömdüm. "Çocuk bakıcısı mıyım ben, anasını satayım kalksana." Diye kibarlığında ki o tını kaybolmuş yerine, eski Atıl geçmişti.

"Biraz daha," diye uyku sersemliğiyle konuşurken, inatla gözlerimi açmamıştım. "Biraz daha Atıl, lütfen." Dedim rahat uykunun kollarında gezerken.

"Kedi gibi miyavlıyorsun," dedi sinirle konuşarak. "Atayım mı koltuktan seni onu mu istiyorsun?" Dediğinde hala utangaçlığıma yenik düşmemiş, onu sert sesine karşı gelebiliyordum.

"He bende diyordum ki Atıl beni koltuktan atmazsa uyanmam." Mırıltı eşliğinde söylendiğim kelimeler, beynimden akıp gidiyor ve bir gölün ortasında toplanarak yüzüme vuruyordu.

"İyi yat uyu. Keyfinin kâhyası bilir, buradan otobüs geçerse hayrına." Dediğinde, gözlerimi yavaş yavaş açtım ve somurtarak ona baktım. Onun evinde uyumuş ve somurtma hakkımı kendime nasıl veriyordum bilmiyorum.

"Görende okulu seviyorsun zannedecek. Ne bu acele?" Diye sinirle solurken ayağa kalktım. Kendime sakin ol hâlâ onun evindesin derken, küçük hatırlatmalarımı yapmaua çalışıyordum.

Evet onun evindeydim, bu düşünce hâlâ karnıma kramplar soksada, rahat bir uykunun kollarındayken uyandırılmak istemiyordum.

"Belki de rahatsız oluyorumdur, senin evimde ki varlığından?" Dediğinde bir an yutkunamadım. Tükürüğüm ağzımda bana batarken, içimde ki karıncalanmayla, boşa çekildiğimi hissettim. Yaptığım huysuzluğun bir kerameti olarak mı çıkarmıştı sözlerini ağzından?

"O zaman, almasaydın beni evine, giydirmeseydin kıyafetlerini." Diye sinirle soludum. Kaloriferde ki kurumuş kıyafetlerimi elime dolarken, giyinmek için yukarı çıkacaktım ki eli, kolumu sararak beni geriye öteledi.

"Tribini sikerim ha," dedi kaşları yay gibi yüzünde dururken. "Otur lan gitmiyorsun hiçbir sikime."

"Dengesiz herif," diye kızmaya çalıştım fakat ona karşı sesim hep biryerden sonra tizliyordu. "Okula gidicem."

"Göndermiyorum?"

"Manyaksın sen. Sabahtan beri gidelim diye tutturan sendin." Dedim gözlerimi ona dikerek. "Şimdi de rollerimi değiştirdik?" Yüzen bir kayığın alev almasıyla, tepindiğim evin parkelerine bakındım.

"Sana da yaranılmıyor," dedi düşüncelerimi katliam ederken. "Çık yukarı, hazırlan gel."

Onun yanından çekilirken, "Dengesizsin" diye tısladım.

"Naparsın? Beni alan böyle alır," dediğinde yüzünde boş bir ifade vardı.

Kıyafetlerimi elimde daha sıkı tutup sinirimi atmaya çalışırken, merdivenlerden hızla yukarı çıkıp odasına girdim. Daha bir çok oda karıştırılmayı beklerken, kendime mani olarak usluca odada giyindim. Kıyafetlerini düzenli bir şekilde yatağa koyarken, penyesini almak istiyordum. Huzurlu kokuyordu ve beni yatıştırıyordu.

İLİKLENMİŞ RUHLAR #WATTYS2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin