BÖLÜM:30 "ÇÖKÜŞ"

7K 497 333
                                    

BÖLÜM:30 "ÇÖKÜŞ"

Vote veya sınır koymayacağım. Zaten beni takan da yok. Oysa çok isterdim bu kitabı hep beraber büyütelim ama.. hepinizin canı sağolsun..

Gördüklerim kâbusumdan daha korkunç, acı bataklığında geziyordu. Yutkunamadım. Boğazım yandı, nefesim daraldı.

Atıl'ın yeşile dönük elaları ilk defa bu kadar korkunç gelmişti. Vaveyla vardı içimde kulakları sağır edecek türdendi. Yangın başlamış durmak bilmeden bütün bedenimi ele geçirmişti.

Önündeki yarı çıplak kızı yanına aldı. "Gerçek mi bu?" Dedim ağlak bir sesle. "Olamaz.." ellerime kanayan papatyalar kondu. Yaprakları avcumu parçaladı ardından kalbimdeki taze acıyı yineledi.

Atıl bana alayla baktı ve yanındaki kıza güldü. "Basıldık kızım," dedi gülerken. Ruhuma inen ilmede onunda payı vardı. Yaşadığım acılar hilsesi neydi peki. Küçüklüğümde konulmuş darbelerde gün yüzü göremeyişimin yaktığı acı ızdırap beni yakıp kavuruyordu.

"Kim ki bu?" Dedi kız yüzünü buruştururken. İnce uzun bacakları ile bir kaç kere yalpalanırken Atıl'a tutunan parmaklarını kırmak istedim. "Paçoz."

"Yavaş," dedi Tuna araya girerken. Beni kollamasını istemesemde şu anda sesimi çıkaramayacak kadar güçsüz hissediyordum. "Senin gibi birinin ağzından sevgilime laf gelmesine izin vermem."

"Oo şerefsiz bey," dedi Atıl gülerken. Bu gülüşü yangında yanan son odunun acı çıtırtısı gibiydi. Kül olmaya fazla yaklaşmış hissediyordum. "Hoş buyurmuşsunuz."

"Sen sarhoşsun?" Diye sordum. Tam yüzüne elleyecektim de kaldırdığım elimi tutarak indirdi. Bana öyle sert baktıki bu bakışında benden iğrenmeden başka bir duygu yoktu.

"O elini bana sürme." Dediğinde küfür etse kalbim bu kadar acımazdı. Kız Atıl'ın bu hareketine bayılarak baktı. Egosunu tatmin etmişti.

"Gel gidelim buradan sevgilim," diye Tuna konuştuğunda, elimi tuttu ama iteleyerek elimi elinden kurtardım. Bu sahneyi öyle iyi ezberlemeliydimki benden her nefret ettiğinde elimde olan kozu ona kullanmak istedim.

Şu an sadece Atıl'a odaklamıştım. "Bana bunu yapamazsın." Dedim titreyen sesime engel olmaya çalışarak. Bende hatalıydım ona göre ama en azından Tuna ile aramda dağlar kadar fark vardı.

"Niye? Sen bana yaptın ya," diye Tuna'yı gösterdiğinde kaşlarımı çattım. Kendi yaptığı ile benimkini bir tutamazdı.

"Ben.. böyle iğrenç bir şey yapmadım." Dedim yanındaki kıza tiksinircesine bakarken. O sokakta bulduğu bir kıza bana ellediği eller ile elliyordu. İntihar pimim çekilmiş gibi hissediyordum.

"Zevkli baya," dedi Atıl. Yanında ki kızın dudağından tekrar öptü. Öyle gür bir çığlık atasım geldiki. Canim bu denli yanamazdı. Gözlerim doldu. Karnıma inen ağrıda ruhumu acıtan darbelerin yükü vardi. "Değil mi?"

"Evet," diye onayladı kız dudaklarını yalarken. Midem bulanmıştı. Canım acıyordu. Kalbimden akan sızının ihanetin belgeli imzası oluyordu.

"Senden iğreniyorum." Dedim tükürürcesine çıkan kelimelerimde yalana şahitlik edilirken. "Nefret ediyorum duydun mu beni!"

"Umurumda değil," dediğinde Atıl'ın yanağına tokat attım.

Bunu ikince kez yapıyordum.. ilkinde ne kadar hatalıysam ikincisinde o kadar haklıydım. Karşımda bunları sergileyecek kadar günah işlememiştim ben. Bu hareketleri o kadar canımı yakmıştı ki, damarlarımda gezinen kan bile onun adını sayıklarken, böyle yapmamalıydı.

İLİKLENMİŞ RUHLAR #WATTYS2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin