BÖLÜM:25 "IĞNENIN UCUNDAN"

11.1K 526 148
                                    

BÖLÜM:25 "İĞNENİN UCUNDAN"

Kulağıma doluşan eşsiz melodinin rıhtımsız sesi.

Kaybolmuş cehennemin ayaklarımda kaygısız acıları.

Etrafım karanlık ve karanlığın kapladığı acı bir haset. Ayaklarım çıplak ve üzerimde tülden siyah bir elbise.

Sağım, solum yoktu. Etrafımı göremiyor ancak bazı sesleri işitebiliyordum. Acı ile bağıran bir kadın kulaklarıma dolarken, korku ile beraber koşmaya başladım.

"Kızım dur gitme," körüklenen nefeslerimin son algısına bu cümle takılırken, olduğum yerde durdum.

"Anne?" Dedim korkunun baş göstermiş sesimle. Ayaklarıma batan taşlar tabanlarımı keserken, canım acısada, şu an ki tek odağım annem olmuştu.

"Buradayım kızım," dedi karanlığın içinden. Annemi göremiyor ama sesini net bir şekilde duyabiliyordum.

"Seni göremiyorum." Dedim sağıma soluma bakarken. "Korkuyorum anne, lütfen yanıma gel."

"Yanına mı? Dibindeyim ya," dediğinde tüylerim ürpermişti. Etrafıma baksam da göremiyordum. Yoktu.

"Anne al beni buradan, korkuyorum," diye konuştuğumda, korkunç bir gülme sesimi yankılanmıştı.

Geçmiş, geleceği etkiler.

Tik, tak. Tik tak.

"Korkmalısın. Benim saf kızım."

Olduğum yerde yere çöktüm. Gözlerimi kapatamıyor, daha fazla karanlığa çekilmekten korkuyordum. Annemin yanıma gelmemesi beni farklı bir şekilde etkilerken, içimde kopan fırtınalar kendi kendine sürgün oluyor ve canımı yakıyordu.

"Kızının ağlaması seni hiç etkilemiyor mu? Ufacık umurunda değil miyim?" Diye konuştuğumda adım sesleri belirdi. Ne taraftan geldiğini kestirememek beni fazla ürkütüyordu.

"Ne fark eder? Doğma.."

"Sus!" Dedim aniden. Ellerimi kulaklarıma götürüp kapadım ve oturduğum yerden hızlıca kalktım. "Bana hak etmediğim şeyleri söylemekten vazgeç."

"Nereden biliyorsun hak etmediğini." Dedi ve sesini yankılatarak güldü. "Zavallı."

Saatten çıkan yelkovan, akrebi soktu.

Tik, tak. Tik, tak.

Merdivenler. İlk gördüğüm şey merdivenin basamaklarında oturmuş küçüklüğümdü. Tam karşımda geçmişimi yansıtıyordu adeta. Her şey tanıdık geliyordu. Bu.. benim anımdı.

"Annecim, bağcığım çözüldü kalkamıyorum."

"Eflal beni sinirlendirme. Zaten işe geç kaldım. Yürü."

"Ama annecim.."

"Yürü Eflal!"

Herkes onlara baktı. Kimisi ayıpladı, kimisi görmemezlikten geldi.

Küçük Eflal yürüdü. Annesi hızla kalabalıkta uzaklaşırken, annesini kaybetme korkusundan dolayı koşar adımlar atmaya çalıştı.

"Anne.." ve devamı gelmeden kalabalığın ortasında yere düştü. Diz kapakları sürtünmeden dolayı ufakta olsa kanıyordu.

"Annecim neredesin?" Diye eliyle göz yaşlarını silerken, bir yandan da olduğu yerde annesini aramaya çalışıyordu.

"Eflal!"

İLİKLENMİŞ RUHLAR #WATTYS2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin