special episode » sehun [pt.2]

1.2K 145 57
                                    

*Bu bölüm Sehun'lu özel bölümün devamı fark ettiğiniz üzere adfgs. Şarkıyı yine ben dediğim zaman açarsanız sevinirim. Iyi okumalar ~

| SEHUN ÖZEL BÖLÜM 2 ~| 

-SEHUN-

"Oh Sehun 1. sınıf Aiolos Melezi."

Adımın söylenmesiyle olduğum yere çivilendiğimi hissettim. Ismim açıklandıktan sonra bir süre sessizlik oluştu ve kalabalık birden bana döndü. Aralarında bir şeyler fısıldaşıyorlardı. Dönüp yanımdaki Baekhyun'a baktım. O da şok içinde bana bakıyordu. Yutkundum ve kalabalığın arasında ilerledim. Arkamdan destek amacıyla alkış tutmaya başlamışlardı. Kürsüye geldiğimde Suho'nun yanında dikildim. Kulağıma "Özür dilerim." diye fısıldadı. Gülümseyerek karşılık verdim. "Dert etme. Bizi kurban etmeye göndermiyorlar ya. Alt tarafı bir görev." 

Bir şey demeyip sırtımı patpatladı. Kalabalığın arasında bizi izleyen Baekhyun'a baktım. Hala şaşkınlık içindeydi. 

Bay Lee tekrar kürsünün başına geçti. "Evet artık göreve katılacak kişiler belli olduğuna göre..." dedi ve dönerek bize gülümsedi. "Görevinizi de öğrenme vaktiniz geldi." 

Zoraki bir şekilde gülümsedim. Zaten görevin ne olduğunu Suho'nun ağzından almıştık. Persephone incilerini bulacaktım... Bay Lee önce Jiminel denilen kızın görevini açıkladı. Şahsen hiç dinlemedim bile. Sıra bana geldiğinde "Sehun'un görevi ise... Dünyada sadece 3 tane bulunan ender Persephone incilerini bulmak." diye açıkladı.

"Ikinize de görevinizle ilgili size yardımcı olacak ekipmanlar verilecek. Bunların dışında tamamen kendi başınızasınız. Biliyorum ki kampın dışına çıktığınız zaman dışarıdaki hayat sizi etkileyecek hatta belki sizi görevinizden alıkoyacak. Sizden tek isteğim görevinizin bilincinde olmanız. Ikinize de bu zorlu görevde başarılar dilerim. Yarın şafakla beraber kamptan ayrılıyorsunuz."

Herkes yeniden destek amacıyla alkışladı ve Bay Lee kürsüden indi. Ardından bizde kürsüden indik. Buydu işte... Tüm bu tantana 2 dakikalık bir çekiliş ve basit bir şevklendirme konuşması için yapıldı. Şimdi bir şey olmamış gibi kürsüden inip kamptaki son gecemizi geçireceğiz. 'Kamptaki son gece' Bunu hiç düşünmemiştim. Yani tabi ki her zaman Baekhyun ile beraber kampın dışına çıkma hayali kurmuşuzdur. Ama bu başka bir şeydi... Uzun bir süre kampa geri dönemeyecektim. Kendimi bildim bileli hayatımı geçirdiğim bu kampın dışında bambaşka bir yerde olacaktım. Düşündükçe içimde bir şeylerin kıpırdandığını hissediyordum. Heyecan? Korku? Sanırım cevap ikisi de.

Kürsüden indikten sonra Baekhyun koşarak yanımıza geldi. "Suho sen ne uğursuz insansın ya!" diye çemkirdi hemen. Suho şaşkınlıkla Baekhyun'a baktı. "B-ben ne yaptım şimdi?"

"Senin yüzünden kuzenimin adı çıktı! Yahu başka birini seçemedin mi?"

"Ne yapabilirdim? Öyle denk geldi. Bende istemezdim böyle olmasını..."

Baekhyun dudaklarını büzüp "Sehun ottokeee" diye tepindi.

Gülmeme engel olamadım. Şu an tam bir kız gibi davranıyordu. "Erkek arkadaşını askere yollayan kızlar gibisin. Sakin ol. Bana bir şey olmaz." dedim.

"Demesi kolay. Athena melezleri bile geri dönemedi diyorum bu bana bir şey olmaz diyor ya!"

Suho kaş göz işareti yaparak "Baekhyun... Hiç yardımcı olmuyorsun." diye mırıldandı.

"Öf tamam tamam. Eminim Sehun, Persephone incileri mi her ne haltsa onları bulup kampa geri döner. Sehun-ah fighting!"

"Desteğin için teşekkürler kuzen." dedim sırtına vurarak.

Melez ϟ KampıWhere stories live. Discover now