xxiii » truth or dare?

1.8K 163 158
                                    

*byuntae: Korece'de sapık demek. Bölümde geçiyor da, söyleyeyim dedim. 

*Medyadaki Baekhyun'un kulübesi.

| 23. Bölüm | (DOĞRULUK MU CESARET Mİ? ~)

"Jongin? Iyi misin?"

Hyejeong koşarak Jongin'in yanına geldi ve uyanması için yanağına hafifçe vurdu. Jongin'den herhangi bir tepki gelmiyordu.

"Oh olamaz..."

Jongin'i tutup kaldırmaya çalıştı ancak oldukça ağırdı. Bir süre uğraştan sonra Jongin'i ayağa kaldırdı ve onun kolunu kendi omzuna, kendi kolunu da Jongin'in beline koyarak yavaş adımlarla revirin yolunu tuttu.

♧♧♧

"Kimse yok mu?!" diye seslendi Hyejeong revire girer girmez. Bir kaç saniye içinde Lay ortaya çıktı. Hemen yanlarına gelip Jongin'i tutarak yatağa yatırdı ve "Ne oldu?" diye sordu.

"B-bilmiyorum. Onu bulduğumda kötü haldeydi. Sonra birden bayıldı."

"Ah... Anlıyorum." diye başını salladı Lay ve içeri gidip gerekli malzemeleri aldıktan sonra geri Jongin'in başına geri döndü.

Hyejeong tepsiye bakıp "Bunlar da ne?" diye sordu.

Lay elini Jongin'in alnına götürdü. "Ateşi var. Ateşini düşürmemiz lazım."

"A-anlamıyorum. Senin iyileştirme gücün var. Onu hemen iyileştirsen olmaz mı?"

"Ben sadece fiziksel yaralanmaları iyileştirebilirim. Jongin'in dış yarası yok. Sadece ateşi var ve burnu kanamış. Burun kanaması da durmuş zaten. O yüzden iyileştirebileceğim bir durum yok ortada. Ateşi düştü mü kendine gelir."

"Peki neden böyle oldu birden?" 

"Güçlerini çok kullandığı için güçleri onda ters tepki yapmış olmalı. Bizler henüz melez olduğumuz için güçlerimizi sonuna kadar kullanamayız. Eğer kullanmaya çalışırsak bedenimiz iflas eder. Anlaşılan turnuva yaklaşıyor diye Jongin kendini fazla hırpalamış. Tek yapması gereken şey biraz dinlenmek."

Hyejeong sessizce başını sallamakla yetindi. Güçlerin aşırı kullanıldığı zaman melezlere zarar verdiğini bilmiyordu bile.

Lay elindeki gazlı bezi suya batırıp Jongin'in alnına dayadı. Diğer yandan da kurumuş kan lekelerini temizledi. 

"Yapabileceğim bir şey var mı?" diye sordu Hyejeong.

"Hayır yok. Dediğim gibi ihtiyacı olan şey istirahat. Sen de kulübene dönsen iyi olur."

"Peki. Iyi akşamlar."

"Sana da."

Hyejeong son kez Jongin'e bakıp revirden çıktı ve Baekhyun'un kulübesinin yolunu tuttu.

♧♧♧

Mina akşam olunca kendini Hyejeong'un tarif ettiği kulübenin önünde buluvermişti. Hala kapıyı çalıp çalmaması konusunda kararsızdı. Kampa bu sene geldiği için henüz arkadaş edinememişti. Yalnız kalmayı istemiyordu ve Hyejeong onunla kaynaşmak için oldukça çaba sarf ediyordu. "Teklifini geri çevirmek ayıp olur." diye mırıldandı kendi kendine. Ardından gözünü kulübeye çevirdi. "Burası kimin kulübesi ki?" diye geçirdi içinden. Derin bir iç çekip merdivenlerden yavaşça çıkarak kapıyı çaldı. 

"Hiii kapı çalıyor!" diye yumruk yaptığı elini ısırdı Baekhyun.

"E aç o zaman." diye onu itekledi Hyejeong.

Melez ϟ KampıWhere stories live. Discover now