special episode » tao

895 117 51
                                    

| TAO ÖZEL BÖLÜM | (60K ÖZEL )

Kendimi bildim bileli babam Hades'e hizmet ediyorum. Onun oğlundan çok kölesi konumunda oldum hep. Ona karşı gelmeye asla cesaret edemedim çünkü bana neler yapabileceğini çok iyi biliyordum. Oğlu olup olmamam onun için hiçbir şeyi değiştirmezdi, onun emrine itaat etmeyen herkes cezalandırılırdı. Hem de en kötü şekilde. Onun sayısız ruhlara yaptığı işkenceleri en iyi bilen kişi olarak ondan her zaman korktum ve her dediğini yerine getirmeye çalıştım. Bu çoğu zaman kötü biri olarak gözükmeme sebep olsa bile... Babam ne emir verdiyse hepsini yaptım. Ancak benden birini öldürmemi istediğinde bunu asla yapamayacağımı biliyordum. O da bunu biliyordu ve sadece beni test etmek istemişti. Bu testi geçip geçemeyeceğime göre onun oğlu olmaya devam edecektim ya da artık onun oğlu olmayacaktım.

Her ne kadar ondan korksam bile birini öldüremezdim. Hele de hiç birşeyden haberi olmayan masum birini. Nymeria'nın reenkarnesi olduğuna inanılan Hyejeong'un kampa geldiği ilk günden Hades bana bir ruh yollayıp benden o kızı öldürmemi istemişti. Bu emri duyduğum an kendimi o kadar kötü hissetmiştim ki...

Üstelik birisi bu konuşmaları duymuştu ve ben o kişinin peşinden koşturup her yerde onu aramıştım ancak bulamamıştım. Birinin bu planı öğrenmesi dahilinde kamptan atılırdım ya da daha kötüsü şeyler yaşanırdı. Neyse ki bu durumla ilgili bir şey ortaya çıkmadı ve babamın yolladığı ruh kızın peşine takılıp kamptan ayrılmasına sebep oldu. Çünkü kız kampın dışında daha güçsüzdü. Kampımızın sloganında olduğu gibi biz melezler beraber iken güçlü, ayrı iken zayıfızdır. Bu yüzden onu kamptan yollayıp olduğundan daha güçsüz hale getirmek planın ilk aşamasıydı. Ardından benim devreye girip o kızı öldürmem gerekliydi. Ancak bunu yapamayacağım için her zaman ertelemenin bir yolunu bulmaya çalıştım.

Ben görevimi ertelemeye devam ederken ruh sonunda Hyejeong'u delirtecek seviyeye geldiğinde Hyejeong kampa yeniden dönmeye karar vermişti ve bu beni biraz olsun rahatlatmıştı. Çünkü artık arkadaşlarının yanındaydı. Özellikle Suho varken ona kimsenin zarar vermesi mümkün değildi. Böylece babam kızın koruma altında olduğunu görünce belki planından vazgeçerdi ve ben bir şey olmamış gibi kamptaki hayatıma geri dönebilirdim.

Ancak tek bir endişem vardı o da Kris denilen çocuktu... Hyejeong kampa geldiği gün babamın yolladığı ruhla konuşmamızı duyan kişi o muydu bilmiyorum ama ben kampta sonunda Hyejeong'u yalnız yakaladığım zaman bana imalı imalı konuşmuştu. Belki de her şeyden haberi vardı. Oysa o gün amacım Hyejeong'u incitmek değildi. Ona kaybolan düş kapanını geri vermek istemiştim. Kaybolmasına da ben sebep olmuştum çünkü.

Kulübesine girip o düş kapanını almak zorundaydım. Babam ruhun yeniden saldırmasını istemişti fakat sonradan fikrini değiştirip kızın güçlenmesi gerektiğini, tıpkı daha sonra kurban etmek için büyütülen damızlık bir koyun gibi onun gelişmesini ve güçlerini keşfetmesi gerektiğini söyledi. Böylece o kızın güçlerini tamamen ele geçirebilecekti.

Ve böylece ben de beklemeye başladım... O berbat günün geleceği vakti beklemeye başladım.

Zeus'a içimden defalarca bunun engellenmesi için dua ettim ancak dualarım pek işe yaramamış gibiydi. Sanırım dualarımı duyan tek kişi Apollon'du. Bu yüzden oğluna kahinlik gücü bahşedip onu olacaklar için önceden uyarmaya çalıştı ama ortada yine bir sorun vardı; kahinlik görevi bahşedilen Byun Baekhyun kalın kafalının önde gideniydi.

Ona defalarca verilen öngörüleri görmezden geldi. Fakat son duyduğum kadarıyla sonunda güçlerini kabullenmiş ve kehaneti çözmeye çalışıyordu. Ancak çok geç kalmışlardı. Çünkü babam Hyejeong'un turnuvalardaki başarısını bildiği için artık onun hazır olduğuna inanıyordu ve planının son aşamasını gerçekleştirmek üzereydi...

Baekhyun ve onun kuzenine belli etmeden onlara yardım etmeye çalıştım ancak büyük ihtimalle benim kehanette geçen hain olarak düşünmüş olmalılardı ki onlara yardım etmemi istememişlerdi.

"Ne düşünüyorssun?"

Tıslayarak konuşan ruhun sesiyle irkildim. "Ne zamandan beri buradasın? Ben seni çağırmadan nasıl geldin?"

"Baban yolladı."

Başımı sallayıp "Planı ne?" diye sordum.

"Baban dedi ki, planın geri kalanı için ssana ihtiyacı yokmuş."

"Ne? A-ama ben olmazsam..."

"Baban yarın akşam kampı ziyaret edecek."

Kampı ziyaret etmek mi? Ama bu... Bu alenen Hades'in melez alemine savaş açması demekti. "Ne demek kampa gelecek?" diye sordum telaşla.

"Yarın akşam görürssün."

"Bana cevap ver seni aşağılık ruh! Babamın planı ne? Bana karşı gelemezsin!"

Ruhun gözleri aniden sapsarı bir şekilde parıldadı ve havada süzülerek bana yaklaştı. "Ben ssadece babandan emir alırım. Benim üzerinde kontrolün yok sseni güçsüz melez."

Ruh aniden ortadan kaybolup yeraltı dünyasına geri döndüğünde olduğum yere çivilenmiştim. Babam planını benden saklıyordu... Yani artık bana güvenmiyor muydu? Kahini uyarmaya çalıştığımı biliyor muydu? Lanet olsun! Üstelik kampa gelmesi de neyin nesi? Tanrılar aşkına! 

Yarın akşam kampta büyük bir kıyamet kopacaktı...

Melez ϟ KampıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin