bir │ölümün kıyısı│

435K 11.6K 4.8K
                                    

İlk bölüm ile karşınızdayım. Bu hikâye çok başka ve çok farklı bir kurguyu içinde barındırmaktadır. Derin ve değerli bir kurgudur. Kanlı Başlangıçlar Seri'sinin ilk kitabındaki karakterlerle alakası yoktur. Şehir olarak bile birbirinden çok ayrı şehirlerde geçmektedirler. 

Baştan belirtmek isterim ki olayın KURGU olduğunun hepiniz bilincine varın. Ben Şanlıurfa'ya gidipte böyle bir hayatı yaşamış insanın hayatını konu edinmiyorum. Anı da yazmıyorum anlayacağınız! Bu yüzden bana Gelin'im de olduğu tarz eleştiriler yapılmazsa çok memnun olurum. "Urfa'da şu şu şu olay asla yaşanmaz," demeyin yani açıkçası. Adı üstünde değil mi, KURGU.

Gelelim kitabımızın ilk bölümüne. Yazarken birazcık zorlandığım bir bölüm oldu. Sıkışık bir dönem malum, birde pazar günü LYS 3 sınavına gireceğim, birazcık edebiyat çalıştım. Her neyse, bölüm hakkındaki yorumlarınızı oldukça merak ediyor ve desteğinizi esirgememenizi istiyorum.

2. Bölümün gelme hızı, yapılan yoruma ve verilen oya bağlıdır; bunu unutmayın ヅヅ

İnstagram hesabını takip etmeyi unutmayın, oradan alıntıları okuyabileceksiniz ♥ Kullanıcı adı da şöyle; sosyalbukalemunnwatty

Kişisel instagram'ım; dilanaladag_

Keyifli okumalar, oy ve yorumu unutmayalım. Multimedia'ya bakabilirsiniz teşekkürlerr ♥♥

▬▬▬▬▬▬▬▬

"Deran!"

Ölüm, arzu edilebilirdi.

İnsan yaşadıkça bunu da öğreniyordu. Her geçen zaman biraz daha acı yüklüyordu sanki omuzlarına. Sanki nefesini kesmek istiyordu. Canını yakmak istiyordu işte, bundan bariz bir şey var mıydı şu hayatta?

Vardı!

Afran Bejindar. Ölümle eş anlamlıydı şimdi onun için bu isim. Ölüme yürümekti! Ölümü arzulamaktı. Korkunun hası, öfkenin adıydı. Ve bariz belliydi ki, sebebi olacaktı.

"Deran!"

Yakındı kıyamet, kokusunu alabiliyordu kadın! Yakındı ölüm, soğukluğunu hissedebiliyordu kadın! Kendi sonunu yine kendi elleriyle getiriyordu bir an bile tereddüt etmeden ya da yanılgıya düşmeden. Elleriyle ölümünü hazırlıyordu.

"Deran!"

Eli boynundaki ipi yokladı. Yüreği bir serçe gibi pır pır olsa da önemsemedi. İçinde yankılanan sessiz çığlıkları işitenin bir tek kendi oluşu yakıyordu yalnızca canını. Sözleri birer dumanmış gibi havaya karışıp yok oluyordu. Kimseye duyuramamıştı ya sesini, ona yanıyordu. Yaşamak için tek bir sebebi kalmamıştı, biliyordu.

"Deran!"

Yanan canının acısından başka hiçbir şey hissetmiyordu. Öyle ki herkesin canını yakası vardı. İntikam alası, katliam yapası vardı.

Kan dökesi vardı!

Her sabah üzerine oturup aynanın karşısında makyaj yaptığı tabureye bir gün ölmek için çıkacağını kim bilebilirdi ki? Kim bilirdi hayat dolu bir insanın tüm yaşam isteğinin vakumla çekilircesine kendinden sökülüp alınabileceğini?

Kadere yazılmış olan sözler kanlıydı. Kan akıyordu adeta her zerresinden. Taşıyordu kırmızılık dört bir yandan. Bir lav gibi yakıp kavuruyordu Deran'ı. Bitiriyordu. Ölümün kıyısına sürüklemişti, daha ne olsundu?

AĞA [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now