kırk sekiz | Kana kan |

59.1K 3.6K 395
                                    

Heyo! Ben geldim ♥

Evet gecenin bir köründe bölüm paylaşıyorum kaskdsadjsh

01.16

Umarım bölümü beğenirsiniz ve kestiğim yeri okuduktan sonra bana sövmezsiniz ♥♥

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın ♥

İthaf isteyen satır içi yoruma ♥

Keyifli okumalar bebekler.

Beni instagramdan takip etmek için;

Kişisel: dilanaladag_

Wattpad: dilanaladagg


| B Ö L Ü M 48 | KANA KAN! |

Gözlere sirayet eden her bir zerre sonsuzluğun acısını fısıldıyordu kulaklara. Zaferin sessiz ıslığı yankılanıyordu insanların yüreklerinde. Sanki onca kan akmamış, sanki onca acı yaşanmamışçasına.

Neyin zaferiydi bu? Neyin sevinciydi?

Onca kaybın ardından daha ne kazanabilirdi ki insan intikamdan başka. Deran, geleceğe dair düşündüğünde bile aklı yalnızca henüz doğmamış evladının intikamı ile sarmalanıyordu. Şimdi neyin sevinciydi bu, biri açıklasındı!

"Farah kız sizin nişandan sonra bizimkini yaptıracakmış Mustafa. Çıldırmış gibi görünüyor. Tutturdu daha fazla beklemem diye."

Deran, başın kardeşine çevirdi. Onca acıya rağmen devam edebiliyorlardı. O da zamanında devam etmemiş miydi zaten? Etmişti! Fakat şimdi olmuyordu. Şimdi devam etmesine mani olan şeyler vardı. Şimdi yüreğinde soğumak bilmeyen bir öfke ve onu her gün daha da öldüren bir acı vardı. Ve ne yaparsa yapsın bunu yenemiyordu. Afran'ın içindeki ateşi söndüreceğini söylemiş olması bile rahat uyumasına sebep değildi.

O cani kadın kendi ellerinde can vermedikçe de geçmezdi bu acı, öyle zannediyordu. Her acısı olan anne gibi değildi sanki. Sanki başka bir şey vardı onda kendisinin bile adlandıramadığı bir şey.

"Önce bizimkini bir yapalım da sizinki de elbet olur güzelim. Az sabredin be, ne aceleci çıktınız. Başka biri duysa hamilesin zanneder!"

Farah'ın sözleriyle kanı buz kesen Deran'ın ela gözleri iki kıza döndü. Buz kesmiş bakışları iki kızı tararken aklından ne geçtiğini okumak mümkün değildi. Öyle boş bakıyordu ki bir anda iki kız da dut yemiş bülbüle dönüvermişti.

"Özür dilerim, Deran." Diyerek suçlu bir edayla konuşan Farah'a tek kelime etmedi.

Farah ile Hazal birbirlerine bakıp alt dudaklarını suçlulukla ısırırken mutfaktaki diğer kızların işleriyle ilgilenmelerine sevindiler. Konuşulanların duyulmaması çok daha iyi olurdu.

"Deran!"

İşten gelip avluya giren Afran, direk karısını görmek istemişti. Bu yüzden ona avludan seslenmeyi tercih etmişti.

Onun sesini Deran'dan önce işiten Berze Hanım salondan avluya çıktı.

"Hele ne bağırırsın kuduz köpek gibi Afran Ağa, de bakalım kim bastı da kuyruğuna bağırıp durursun?"

"Karıma sesleniyorum Yade Berze, o da mı yasak?"

Berze Hanım, torununun bu densiz cevabıyla bir sabır çekip bastonunu yere vurdu.

AĞA [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now