yirmi üç │sukûtuhayal│

116K 6.5K 1.2K
                                    


Bölümler haftada bir yayımlanmakta ve bir iki günlük gecikmeler olabilmektedir. Malumunuz hayat, her an ne olacağı belli olmuyor. Yetiştiremiyorum bazen o yüzden bu tarz aksaklıklar olabiliyor. Birazcık sabır bekliyorum sizden canlarım, anlayışla karşılarsanız çooook sevinirim ♥

Bölüm durağandı geçen bölümlere göre. Yorumlar düştü zaten mutsuzum. İlhamlarıma da yansıdı elbette bu. Yazarken eski şevki hissedemedim. Umarım bu bölümde beni birazcık şevklendirirsiniz canlar buna göre de bölüm hemencecik gelir belki :D

Biliyorsunuz ki yeni kitabımı yayımladım. Orada da beni yalnız bırakmayan ve destek olan sizlere çok teşekkür ederim. Onun da yeni bölümü en yakın zamanda sizlerle olacaktır, merak edenlerine...

Bölüm ithafı @RuhsuzDizeler için. Umarım beğenirsin kuzuş ♥

Gelecek bölümde görüşürüz ♥

Kitap Tanıtımını izlemeden geçmeyin :D

Kitap Tanıtımını izlemeden geçmeyin :D

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


B Ö L Ü M 23

│sukûtuhayal│

"Dur, Deran! Sakin ol, Hazal'a hiçbir şey olmadı."

Yanına koşarak gelen ağabeyi Neçırvan, onu kolları arasına aldığı an dudaklarından dökülmüştü bu dünya üzerinde duyduğu en güzel sözler. Ağabeyinin sözlerini idrak ettikten hemen sonra da ona sıkıca sarılmıştı. Durmak bilmeyen gözyaşları da akmayı sürdürmüştü.

Yalnızca bir günde öyle yıpranmıştı ki Deran, yüreği taşıyamıyordu artık bu yükü. Ağırlığı altında eziliyordu. Canı ölümüne yanıyordu. Yüreğine aksetmiş her şeyi öylesine net görmüştü ki, farkındalık ile sarsılmıştı. Hem de öyle önceden yaşadığı sarsıntılar gibi değildi bu. Afran Ağanın yüreğinde kapladığı yerin yüreğinden büyük olması, onu dehşete düşürmüştü.

Hangi ara böylesine büyük bir parça oluvermişti bu adam, hiçbir fikri yoktu. Tek bildiği yerinin sağlam ve baki olduğuydu. Öyle bir dokunmuş ki meğer adam yüreğine, kaybetme korkusuyla yüreği patlayacak hissetmişti kadın.

"Daha iyi misin şimdi?" diye soran ağabeyi, onu biraz kendinden uzaklaştırıp yüzüne baktı. Kadının ağlamaktan kan çanağına dönen gözleri, acizliği resmediyordu adeta. Böylesine harap olmaması gerekirdi. Hazal için olan acısını anlayabilirdi Neçırvan. Hatta bunu asla yadırgamaz, aksine hak verirdi. Peki, uğruna kendini öldürmeyi denediği bu adam için ne diye öylesine kahrolmuştu bu kız?

***

Saatler geçtikçe iyice yittiğini hissediyordu. Öyle bir ağırlık vardı ki bedeninin üzerinde, göz kapaklarını bile zorlukla açık tutuyordu. Açık tutuyordu ki, kardeşi ve sevdiği adam uyandığında onları hemen görebilsin. Fakat bu ağırlığa direnmek öyle zordu ki, bitkinlik altında dümdüz olmuştu adeta.

AĞA [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now