on yedi │efsunkâr│

147K 8K 1.1K
                                    

Bölümü bir hafta sonra yayımladım yalnızca. "Bölüm yayınlamayı düşüyor musun? - Artık bölüm gelecek mi?" tarzı yorumlar gerçekten çok ayıp. Ben de bir insanım, benimde kendimce özel bir hayatım var. Zamanımın tamamında bölüm yazmıyorum ki kimse de benden bunu bekleyemez. Bu yüzden bu tarz konuşan insanlardan üsluplarını yumuşatmalarını ve biraz özel hayata saygı duymalarını rica etmek durumundayım. Anlayışınız için teşekkürler.

Gelelim bölüme. Benim kördüğüm gibi birbirine bağladığım canım karakterlerim arasında güzel bir çekim resmen başlamıştır. Yani artık resmi olarak var. Umarım bölümü beğenirsiniz umarım bölüm hoşunuza gider ♥ Keyifli okumalar şimdiden.

İthaf biricik okurlarımdan SevgiNur345 için. Beğenmen dileklerimle kuzu ♥

 Beğenmen dileklerimle kuzu ♥

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

▬▬▬

B Ö L Ü M 17 

│efsunkâr│

"Sen ne yaptığının farkında mısın?" diye bir anda Deran'ı kolundan yakalayıp kendine doğru çekti. Böyle bir hareketi beklemeyen Deran ise savruldu adeta. Şalı başından uçup giderken, uzamış saçları sere serpe serildi Afran'ın gözlerinin önüne. Hayretle bakakaldı adamın geceyi mesken edinmiş zümrüt karası harelerine.

"Kendini yeniden aynı ateşe mi attın Piran Kızı? Kurtulduğunu düşünmüyor muydun? Ne diye gelip kurtardın beni?" diye sorularını bir bir sıralayan adamın allak bullak olduğunu görebiliyordu. Onu kelimenin tam anlamıyla dumura uğratmıştı. Şimdi ise kendi konaklarının önünde, babalarının yanında hesap soruyordu. Garip olan tek şey bu da değildi. Babası ve Kurban Ağa yalnızca ikisini izlemekle yetiniyorlardı. Sanki bu olaya karışmak istemez gibiydiler.

"Sen olsan ne yapardın?" diye soran Deran, Afran'ı iyice bilinmezlik kuyusunun içine tıkmıştı. Afran'la Deran bir miydi? Afran'ın içinde kendine açıklayamadığı bir takım duyguları vardı. Onlarla cebelleşiyordu. Hem onu kurtarmalıydı elbette, genelde başını o belaya sokuyordu.

"Sen ve ben..." dedi Afran, ardından yutkundu. Biz, diyemeyişi dilini yaktı. "Çok farklı duygular içerisindeyiz Piran Kızı. Ben evlenme yanlısı iken sen... Sen benden olabildiğince kaçma yanlısısın. Benim bu topraklardan uzaklaştırılmamda bir hayli işine gelirdi."

"Senin için yaptığımı kim söyledi?" diye bir anda atılan Deran, inkâr halindeydi. Hâlâ içindeki duyguları bastırmanın derdindeydi. "Ben anan ve baban için yaptım."

"Yani sen benim anam ve babam için benimle evlenmeyi mi kabul ettin?"

Adam resmen laf cambazıydı ve Deran onunla baş edeceğini düşünerek büyük bir hata yaptığını hemen anlayıvermişti. Bu adamla nasıl baş edecekti?

"Aynı zamanda elbette ki kendi ailem için de Bejindar." Diye cevap vermeyi seçti. "Onlar için bunu yapabileceğime karar verdim."

"Tam da benim ceza alacağım zamanda bu karara varman ne güzel tesadüf öyle Piran Kızı," diyerek kadına yukarıdan bir bakış atan adamın yüreğinde çiçekler açıyordu. Artık biliyordu çünkü. Deran kesinlikle kendi rızasıyla kabul etmişti. Bu tarz bahanelerine inanmayacak kadar iyi biliyordu hem de!

AĞA [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now