(MR)Bölüm 11:Bir Arkadaş İnsanın Hayatında ki Her Şeyi Değiştirebilir

80.9K 7K 611
                                    

Resmen öfkeden köpürüyordu. O sarı çıyan tam iki kere onu alt etmişti. Ayakkabısına koyduğu cam parçaları yüzünden odasında hapis hayatı yaşamıştı. Seren bandajlı ayaklarına bakıp iç geçirdi. Tam iki gün boyunca yürümemesi söylenmişti. Tam tamına iki gün! İyileştiğinde ilk işi o kızı iyice bir benzetmek olacaktı. Neyse ki oldukça sıkıcı geçen hafta başının  ardından bandajları çıkarmasına sadece bir gün kalmıştı. Yine de tedavisine devam edilecekti. Yaklaşık iki hafta daha özel sargı kullanacaktı ama en azından yürüyebilecekti. Ayağına dokununca oluşan sancı ile hafifçe inledi. Hala derisi hassastı. O kadar yıl futbol oynamasına rağmen onu böyle aciz bırakan bir sakatlanma yaşamamıştı. Kesinlikle Gülperi elinden kurtulamayacaktı.

"Asel iyi değilsen revire gidelim." dedi Zehra birden başında biterek. O geçen iki gün boyunca yanından ayrılmamıştı. İkisi odada takılıp kalmış, Seren'de sıkıntıdan patlamıştı. Hatta derse girmeyi bile özlemişti. Kapalı yerlerde uzun süre kalmak kesinlikle ona göre değildi. Açık havada dolaşmak için canını bile verebilirdi. Gerçi kendi canı değildi ya neyse.

Kapı vurulduğunda Zehra koşar adım kapıyı açmaya gitti. Bir süre geçmesine rağmen kızdan ses gelmeyince Seren yatağının korkuluğundan aşağıya baktı. Biri aceleyle yataklara çıkan merdivenleri tırmanıyordu. Seren, onun Yeliz olabileceğini düşünüp umursamadı fakat görüş alanına birden Görkem girince ağzı açık kaldı.

"Görkem." diye bağırdı heyecanla genç kız. Seren genç adamı orada gördüğüne şaşırmıştı. Normalde erkeklerin kızlar yurduna girmesi yasaktı. Yakalananlara da çok büyük ceza veriliyordu. Seren bunu yatağının yanında ki komodinin çekmecesinde bulduğu kural kitapçığından okumuştu. Evet bu da sıkıcı hobilerinden bir tanesiydi.

Görkem işaret parmağını dudağına götürdü. "Şşştttt. Yurdu buraya mı toplayacaksın? Haydi derse gidiyoruz." dedi ve kızın konuşmasına fırsat vermeden onu kucaklayıp merdivenlerden indirdi. Sevimli bir erkek gibi görünse de oldukça kuvvetli kolları vardı. Zehra geçirdiği şokun etkisiyle yerinden kımıldamamıştı bile. Görkem genç kızı kapının eşiğinde duran tekerlekli sandalye oturttu.

"Hadi bakalım gidiyoruz." dedi tatlı bir ses tonuyla. O konuşunca insan genç adamın yanağını sıkası geliyordu. Yaşadıkları gerginlikten sonra onu böyle sevimli konuşmasına seve seve katlanabilirdi.

"Dur bir dakika" dedi Seren ve kapıda dikilen Zehra'ya döndü. Gözlerinde yalnızlık kırıntıları vardı. Genç kız birden kalbinin sızladığını hissetti. Ama artık Seren olduğuna göre bazı şeylerde değişmeliydi. Bu yüzden oda arkadaşına bakıp gülümsedi. "Zehra haydi çantana al gel."

Zehra girdiği transtan uyanarak içeride ki koltuğun yanında duran çantasını alıp ikiliye katıldı.

Yurttan zorlukla çıkmayı başarmışlardı. Nöbetçi öğretmenlerinin onları görmesi demek bir yığın işlemle uğraşmaları demekti. Fakat bu gerginlik genç kız için derinlerde bir yerdeydi. Çünkü o insanların arasına gireceği için mutluydu. Zaten son birkaç gününü odasında geçirmek zorunda kalmıştı. Oysa hafta sonu planı vardı, hastaneye kendi bedenine görmeye gidecekti. Artık planını diğer hafta sonuna saklayacaktı ya da hafta içi bir güne diye geçirdi içinden.

Görkem tekerlekli sandalyeyi yemekhanenin katına sürdüğünde Seren'in karnı guruldadı. Kurt gibi acıkmıştı. Artık keyfide yerinde olduğuna göre bol bol yiyebilirdi. Genç adam sandalyesi merdivenlerin yanında bulunan rampadan aşağıya indiğinde durdu. Seren merakla arkasında duran Görkem'e baktı.

Görkem sandalyeye takılı sırt çantasını alırken ona göz kırparak gülümsedi. Ona gülümsediği zaman Zehra'nın neden Görkem'e aşık olduğunu anlayabiliyordu. Ela gözleri güldüğü zaman parlıyor, göz kenarları kırışıyordu. Gülmek ona kesinlikle çok yakışıyordu. "Kahvaltıda sana eşlik edemeyeceğim. Takımın toplantısı var ama öğle yemeğinde beraberiz." dedi tekrar göz kırptıktan sonra sandalyenin yönetimini Zehra'ya bırakarak uzaklaştı.

Misafir RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin