(MR)Bölüm 40 -FİNAL-: Bilinmezliğin Ötesinde

98.3K 6.9K 1.9K
                                    

Genç kız tüm gün yatağında dinlendikten sonra artık daha fazla odada kalamayacağına karar verdi. Hem karnı açıkmış hem de odada takılı kalmaktan bunalmıştı. Üstelik Gülperi onun saklandığını düşünsün istemiyordu. Daha ondan nasıl hesap soracağına karar vermemişti. İntikam soğuk yenen bir yemekti ve Seren o yemek buz gibi olana kadar bekleyebilirdi. Yeterki Gülperi yaptıklarına pişman olsun.

Yeliz'in istirahati ile ilgili ısrarlarına rağmen kendini sonunda duşa attı ve kaynar suyu sonuna kadar açtı. İçinde ki endişenin suyla beraber giderden gitmesini diledi. Evet odadan çıkmaya hevesliydi ama Kutlu ile karşı karşıya gelmek için kendini pekte hazır hissetmiyordu.

Su başından başlayarak parmak uçlarına kadar sıcaklığı yayarken gözlerini kapatıp suyun altında bekledi. Kollarını geriye doğru gerip kaslarını esnetti. Artık gitgide genç kızın bedenine uyum sağlıyordu ve bu durum Seren'i korkutuyordu. Şampuanın kokusu buhar dolu banyoya yayıldığında derin bir nefes aldı. Korkmamalıydı. Hayatı ellerinin arasından kayıp gidiyor gibi hissetse de her şeyi yoluna koyacaktı. Hala vazgeçmiş değildi.

Akşam yemeğinde Seren masadaki birbirinden lezzetli yemekleri görmezden geldi. Sadece çorba içmeyi tercih etmişti. Midesini zorlamak istemiyordu. Bedeni kadar ruhsal durumuda karmaşık olduğundan bünyesine yüklenmemeliydi. Kasesinden bir kaşık yediğinde aklında Kutlu ile konuşmaları vardı. Genç adam son cümlesinden sonra kıza konuşma fırsatı vermemişti. Zaten verse Seren ne diyecekti ki? O da en az Kutlu kadar karmaşa yaşıyordu. Karşısına ansızın Görkem oturunca az daha içtiği çorbayı genç adamın üzerine püskürtecekti.

Görkem sinirli görünüyordu. Geniş alnında çatılı duran kaşları alnının kırışmasına neden olmuştu. Bu şekilde rakip takımın oyuncularına baksa topu ayaklarından almak için zorlanmamış olurdu. Seren daha bir şey diyemeden genç adam kaşığını eline alıp genç kıza doğru tehditlar bir ifadeyle salladı. "Asel, acaba haftada bir aklımı çıkarmasan olur mu?" dedi. Hiç selam verme gereği duymadan. "Çok bir şeyde istemiyorum. Sadece bana kalp krizi geçirtecek şeyler yapma yeter." Seren gülümsemesini bastırmak için dudakları tek bir çizgi halini alana kadar birbirine bastırdı. Bakışlarını genç adamdan kaçırıp kasesine baktı. Adamın gözünden mahçup görünüyor olmalıydı ama o sadece güldüğünü ona göstermek istemiyordu. Görkem'in öfkesini de anlayabiliyordu. İnsanlar ona değer vermeye başlamıştı ve bu genç kızı mutlu ediyordu.

Genç kız mahçup ama mutlu bir gülümseme sergiledi. Görkem'in ona kızan hali çok sevimliydi. "Elimden geleni yapacağım." Dedi güven veren bir sesle. Sonrasında ise İstemsizce genç adamın dudaklarına baktı. Görkem'e daha önce o gözle bakmasa da genç adamın oyuncak bebeği andıran biçimli dolgun dudakları vardı. Arkadaşıyla öpüşmüş olamazdı değil mi? Başını hızla sallayarak saçma düşünceden kurtulmaya çalıştı. Kesin donmak üzereyken hayal falan görmüştü. Belki de kimse onu öpmemişti. Sadece ergenliğin vermiş olduğu hormonal bir sorunu vardı.

O kendi düşünceleri ile uğraşırken Görkem hala çok sinirliydi. "Sana o adamlar hakkında ne demiştim hatırlıyorsun değil mi?" Diye tısladı dişlerinin arasından. Kantinde ders çalıştıkları günü söylüyordu. Fakat onların bu durumda bir parmağı yoktu. Yine de Seren konuya karşı çıkarak tartışmayı uzatmak istemiyordu. 3 abiye sahip bir kız her zaman tartışmayı nerede kesmesi gerektiğini bilirdi.

Genç kız, Görkem'i sakinleştirebilmek adına başını evet anlamında salladı.

"Dikkatli ol Asel ne olur!" Diye son kez uyardı genç adam ve tepeleme yemek dolu tepsisine döndü. Aralarında ki gerginlikte bu şekilde son bulmuş oldu.

Misafir RuhWhere stories live. Discover now