(MR)Bölüm 35: Unutma! Her Zaman Senden Daha Kötü Durumlar Yaşayan Biri Vardır

69.6K 6K 714
                                    

Sabah kampa gidecek bütün son sınıf öğrencileri okulun bahçesinde toplanmıştı. Genç kız neredeyse ağzının yırtılmasına neden olacak şekilde esnerken ona tüm kiniyle bakan Gülperi ile göz göze geldi. O an içine çektiği nefes fazla gelmiş ve birden öksürmeye başlamıştı. Kız olduğu yerden ona kara büyü yapıyor olmalıydı. Gülperi tüm nefreti ile ona bakmaya devam ederken Seren misilleme yapmak istercesine gülümseyerek kıza baktı. Ne de olsa babasının zorlamasıyla Asel hakkında yalan söylediğini açıklayarak kızdan özür dilemişti. Hatta müdür bey ona yazılı bir özür yazdırmış ve bunu da okulda ki herkesin görebileceği şekilde sergilemişti. Tüm bunlar babasından fırça yemesi sonucunda olmuştu. Tabi Asel'in annesinin payını da unutmamak gerekirdi. Özlem hanım ne yapmış ne etmiş adamı korkutmayı başarmıştı.

Kadın gerçekten harika biriydi.

Seren, Gülperi'nin gözlerinin içine bakarken kıkırdamadan edemedi. Cinperi sorununu halletmesine halletmişti ama şimdi nasıl çözmesi gerektiğine emin olmadığı Kutlu sorunu vardı. Ne zaman onunla konuşacaktı hala emin değildi. Olanlar konusunda kendine kızgın olduğu kadar ona da kızgındı. Fakat etrafına baktığında genç adamın bahçede olmadığını fark etti. Seren bir an içinde büyüyen panik duygusunu hissetti. Ya Ulaş ve Kutlu onunla görüşmemek için kampa gelmekten vazgeçmişlerse? Seren mide bulantısını yok saymaya çalışırken onları kampa götürecek otobüslerin alana girdiğini gördü. Aynı zamanda yurdun kapısından Kutlu ve Ulaş çıktı. İkisinin yanında da valizleri vardı. Üstelik birbirleriyle konuşup şakalaşıyorlardı. Seren farkında olmadan tuttuğu nefesini dışarı verdi. 

Genç kız otobüse bindiğinde yanına kimse oturmadı. Görkem' de yanına gelemezdi. Çünkü 3 sınıf 3 ayrı otobüsle kampa gidecekti. Önceden kalabalık hayatında yalnız kalmayı severdi ama şimdi nefret ediyordu. Beden değişikliği bazı huylarını da değiştirmiş olmalıydı. Saçma bir şekilde Kutlu'nun yanına gelmesini bekliyordu. Tamam. Onu zorla aile yemeğine götürmüş ve tam bir rezalete dönüşmesine neden olmuştu ama o da genç kızı gecenin bir vakti, bilmediği bir yerde tek başına bırakmıştı. Seren pes ettiğini gösteren bir şekilde omuzlarını çökertti ve işaret parmaklarıyla şakaklarına dairesel hareketlerle masaj yapmaya başladı. Kutlu'yla konuşmamak adına saçmalamaya devam ediyordu. Korkunun ecele faydası olmayacaktı. Adamla konuşması gerekiyordu. 

Hem aradan geçen zaman sonrasında siniri de geçmiş olmalıydı. Bu da genç kızla konuşabilme ihtimali olduğunu gösteriyordu. Arabaya binen ikiliyi görünce sorularının cevaplarını almak için fazla beklemeyeceğini anlamıştı. Cesaretini toplayıp onlara selam vermek için hazırlandığında onların yüzünde ki ifadeyi  gördü. İkisi de o yokmuş gibi davranıyordu. Onun olduğu tarafa bakmadan arka tarafa geçtiklerinde Seren hırsla yumruklarını sıktı. Demek onu görmezden geleceklerdi.

'Peki, öyle olsun bakalım.'

Zaten Kutlu ile barışmak ona veya Asel'e ne katacaktı ki?

Otobüs hareketlendiğinde kulaklıklarını takıp arkasına yaslandı. Kamplarını bir kayak merkezinde yapacaklardı. Seren kayak yapmaktan nefret ediyordu. Özellikle son kayak tatilinde yaşadıkları sevgisine artı olarak bir şey katmamıştı. Bu yüzden sadece kampın tadını çıkarmaya bakacaktı. Bu iki aptal için kendini üzmeyecek ve arkadaşlarıyla -Yalnızca Görkem ve Yeliz ile- takılacaktı. Notlarda umurunda değildi. Asel hanım 3 yıl boyunca ders çalışma zahmetine katlanabilirdi. 

Tam dört saat yol gideceklerdi ve sadece 45 dakikasını geride bırakmışlardı. Seren nefesini dışarı üflerken başını cama dayadı. Kesinlikle tek başına otobüs yolculuğu geçmek bilmiyordu. Dışarı akıp geçen manzarayı izlemeye devam ederken telefonu titremeye başladı. Ekranda hiç tanımadığı bir numara vardı. 

Misafir RuhWhere stories live. Discover now