(MR)Bölüm 24: İstediğin Kişi Ben Değilim!

72.2K 6.2K 1.3K
                                    

Genç kız serin çarşafların içinde gerinirken ağzını yırtılırcasına açarak esnedi.  Kollarını yukarı doğru kaldırıp tüm kaslarını kendine getirecek bir gerilme sonrasında rahatladığını hissetti.

Vücudunda ki ağrıların artık onu rahatsız etmediğini hissetti. Kesinlikle rahat bir yatak her şeyin ilacıydı. Diğer tarafını dönüp uykunun sıcak kollarına yeniden dönmek istediğinde birinin saçını okşadığını hissetti. Saçına dokunan parmakları tekrar hissettiğinde bütün bedeni buz kesti.

Yanında yatan biri vardı.

Hala gözleri kapalıydı. Göreceklerinden korktuğu içinde bir türlü açamamıştı.  Yatakta yalnız değildi. Seren sakin bir şekilde derin derin nefes alıp uyuduğunu göstermeye çalışırken uyumadan önce ne yaptığını hatırlamaya çalışıyordu. Beyni o kadar hızlı çalışmaya başlamıştı ki dışarıdan bir vızıltı bile duyulabilirdi.

Dün gece neredeydi?

Berfin'i ormanda eli bıçaklı bir adamdan kurtarmış ama sonrasında bileğini sakatlamıştı. Orkun onu odasına getirmiş, bileğine soğuk havlu sarmıştı. Sonra da ondan resmine mankenlik yapmasını istemişti.

Ah hayır!

Hala Orkun'un odasında olmalıydı. En son koltukta uyduğu andan itibaren bir şey hatırlamıyordu. Parmaklar saçlarına yeniden dokunduğunda yataktan hızlıca kalkarak oturdu. Hemen arkasında saçıyla oynayan kişinin kim olduğunu görmek için döndüğünde tembel bir gülümseme takınan Orkun ile karşılaştı.

"Günaydın sevgilim." Mavi- yeşil gözleri olduklarından daha parlak görünüyordu ve sarı saçları darmadağın bir halde yastığın üzerine dağılmıştı. Bu hali reklam çekimlerinde ki mankenleri andırsa da Seren o an onun ne kadar yakışıklı olduğunu umursayacak bir ruh halinde değildi.

Seren ardına kadar açılmış gözlerle hemen üzerine baktı. Akşam ki kıyafetlerinden sadece içine giydiği kısa kollusu ve taytı vardı. Demek onu yatağa yatırmadan önce utanmadan soymuştu. Hemen yataktan kalkıp adamdan olabildiğince uzaklaştı fakat hareketi öyle ani yapmıştı ki başı dönünce yatağın yanında ki krem rengi koltuğa oturmak zorunda kaldı. Genç adam ise meraklı gözlerle ona bakıyordu. Seren içinde ki kaynayan öfkeye dayanamayarak konuşmaya başladı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Genç kız oturduğu koltuğun kenarlarını, eklemleri beyazlaşana kadar sıktı. Gece onun odasında uyuduğu için kendinden nefret ediyordu. Asel'i nasıl olmuştu da bu duruma sokmuştu.

Orkun umursamaz bir tavırla tek dirseğinin üzerinde doğrulup darmadağın olmuş saçlarının arasından kıza gülümsedi. Düşmüş bir meleğin çekiciliği vardı üzerinde. Aynı zamanda günahkarlığı da. Dudaklarının ağır bir şekilde yalayıp kızın sorusunu cevapladı. "Merak etme uygunsuz bir şey olmadı. Pislik biri olabilirim ama bakire kızlara izinsiz dokunmam. Tabi eğer öyleysen." dedi imalı bir şekilde genç kıza göz kırptı.

Seren oturduğu yerden ani bir hareketle doğruldu. Bu adamın ağzı tekrar gülümseyemeyecek hale gelene kadar yumruklamak istiyordu. Yumruklarını öyle sıktı ki Asel'in uzun tırnakları avuç içlerine battı. Orkun'un, onu yatağına yatırması hatta izinsiz saçlarına bile dokunması mide bulandırıcıydı. Üstelik kendi bedenin de olmayan Asel'in bunda söz hakkı bile yoktu. Anın karmaşası Seren'in başını döndürmeye yetmişti. Hemen yerde ki eşyalarını topladı. Bu adamdan her ne olursa olsun uzak kalacaktı. Ahmet beyin işi veya başka bir şey onun için önemli değildi. Asel için bu adamın bulunduğu yerin aksi yönüne kaçmalıydı.

Orkun onun toplandığını görünce yataktan kalktı. Üzerinde sadece eşofman altı vardı. Üstü tamamen çıplaktı ve kasları onun boş bir adam olmadığını gösterecek kadar tehditkar duruyordu. Eliyle hızlı bir şekilde önüne düşen saçları geriye doğru itip dudaklarını yaladı.

Misafir RuhWhere stories live. Discover now