(MR)Bölüm 15: Asel Demir Sır Tutabilir misin?

73.8K 6.8K 524
                                    

Arkada yatan kişiye baktığında baygın şekilde duran saçları gördü. Onu tanımak için yüzünü görmeye gerek yoktu.

Baygın kişi Kutlu'ydu.

Ne olmuştu ona böyle?  Yansıyan ışıktan yanağında ki koyuluğun kan olduğunu görebiliyordu. Seren hızla atan kalbinin üzerine elini koydu. Onların bir şeyler karıştırdıkları kesindi. 

Ulaş şoföre dönüp ona birkaç bir şey söyledikten sonra taksi hareket etmiş 15 saniye sonra da Seren'in taksisi yanaşmıştı. Çalılıkların arasından çıkıp hemen taksiye bindi. 

"Işık Hastanesine lütfen." Adam hemen yola devam ederek aracı sürmeye devam etti. Tahmin ettiği gibi önde giden taksi de hastaneye gidiyordu. 

Hastaneye gidip bedenini görmek istiyorsa onlara görünmemesi gerektiğini biliyordu. En azından onlarında görünmek istemediğine emindi. İki tarafında birbirini görmemesi iyi olacaktı. Taksiden inmek için daha geride bir yer seçen Seren, araçtan indiğinde hastane girişinde ki genç adamları görebiliyordu. Ulaş, Kutlu'nun kolunu omzuna atmış beline sıkıca sarılmıştı. Uzaktan bakıldığında Kutlu'nun hala kendinde olmadığı belli oluyordu. Ulaş öne doğru sendelemeye başladığında Seren ileriye doğru bir adım attı. 

Az önce karar verdiği şey yüzünden başı ağrıyacaktı biliyordu ama yine de kendine engel olamadan iki adama doğru koşar adım ilerledi. 

Ulaş arkadaşına sıkıca tutunmuş onu hastanenin içine sokmaya çalışıyordu. Ona gitmemesi gerektiğini söylemişti. Hatta bu yüzden onunla yumruk yumruğa kavga etmek zorunda kalmıştı ama Kutlu onu her zaman ki gibi onu arkasında bırakarak kendini tehlikeye atmıştı. Sabah yatağında onu görmeyince Ulaş neredeyse tüm okulu ayağa  kaldıracaktı. Ama  o an böyle bir şey yapması demek Kutlu'yu oldukça zor duruma sokmak anlamına gelecekti. 

Bütün ona ulaşmaya çalışsa da bir türlü başaramamıştı.  En sonunda yurt penceresinden odaya girene kadar Kutlu'nun başına kötü bir şey geldiğine dair olan düşüncesi kazanacak gibiydi. Fakat genç adamı karşısında görünce sevinememişti bile. O kadar perişan haldeydi ki onun pencereye tırmanabilmesi resmen bir mucizeydi. Ona neler olduğunu sormak istese de genç arkadaşı yatağına bilinçsiz bir halde yatmıştı. Ulaş yapması gereken ilk şeyin onu hastaneye getirmek olduğunu biliyordu. 

Ve şimdi gizlice çıktıkları okuldan sonra hastaneye gelmeyi başarmışlardı. Kutlu hala bilincini kazanamadığından onu bir nevi sürükleyerek binaya doğru ilerliyordu. Kendisi de güçsüz biri değildi ama Kutlu'nun tüm ağırlığı kavga ettikleri zaman yaralanan omzuna yükleniyordu. Bu yüzden zorlukla adım attı. Fakat bu dengesiz adım onun sallanmasına neden olmuştu tam o anda Kutlu'un sağ tarafından birinin onların duruşunu desteklediğini hissetti. Başını eğip yanlarına yardım için gelen kişiye teşekkür edeceği sırada bakışları Asel'in iri yeşil gözleri ile buluştu. 

Ulaş ardına kadar açtığı gözlerle kıza baktı. "Senin ne işin var burada?" Olduğu yerde dikilmiş sert çıkan ses tonuyla kıza öfkesini kusmaya hazırlanıyordu. Bu durumu görmesini istediği en son kişiydi. 

Kız cevap vereceği sırada Kutlu acıyla inleyerek kendine geldi. İkisi de bakışlarını yaralı adama indirdikten sonra birbirlerine bakıp sessizce başlarını sallayarak anlaştılar. Kavga etmeyi daha sonraya bırakacaklardı. İkisi birbirlerine yardım ederek Kutlu'yu hastanenin otomatik kapısından içeri soktular. 

Hemşireler Kutlu'yu hemen yatağa yatırıp koluna serum takarken Seren yatağın başında Kutlu'nun ağırlığının yüklendiği koluna masaj yapıyordu. Ulaş ise yanında huzursuzca hareketler yapıyordu. Seren bakışlarını incelediğinde gözlerinde ki endişeyi gördü. Odaya doktor gelince birden kendilerini koridora iteklenirken buldular. Hasta bakıcı olan adam onları dışarı sürüklüyordu. Ulaş öfkeyle kolunu tutan adamı itekledi. 

Misafir RuhDonde viven las historias. Descúbrelo ahora