(MR)Bölüm 18: Bir Merhem İki Kişi Arasında Köprü Olabilir

76.7K 7K 467
                                    

Genç kız yorgun argın odaya girdiğinde Zehra meraktan ölmüş bir halde kızın önüne çıktı. Fakat konuşma fırsatı bulamadan yoklama zamanı gelmişti. Her şey bittiğinde Seren, Zehra'nın kıskacına takılmadan yatağına gitti. Kafasını yastığa koyar koymaz hemen uykuya daldı.

Ertesi sabah Seren sırtında ki inanılmaz bir ağrıyla gözlerini açtı. 

Doktorun gece vermiş olduğu ağrı kesicilerin etkisi geçmiş olmalıydı. Sadece ağrı ile sonlanmıyordu derdi. Gözlerini açar açmaz Zehra ile göz göze gelmişti. Genç kızın üzerinde üniforması kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde kıza bakıyordu. Onun uyanmasını beklediği ortadaydı. Seren gözlerini kapatıp Zehra'nın yanından bir an önce uzaklaşmasını diledi. Zehra'nın ondan cevap beklediğini biliyordu ama konuşacak hali yoktu.

"Uyumadığını biliyorum." dedi Zehra kendi yatağından doğrulup genç kızın yatağına otururken. "Bence bir açıklama yapmalısın." Genç kız dışarıdan çekingen biri gibi görünmesine rağmen şuan oldukça inatçı davranıyordu. İnsanlar Seren'i her daim davranışlarıyla şaşırtıyordu. Oysa Zehra'yı okunması kolay biri olarak nitelendirmişti.

Seren ağrıları yüzünden dişlerini sıkarak yataktan doğruldu.

"Aslında yapılacak bir açıklamam yok." Gerçekten de yoktu. Ona dün yaşanılanların hangi birini anlatabilirdi ki? Genç kızla alakalı olmayan bu konuyu konuşmak onun üstüne vazife değildi. Bu tamamen Kutlu'ya ait özel bir bilgiydi.

Zehra kıza doğru eğilince önüne düşen saçını geri itti. Yanakları kızarmıştı. Genç kızın olumsuz cevabı onu utandırmış olmalıydı.

"Haklısın seni bu kadar zorlamamalıydım." dedi. Ayağa kalkarken çantasını sırtına atıp merdivenlere yöneldi.

"Umarım beni yanlış anlamadın." diye seslendi Seren kızın arkasından. Kızı üzmek istemiyordu.

Zehra arkadaşına bakıp gülümsedi ve merdivenlerden inerek gözden kayboldu.

*******************

Derse gitmek için hazırlanması tahmin ettiğinden de uzun sürmüştü. Kesinlikle kırbaçlandıktan sonra giyinmek kolay bir şey değildi. Üstelik o bir darbeyle böyle iken Kutlu'yu düşünemiyordu. Çantasını sırtına takmak yerine eline alıp sınıfının yolunu tuttu. Herkes çoktan sınıfa girmiş öğretmenlerin gelmesini bekliyordu. Bu yüzden Seren adımlarını hızlandırdı. Sınıfın kapısına geldiğinde ise nefesini bıraktı. Öğretmen daha gelmemişti. Adım attığı anda Kutlu'nun sırasına takıldı gözleri ama o orada değildi. Nedensiz bir şekilde genç kızın kalbini huzursuzluk kapladı. Bakışları Ulaş'ın sırasına doğru kaydığında onun kızgın bir boğa misali burnundan soluduğunu fark etti.

Kızı kapıda gören Ulaş bir hışımla sırasından kalkarak kızın üzerine yürüdü. Kızın yanına vardığında bileğinde bir morluk bırakacak kadar sıkı kavradı.

"Hemen konuşmalıyız!" diyerek kızın konuşmasını beklemeden sınıfa girmek üzere olan öğretmenin yanından hızla geçtiler. Seren adamın ne dediğini duymamıştı ama bu davranışından dolayı ceza alacağını biliyordu. Ulaş bu konudan muhtemelen rahatlıkla sıyrılacaktı. O ne de olsa okulun parlayan yıldızıydı.

Ulaş, Seren'i peşinden bahçeye sürükledi. Patika yolu acele adımlarla aşarak arka bahçeye doğru ilerlediler. Seren, genç adamın tutuşu canını yaksa da sesini çıkarmadı. Onun az çok böyle tepki vereceğini tahmin ediyordu. Ulaş kamelyaların birine girer girmez kızın bileğini bıraktı ve hızla ona döndü."Bütün gece neredeydiniz?" diye bağırdı. Seren olduğu yerde gerilirken adamın gözlerinde ki öfkeyi rahatlıkla görebiliyordu.

Misafir RuhWhere stories live. Discover now