(MR)Bölüm 21: Yarı Zamanlı İş: İyilik Melekliği!

82.7K 6.4K 687
                                    

Seren yemek masasında tam karşısında oturan adama bakmamak için elinden geleni yapıyordu. Fakat genç kız onunla yüz yüze gelmekten ne kadar rahatsızsa genç adam bir o kadar rahattı. Yavaşça meyve suyunu içerken bakışları müstehcen bir şekilde kızın bedeninde geziniyordu. Seren onun karakterine bir türlü açıklama getiremiyordu. Bir iki saat önce hareketleriyle genç kızın ruh halini tamamen alt üst ettikten sonra şimdi karşısında pişkin bir şekilde yemeğini yiyebiliyordu. Seren elinde ki çatalı sinirle sıkarken iki yanında oturan Özlem hanım ve Berfin'e de bir şey belli etmemeye çalışıyordu. Özellikle de küçük kız kardeş Er'e. Çünkü belli ki abisinin cazibesine tamamen kapılmıştı. Anca kör bir insan bu adamda ki şeytanlığı göremezdi. Tamam adam yakıcı bir şekilde yakışıklıydı ama şeytanlığı görüntüsünün önüne geçiyordu.

Seren tabağında ki tavuk etine sanki Orkun'un kaba etine batırıyormuş gibi hızla saplarken uzaklaştığı sohbetten sorulan soruyla yeniden katıldı. Seren, Asel'in adını hayal meyal duyunca masaya hızlıca göz gezdirdi. Sinan bey masaya doğru eğilmiş ona gülümseyen bir yüzle bakıyordu.

Genç kız gözlerini kırpıştırıp mahcup görünmeye çalıştı. "Affedersiniz. Ne dediğinizi anlayamadım."

Seren'in konuşması sonrasında Orkun kahkahasını öksürükle gizlerken, Ahmet bey içkisinden tedirginliğini gizlemek için kocaman bir yudum aldı. Genç kız birden ters bir şey söylediğini düşünerek gerildi ama Sinan bey gülümseyerek sorusunu yeniledi.

"Berfin ile anlaşabildiniz mi?" Seren gözlerini hala ona bıyık altından gülen Orkun'dan sökercesine çekip adama gülümsedi. Konuşmadan önce Ahmet bey ve Özlem hanımın ona endişeyle baktığını hissedebiliyordu. Sanki hala onun ne yapacağını kestiremiyorlarmış gibi bir halleri vardı. Asel onlara oldukça zorluk çıkarmış olmalıydı.

Asel'in insanı büyüleyen gülümsemesini takındı. "Kızınızla çok iyi anlaştık Sinan bey. Bu tatilden sonrada  onunla görüşmeyi umuyorum."

Genç kızın verdiği cevaba karşılık Berfin'in yanakları kıpkırmızı olmuştu. Yüzünde oluşan gülümseme Seren'in cevabının onu mutlu ettiğini gösteriyordu.

Sinan Beyde cevaptan memnun olacak yüksek sesli bir kahkaha attı. Bu adamın kahkahaları kaç desibel yüksekliğindeydi Seren merak ediyordu. Zaten gerildiği her zaman böyle saçma şeyleri merak eder ya da sayıları çifter çifter sayardı. Bunlar artık vazgeçilmez huyu olmuştu.

Adam gülmesinin ardından kızın cevabına karşılık ağır ağır başını salladı. "Tabi ki ikinizin görüşmesi bizi de mutlu eder. Hem Aselcim bu kadar yakınken bana bey yerine amca diyebilirsin."

Seren adamın teklifine karşılık başını sallamakla yetindi. Hemen gözlerini ona bakan Ahmet Beye çevirdi. Gözlerinde ki minnet ifadesini gördüğünde içi rahatladı. İyi bir şey yaptığını anlamıştı.

Sinan beyin karısı ise kahkaha atıp masanın ortasına doğru eğildi. "Aman sakın bana Necla teyze deme de " Konuşmasının ardından ona katılan kocası ve gecikmelide olsa Ahmet bey ve Özlem hanım gülüştüler. Seren bu kadını pek sevmemişti. Sadece gülümseyip önüne döndüğünde Berfin'in gözlerinde utanç, Orkun'un gözlerinde ise nefreti gördü.

Doğru ya bu kadın onların üvey anneleriydi.

Seren başını sallamamak için kendini zor tuttu. Hayır bu durum onu ilgilendirmiyordu. Hayat her zaman adil değildi. Bu yüzden iki kardeşten de elinden geldiği kadar uzakta duracak ve işlerine burnunu sokmayacaktı. Önüne konulan tatlısına gülümseyerek baktı. İşte günün en güzel anını birazdan yaşamak üzereydi. Yemek sonuna kadar bir daha konuşmak zorunda olmadığı için minnettardı.

Misafir RuhWhere stories live. Discover now