§ On Üç §

20.8K 902 158
                                    

"Seni burada boğmamam için sebep söyle bana!"

"Ya... Eşleştirme meselesi, anlarsın ya."

"Seni lavaboyla eşleştirmemi ister misin? Birazdan buluşacaksınız gibi duruyor." Evet, Anka'yı denizde ya da havuzda değil, lavaboda boğmaya çalışıyordum.

"Lütfen lütfen, ne istersen yaparım. Şu pis suya yüzümü sokmak istemiyorum."

"Ne istersem... Ne istersem yapar mısın?"

"Evet! Hadi, barıştık mı?" Yavaşça kafasını bırakıp sinsi gülümsememi yüzüme yerleştirdim. Doğrulup bana baktı.

"Barıştık."

    •••

Odanın kapısı çaldığında heyecanla koşup açtım. Anka'dan bana kahve getirmesini söylemiştim ve getirmişti. Sonuçta bir anlaşmamız vardı.

"Ah, sonunda!"

"Bir duşa gireceğim." Banyonun kapısını kapatmadan konuştum. "Kolyemi gördün mü? Bir yerde düşürmüşüm, bulamıyorum."

"Hayır, sahile indiğimizde bakarız." Kapıyı kapatıp kilitledi. Ben de kahvemi yavaşça komodine koyup yatağıma atladım. Televizyonun kumandasını elime aldığım sırada telefonumun zil sesini duydum. Yerimden kalkmadan yan taraftaki yatağa uzanıp almaya çalıştım. Aradaki mesafeyi kısa sanmamın sonucu, kafa üstü yere düştüm.

"Oha! Boynum kırıldı galiba!" Kemiklerimden çıtlama sesleri gelince korkmuştum. Ben boynunu çıtlatan bir insan değildim ve alışkın da değildim. Aldığım değişik şekilden dolayı zar zor düzelebildim ve telefonumu elime aldım.

Bir cevapsız çağrı: ATEŞ ve su

Hemen geri aradım. Birkaç çalma sonrasında telefon açıldı.

"Kızım sen niye ilk aradığımda açmıyorsun?"

"Sana da merhaba, çok sevdiğim abiciğim."

"Abiciğim mi? Sen oradaki sülük kızlara benzemiyorsun, değil mi Derin?"

"Ne münasebet? Onlar bana benzesin!"

"Heh, tamam, hâlâ aynısın." Hafifçe gülümsedim. Sonra Fransa'da olduklarını hatırlayınca gülümsemem kayboldu.

"Nasıl, güzel mi Fransa?" dedim cümleye vurgu yaparak. Telefonun ucundan kahkahasını duyunca deliye dönmüştüm açıkçası.

"Bir görsen, bir görsen... Müthiş bir yer burası! Ayrıca kızlar da fena sayılmaz."

"Seni pişkin! Annemler yanında değil herhalde."

"Evet onlar odalarında. Ben de odamda tek başıma takılıyorum."

"Aklına gelmişim ki beni aramışsın. Ya beni sevdiğini bu kadar belli etme ama." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken Ateş'in güldüğünü duyabiliyordum.

"Sana ne içiriyorlar? Cidden merak ediyorum, bu güzel kafanın sebebi ne?" Telefon çalınca ilk başta korksam da sonradan ekrana bakmayı akıl edebildim. Arayan annemdi.

"Ben kapatıyorum sevgilim arıyor!" Abim tam bana bağırmak üzereyken kapatıp annemin aramasını cevaplandırdım.

"Derin! Açmasaydın kızım."

"Sana da merhaba anne. Neden bugün kimse bana alo demiyor?"

"Başka kiminle konuştun? Sevgilin mi var? Kaç yaşında? Nereli? Ailesi nasıllar? Ve..."

"Anne! Her aradığında bu muhabbeti yapmak zorunda mıyız? Yok sevgili falan."

"Ay iyi be! Şey diye aradım ben, Anka ne yapıyor? Nasıl keyfiniz?"

Yaz KampıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ