§ Otuz Bir §

14.3K 733 51
                                    

"Bak, seni anlıyorum. Gerçekten anlıyorum ama bizimle denize gelecek misin diye sormadım. Bizimle geleceksin." Anka hafifçe tebessüm edip elini omzuma koyduğunda itip somurttum.

"Gelmeyeceğim. Ben olsam artık zorlamazdım."

"Ekin de geliyormuş." Gözlerimi devirdim.

"Beni ilgilendirmiyor. Zaten biliyorsun, biz artık konuşmuyoruz."

"Ama geçen gün Ekin'i Can'la konuşurken duydum. Seninle konuşmak istediğini söylüyordu ama Can izin vermedi. Sıkı bir diyet programı uyguluyormuş şu anda."

"Ne diyorsun Anka? Olabilir, biz arkadaştık."

"Olamaz! Hoşlandığını anlamıyor musun? Gerizekalı mısın sen?"

"Sen gidip biraz Selim'le ilgilenir misin? Çünkü bu Ekin konusu beni boğmaya başlıyor."

"Hayır efendim! Kalkıyorsun ve birlikte plaja gidiyoruz."

"Ben yüzmek istemiyorum. Hem belki akşamki buluşma için hazırlanırım." Elindeki havluyu yere düşüren Anka'ya gülmeden edemedim.

"Ne buluşması? Yoksa... Yoksa Ekin'le çıkmaya mı başladınız?"

"Saçmalama Anka. Hani senin bahsettiğin bardaki buluşma." Havlusunu hışımla yerden aldı ve bana da sinirli bir bakış attı.

"Heyecanlanmıştım."

"Olur bazen."

•••

Denizdeydik. Evet, ben de gelmeyeceğimi sanıyordum ama Anka ne yapıp edip beni buraya getirmeyi başarmıştı. Kafamı bir şekilde karıştırmış, iki dakikada Ekin'i yanıma getirmişti. Bazen Selim'i görmek için benim üzerimden bahaneler uydurduğunu düşünüyordum. Bence haklıydım da.

"Biraz daha burada durmaya devam edersen amele yanığı olacaksın. Tabii sen bilirsin." Anka'ya sinirli bir bakış gönderdim. Zorla getirdiği yetmiyormuş gibi, bir de söyleniyordu. Bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki Anka araya girdi.

"Tamam tamam, sustum. İstediğin kadar amele yanığı olabilirsin. Ben denize gidiyorum." Ayağa kalktı ve terliklerini çıkardı. O sırada yan şezlongunda uzanan Selim de hızlıca ayaklandı. Aniden tişörtünü çıkarınca gözümün önüne gelen bir elle Anka'nın tepkisini kaçırdım. Gözümün önündeki eli tutup itmeye çalışırken sahibinin Ekin olduğunu anlamam uzun sürmedi. Siyah bilekliğini nerede görsem tanırdım çünkü gerçekten çok güzeldi. Hayır bir gün çalmayı planlamıyordum, nereden çıkarıyorsunuz bunları?

"Ben de geliyorum seninle." diyen Selim'in sesini duydum. Birkaç saniye sonra Ekin'in elini ancak itebildim. Tabii kendisi çekmiş de olabilirdi.

"Ne yapıyorsun Ekin?"

"Sinek vardı da yüzünde. Onu öldürmeye çalışıyordum."

"Komik misin sen? Biraz komiksin galiba."

"Aslında şey diyecektim ben sana, sandığım kadar şişman değilmişsin."

"Beni teknede de gördün ve konuyu değiştirme çabanı takdir ettim doğrusu."

"Derin!" Sahilin uzaklarından gelen sesle irkilip, "Allah!" diye bir tepki vermem saniyeler içerisinde gerçekleşti. Oturur pozisyona geçip etrafıma bakındığımda kırmızı görmüş boğa gibi üzerime gelen abimi gördüm. Şu anda neden bu kadar hızlı olduğunu sorguluyordum. Daha yavaş olsa belki kaçabilirdim ama şu an hiç şansım yoktu.

"Ekin sakince kalk ve arkana bak."

"Kızım sen ne yapıyorsun bununla?" Ekin'in kalkmasıyla abimin gelmesi bir oldu. Hızlıca ayağa kalktım.

Yaz KampıWhere stories live. Discover now