§ On Altı §

18.4K 863 109
                                    

  Ekin Bey'in arkadaşının sürekli olarak gülmesine maruz kalıyordum. Hepimiz bir kafeye oturmuş duruma açıklık getirmeye çalışıyorduk. Ve tabii ortamdaki gerginliği gidermek birinci amacımızdı.

"Gülüp durmasana!" dediğimde tekrar -seslice- güldüğünü işittim. Bu ilk uyarım değildi. Tıpkı onun ilk defa gülmediği gibi. Gözlerimi devirip Anka'ya döndüm.

"Biz şimdi barıştık mı?" dedim elimi tokalaşmak için uzatırken. İlk başta bakışlarındaki ifade değişmese de sonradan yumuşadı ve ellerimizi birleştirdi. Ardından, "Hiç küsmemiştik ki!" diyerek sarıldı. Ve bilin bakalım kafenin ortasında ne oldu?

Düştük!

"Ağzına sıçayım senin ben! Mal! Hızını alamayan araba gibi bir takla atmadığım kaldı!" Anka'ya muhteşem sözler yağdırırken toparlanıp kalktım. Masadaki herkes bize dinozor sevişiyormuş gibi bakıyordu. Sadece Berk hayvan gibi gülüyordu o kadar!

"Ekin senin bu arkadaşların özel üretim mi? Neden böyle davranıyorlar?" derken aynı zamanda sandalyemi kaldırıp oturdum. Göz ucuyla Anka'ya baktığımda hâlâ kalkmak için cebelleştiğini gördüm. Gülme Derin, sen şu anda sinirlisin!

"Kaç tane arkadaşımla tanıştın ki?"

"Bunun için Berk'i görmem yeterli oldu. Ve tabii..." Elimle Can ve Selim'i işaret ettim. İkisi de 'yazıklar olsun' bakışı atıyorlardı.

"Biliyor musunuz..." dedi Anka. Ne ara kalkmıştı bu kız? Az önce yerle bir olmasına şahit olmuştum. Osmanlı misali.

"Hayır, bilmiyoruz."

"Herhalde bilmiyorsunuz. Daha söylemedim."

"Söyleyecek misin bu yıl?"

"Sen sus gerizekalı Selim." Sadece bana, Ekin'e ve Berk'e dönerek konuşmasına devam etti. "Yarın paintball oynanacakmış. Bir servis gelecek ve bizi buradan alıp ormanlık bir alana bırakacakmış!" Sevinçle ellerini çırptı. Fakat ben hemen şüphelendim. Çünkü ben.

"Kimden duydun? Ya yalansa ve bizi mafyalar kaçırıp organlarımızı çalacaklarsa? Neden her şeye inanıyorsun Anka? Bak fark etmesem gidecektik organlarımızı alıp bizi bırakacaklardı!"

"Ne?" Bu sadece Anka'nın değil, tüm masanın tepkisi olmuştu.

"Yani... Nereden bileyim? Bu da bir ihtimal sonuçta."

"Saçmalama. Öğretmenlerden biri konuşurken duydum. Büyük ihtimalle bugün akşam yemeğinde söylerler."

"Öyle desene mal." deyip omzuna vurdum. Onun yüzünden üç sezonluk dizi çıkardım burada.

"Herkes barıştığına göre akşam yemeğini hep beraber yiyebiliriz." diye bir fikir sundu Can. Geçenlerde kızların masasına gitmişlerdi. Bu benim aklıma nereden geldiyse. Pis bilinçaltı pis.

"Bana uyar."

"Bana da." Sen sus sülük Berk.

"Benim bu akşam bir randevum var." Ekin bana dönüp göz kırptı. Sen hayırdır kardeş? "Paintball turnuvasında olacağım ama. Bugünlük beni mazur görün." Iy mal.

Önüme dönmüş herkesin onaylamasını izlerken alttan bacağıma dokunulmasıyla çığlığı bastım. Neyse ki Anka'ydı. Berk falansa elime tükürmüş bekliyordum.

"Acıttın gerizekalı! Ne var?" Kulağıma doğru yaklaştı ve fısıldayarak, "Yoksa seninle mi yemeğe çıkacak?" dedi.

"Yoo. Çıkıyorsa da benim haberim yok." Gerizekalı olduğumu söyleyen mırıldanmalar eşliğinde kafama vurdu. Kendisi Tesla çünkü.

Önüme döndüğümde herkesin bana baktığını fark ettim. Kafamı ne var der gibi salladığımda konuşan Can oldu. "Akşam yemeğe geliyor musun?"

"Gelirim herhalde. Keyfime bağlı."

"Neyse. Gelmezsen zorla getirtiriz, yapacak bir şey yok." Hm, iddialı.

Hazır cevap olduğumdan dolayı iki saniye içerisinde ağzımı açmıştım ki masanın altından tekrar biri bacağıma dokundu. Refleks olarak bir tane geçirdim eline.

"Ellemesenize lan!"

"Benim gerizekalı."

"Omzumu dürt, yanağımı dürt. Ne bileyim, niye bacağımı elliyorsun?"

"Bu acil durum çünkü! Kırmızı alarm!"

"Ne var Anka? Çabuk söyle, Can'a cevabını vereceğim." Anka bana değil, kafede başka bir yere bakıyordu. Aynı zamanda da eli kolumun üzerindeydi. Aşırı gergin bir ortamdı açıkçası. Ne olduğunu anlayamamıştım.

"Anka konuşsana. Kal mı geldi?"

"Balkanlardan gelen soğuk havanın da etki..." Bir tane kafasına vurmamla kendine geldi. Sonunda bana dönüp konuştu.

"Barkın burada."

"Barkı- Has..." Anka'nın az önce hipnoz olduğu yere bakmayı akıl edebilmiştim sonunda. Barkın barmenle gülerek sohbet ediyordu. Aynı zamanda da etrafına bakınıyordu. Buraya yeni gelmiş olmalıydı çünkü bavulu yanında duruyordu. Sohbetleri bitmiş olacaktı ki Barkın bu tarafa doğru yürümeye başladı. Hemen saçlarımı yüzüme doğru örttüm. Bizim arkamızda kalan otele gidiyorsa aynı otelde mi kalıyorduk?

"Cafer bezler." Anka'nın sessizce mırıldanışı sadece ben duyabilmiştim. Diğerleriyse şaşkın şaşkın bize bakıyorlardı. Karşımda yüzünü saçlarıyla kapatmış bir kız ve yanında sürekli ona fısıldayan arkadaşı olsa eminim bu mantıksızca harekete ben de şaşırırdım.

"Çok yaklaştı." Masada duran gözlüklerden birini alıp masanın altına fırlatan Anka'ya artık ben de şaşkınlıkla bakıyordum. "Aa! Elim çarptı. En iyisi Derin alsın." Kafamı hızlıca masanın altına doğru ittiğinde ufak -ufak mı?!- bir çarpma geçirmiştim.

"Bana daha yakın ben alırım." dedi Ekin. Ancak Anka üzerimden atlayıp onu durdurmayı başarmıştı. Bunu göremesem bile kemiklerimde hissetmiştim.

"Olmaz! Yani şöyle olmaz..." Boğazını temizlediğini duydum. Ardından devam etti. "Biz odada şişe çevirmece oynuyorduk. O cesaret dediği için bir günlüğüne kölem oldu. O yüzden yani. Yoksa tabii ki sen alabilirsin."

"Gitti mi? İki büklüm oldum burada."

"Kim gitti mi?" Gözlüğe uzanamadığım için doğrulmayı deniyordum ki Anka sırtıma hayvan gibi vurdu. "Gözlüğü almadın köle."

"Kim gitti mi?" Soruyu soran bu sefer Ekin'di. Kimseden ses çıkmamıştı fakat Anka'nın el kol hareketleriyle bir şeyler anlattığını biliyordum. Sonunda Barkın gitmiş olacaktı ki Anka beni tutup yukarı çekti. Ama kafamı vurdurmayı da ihmal etmedi. Ayarsız yemin ediyorum!

"Hani gözlük?"

"Beynim kulaklarımdan çıkacak. Ekin alsın, o daha yakın."

"Ama sen kö..."

"O yalandı. Sen al, ben anlatacağım."

    •••

Barkın hakkındaki düşünceleriniz neler? Ve sizce Barkın kim?

Bu bölümü hızlı yazmaya çalıştım fakat fazla uzun olmadı. Uzatırsam kesebileceğim yer bulamazdım o yüzden kısa kaldı. Yeni bölümü en kısa zamanda yazmaya çalışacağım, merak etmeyin!

Sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşça kalın!🖤

Yaz KampıWhere stories live. Discover now