23. BÖLÜM: "İzsiz Suretler"

44.5K 4.2K 1.8K
                                    

Selam.


Sermest~Gelin
(multi)

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın olur mu?

Keyifli okuyun.

🖤

Peşinden sürüklendiğim zaruri seçimin en kuvvetli olasılığı ölümcüldü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Peşinden sürüklendiğim zaruri seçimin en kuvvetli olasılığı ölümcüldü.

Seçimler; Safornikon da var olmayı ve Gece Kraliçesi unvanını almayı ben istememiştim.

Bir mucizeyi taşımayı da öyle...

Ancak şimdi, bir atın tepesinden karanlığa doğru ilerlerken, Alzer ile birlikte olmayı bizzat ben seçmiştim. Herkesin üzerimde bir amacı varken, Alzer'in bana karşılıksız yardım ediyor oluşu beni bu yola itmişti. Bir de... Gördüğüm o garip rüya. Avucumda sıktığım çakıl taşına saatler süren yol boyunca ikinci kez bakmamıştım. Oysa buraya geldiğim günden beri gördüğüm basit bir karartının bile anlamı olmuştu; yaşanmıştı ya da yaşanmaya mahkumdu.

Yadsıdığım gerçeğin altında ezilirken kapalı gözlerimin ardına vuran ışıkla kirpiklerimi araladım. Başımın ne ara Alzer'in sırtına yaslandığını bilmiyordum ama ellerim atın tökezlediği bir noktada belini sarmıştı. Tonu giderek açılan kızıl hava bana daha önce görmediğim bir manzara sundu; dört yanımız alabildiğine kızıl kum taneleriyle bezenmiş bir sahraydı. Alzer ata durması için emir verdiğinde, uykunun ağırlaştırdığı başımı sırtından ayırıp çölde başka bir detay yakalamaya çalıştım. Ne var ki, kum taneleri dışında tek bir şey bile görmek mümkün değildi.

"Alzer," Kimpras kışına inat her neredeysek, buradaki hava ılık ve kuruydu. Öyle kuruydu ki, boğazımı ıslatmaya tükürüğümün bile yetmiyordu. "Yolculuğumuzun günler süreceğini söylemiştin. Neden durduk?"

Alzer bir put gibi durmuştu. Bir cevap vermek şöyle dursun, kıpırdamıyordu bile. "Alzer," dedim yeniden. "Mola mı verdik? Daha bir saat önce vermemiş miydik?" O zaman da garip bir şekilde benimle hiç konuşmamıştı. Bir şişe su uzatıp yanımdan uzaklaşmış, bir zaman sonra da geri dönüp atın üzerindeki yerini almıştı.

"Sorun ne?" Elimi omzuna koyduğumda, avucumun altında kaskatı kesilen bedeni, bana büyük bir sorunumun olduğunu kelimelerden daha önce bildirdi. "Son kez soruyorum? Bana hemen sorunun ne olduğunu söyle!" Yükselen sesimle birlikte ellerimi arkaya atıp her ihtimale karşı tutundum. "Yoksa buradan defolup gideceğim. Sensiz!"

Alzer konuşmadı. Onun sesi yerine yaklaşan nal seslerini duydum, gülümsedim. "Kime sattın beni? Temur'a mı?" Başımı yukarı kaldırıp, kan rengi bulutlara baktım. Ona sövemeyecek kadar kızgındım kendime. Bir ağaca sağ elimle tutunurken, sol elime güvenemeyecek kadar boktan bir durumdaydım. Yine de ona güvenmiştim. "Ne ile korkuttu seni?" Nalların sesi ardımdan yaklaşırken, hayal kırıklığını bir cam gibi avuçlarımda hissediyordum.. "Bana bunu neden yaptın? Canınla mı? Yoksa daha değerli bir şey mi verdi?"

KIZIL GECE +18Where stories live. Discover now