59. BÖLÜM: "Geleceğe Dönüş"

15K 2.2K 1K
                                    

Selam.

Taşındım, evlendim, balayımı yaptım geldim :)

Seri bölümlerle kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Ardarda 2 bölüm yayınlanacaktır. Lütfen okumayı biriedikren sonra bir sonraki bölüme geçmeyi unutmayın.

Bolca yorum ve yıldız bırakırsanız çok mutlu olurum.

Keyifle okuyun.

🖤

Saplandığım geçmiş bana ait değildi; derin, sızılı ve hala kanayan bir yaraydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saplandığım geçmiş bana ait değildi; derin, sızılı ve hala kanayan bir yaraydı. Ben ise o yaranın bir yama kadar uyduruk olan kabuğuydum.

Bu yüzden geleceğe dönüşüm, kabuğundan zamanı gelmeden ayrılan bir yaranın ızdırabını taşımıştı.

Geleceğe dönüş! Bir kopuş, bir doğuş; hissettiğim tüm benliğimi tepeden tırnağa ele geçiren bir arınmaydı.

O arınmanın bana getireceklerine ölesiye muhtaçtım.

Sonsuz karanlıktan sıyrılarak gözlerim açabildiğimde nerede olduğumu biliyordum. Arınmamı benimle birlikte kutlayan detay, üzerinde sırılsıklam yattığım siyah çakıl taşlarıydı. Bacaklarımın bir kısmı halen gölün içindeydi. Islak saç tutamlarım yüzüme dağılmıştı ve bakışlarımın doğrudan çarpıştığı gökyüzü akşamın kızıl bulutlarını toplamaya hazırlanıyordu.

Yaklaşan kavuşmanın mutluluğu, dudaklarıma bir gülümseme olarak peyda oldu.

Avuçlarımı çakıl taşlarına bastırarak doğruldum. Omzumun üzerinden geriye baktığımda çadırın orada olmadığını gördüm.

Çadır yoktu.

Çadırın içindeki genç Biran yoktu.

Kendi zamanımdaydım ve bana ait olan Biran bir yerlerde beni bekliyordu.

"Geldim." Fısıltıma özlem dolu, sesli ve buruk bir gülümseme eşlik ederken ayağa kalktım. Safornikon'dan gidip Safornikon'a gelmiştim. Her şey yanıyken verdiği his nasıl bu kadar farklı olabilirdi? "Bebeğim, Alaz... Annen çok yakınında..." Üzerimdeki yarım kollu beyaz elbise bedenime yapışmıştı ve yönümü ormana çevirmemle birlikte ıslak elbiseme vuran rüzgar tenimi sertçe ısırdı ve bana belirgin bir titreme bahşetti. Ne bu, ne de başka bir olumsuzluk beni harekete geçmekten alıkoyamazdı. Koştum, koştum; rüzgara yelelerini armağan eden bir kısrak gibi yalnızca koştum. Sonra orman ücra bir köşesinde, yalın ayaklarımı bir anda duraksattım.

KIZIL GECE +18Where stories live. Discover now