Üçüncü kitaptan son kez selam.
Yazmak için haftalardır uğraştığım üç bölümlük finalimiz sizinle. Çok düşündüm, çok uğraştım ve kendi içindeki mantığa sığabilmesi adına çokça düzenleme yaptım.
Heyecanlı olduğunuzu biliyorum. Bu yüzden uzatmayacağım. Dördüncü kitap için açıklama bölümün sonunda olacak.
Dördüncü kitaba bir an önce kavuşmak için beni motive etmek isterseniz booooolca yorum bırakabilirsiniz.
Thurisaz~ Endless
Refuuge~ Oi Va Voi
Keyifle okuyun.
🖤
İzbe, soluk ve kırgın kaderime; parmak uçlarıma sinmiş kedere ve pas tutmuş geleceğime, Tanrı yegane bir aşk armağan etmişti.
Biran Nuh.
Adının, harf harf yazgıma kazındığını hissediyordum.
Bu, köhne bir histen öte bir şeydi. Ona ait olmak ve kendimi ona ait kılmak, uzun zamandır nefes almak gibiydi. Bana bahşedilen hayatın hiçbir kısmında böyle ilkel bir istek için yanıp tutuşmamıştım.
Gerçek aşkı başka bir dünyada bulacağımı söyleselerdi, onlara asla inanmazdım.
“Kraliçe, koca bir kapıyı kıracak kadar güçlü.”
Önce kendisi kalktı. Arkamdan sol kolunun kaburgalarımı sarmasıyla beni zahmetsizce ayağa dikti. Ancak bacaklarım hala titriyordu. Bu yüzden kendimi hemen arkamdaki sandalyeye bıraktım ve elleri ceplerinde; gizli saklı bir tebessüm eşliğinde beni izleyen lidere gözlerimi dikerek baktım.
“Beni kırdım kapıyı?”
Boylu boyunca yerde duran kapıya baktım. Tanrım! Eski bile değildi…
Biran İşaret ve orta parmağını kapı ve benim aramda götürüp getirerek, bir hesap yaptı. “Kapıya sıfır temasta bulunan sendin. Teorik olarak, kapıyı sen kırmış oluyorsun.”
İtirazla yerimde tepinmek isterken, o cebinden bir dal sigara çıkardı ve dudaklarının arasına yerleştirdikten sonra yavaşça yaktı. Sonra aynı yavaşlıkla derin bir nefes çekti.Tahmin ettiğim gibi… Bu bir keyif sigarasıydı.
“Eve gidelim. Yolda Mirel’e anons geçer, Alaz’ı da alıp kendi evlerine geçmelerini söylerim.”
Kaşlarımı çattım. “Neden?”
“Neden mi?” Yeni bir nefes çekerken, dudağının sol yanı açıkça kıvrıldı. “Bu…” Kapıya yandan bir bakış atan gözleri gözlerime geri döndü. “Sana yetti mi?”
YOU ARE READING
KIZIL GECE +18
FantasyÖlüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan a...