48. BÖLÜM: "Kavuşma Ve Ölüm"

27.4K 2.9K 801
                                    

Tavlanın her karışını saran dumanın bir eşi de ruhumdaydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Tavlanın her karışını saran dumanın bir eşi de ruhumdaydı.

Gülnur orada bir yerdeydi, biliyordum. Bana ihtiyacı olduğunu biliyordum. Gözyaşlarının pembe yanaklarını ıslattığını biliyordum.

Bildiğim için; yalnızca bedenim değil, ruhum da tutuşmak üzereydi.

"Bi..." Ağzıma dolan duman uzun uzun öksürmeme sebep oldu. Yanan gözlerim neredeyse kapanmak üzereydi. "Biran..." Giderek daha fazla artan dumanların arasında onu aradım. Biraz önce buradaydı. Hala bir çıkış arıyordu. Şimdi yoktu. Dumandan etkilenmesinden ve tavlanın bir köşesinde düşüp kalmış olmasından endişelendim. Sonra onun güçlü bir adam olduğunu hatırlattım kendime. Söz vermişti; beni koruyacaktı...

"Biran!" Bu seferki bir çığlıktı. Korku dolu bir çığlık...

Doğrulmak için fırsat kollayan bedenimi tamamen dizlerimin üzerine bırakırken, büyük bir şeyin havada uçtuğunu gördüm. Tavlanın ahşap duvarını yıkıp geçti ve gürültüyle dışarıda yuvarlandı. Temiz hava içeri akın ederken, ihtiyaç duyduğum eller dakikalar sonra yüzümü kavradı, beni yukarı çekti. Onu görmemi sağladığında, gerçek bir nefes aldım.

"Buradayım bebeğim," dedi, güçlü sesiyle. "İyisin, iyiyiz."

Sinirlerim birdenbire boşaldı. Hıçkırarak ağlamaya başladığı andan itibaren onun omzundaydım. Beni kucakladı ve yıktığı duvar boşluğuna doğru götürdü. Yıkık alan yukarıda kalıyordu. Aynı anda çıkamazdık oraya ve tırmanmak zorundaydık. Daha fenası, boşluğun ötesinden de alevler yükseliyordu.

"Bir merdiven bulacağım." dedi, yine de. "Biraz daha beklemen gerekecek. Çok az daha..." Hala kollarındayken, alnını alnıma yasladı. "Seni buradan çıkaracağım, biliyorsun değil mi?"

Başımı sallarken, her an bilincimi kaybedebileceğimi biliyordum. Bunu o da biliyordu.

Dizlerini kırarak eğildi. Beni yere bırakmak üzereydi ki tavlanın çift kanatlı kapılarından biri kırılarak içeri düştü. Kapının yerine bıraktığı kişi kişi Mestan'dı.

"Lider!" diye bağırdı telaşla. "İyi misiniz?"

Biran derhal doğrularak hızlı adımlarla bizi tavladan çıkarırken, Mestan'a öfkeyle baktı. "Daha erken gelmemenin umarım geçerli bir sebebi vardır."

Mestan koşarak aracın arka kapısını açtı. Biran beni araba koltuğuna bıraktıktan sonra ceketini çıkardı ve omuzlarıma bıraktı. "Mirel nerede?"

KIZIL GECE +18Where stories live. Discover now