07. Abel

6.4K 538 286
                                    

İyi okumalarr>9

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Hızlı adımlarla hâlâ bana bakmakta olan adama doğru yürüdüm. Korkmuştum,korkuyordum..
Bunun için kendime de sinirliydim. Tahammül denilen kavram benim için çoktan bitmişti. Kısık bi ses tonu ile ona doğru eğildim. Herhangi biride olsa da bunu duymamalıydı.

"Bana hemen bir açıklama yap.Neler oluyor neyden bahsedicektin ve bugün,bugün o bebek.."  Daha fazla konuşamadan cümleler boğazıma dizilmişti. Aklıma gelmesi bile beni ürpertirken birkaç dakika önce onunla olduğumu düşündüm. Gözlerimi sıkıca kapatıp bir süre bekledim. O sırada omzunu tutan el ile kafamı kaldırıp karşımdaki adama baktım. Yüzünden hiçbir şey anlaşılmıyordu.

"İstersen bunu sakince ve daha tenha bir yerde konuşalım Karen."

Sanırım o da kimsenin duymasını istemiyordu. Kafamı hafif sallayarak önümden yürümeye başlayan adamı takip etmeye başladım.

Sıra sıra dizilmiş rafların arasından geçiyorduk. Bazıları doluyken bazıları da bom boş raflardı. Dikkatimi çeken tek şey müzik kutusunun olduğu raftı. Onlarla iyi şeyler yaşamamıştım. Kendimce dalmış etrafa bakarken önden birinin seslenmesi ile irkilerek oraya döndüm.
Hâlâ ismini bilmediğimi farkedince gözlerim yaka kartına kaydı. Adı Abel'di. Fazlaca yaygın bi isim değildi.

"Gözlerin ile yaka kartımı delmeden içeriye gelmeye ne dersin Karen."

Hafif bi sırıtma ile söylediği şeyden sonra gözlerimi oradan çektim. Arkasında kalan kapıdan içeriye baktığımda orda da sıra sıra dizilmiş rafları gördüm. Diğerlerinin aksine bunların üzerinde kitaplar vardı. Renklerinden  eski basım oldukları belli oluyordu. Kapıdan girmeden tereddütle yüzüne baktım. Son olaydan sonra birileri ile aynı odada kalmak istemesem de, istediğim cevaplar için odanın içine adımladım. İçeride küçük bir çalışma masası ve koltuk da vardı. Sakince koltuğa oturduğumda o da masada ki sandalyeyi çekip tam karşıma oturdu.

"Açıkçası buraya gelmeni beklemiyordum.Beni hem şaşırttın hem de mutlu ettin Karen."

Soracak olursak bende buraya gelmeyi beklemiyordum. Aynı şekilde yatağımda bir bebekle göz göze gelmeyi de. İçimdeki düşünceleri bastırıp dikkatle Abel'e baktım.

"Buraya neler olduğunu görmeye geldim.Attığın mesajdan sonra olan olaylar yüzünden aklımı kaçıracak derecedeyim. O nasıl insan gibi ortaya çıktı ve neden ben Abel?"

Neredeyse ağlayacakmış gibi çıkan sesim yüzünden Abel'in suratında anlamdıramadığım bi ifade olmuştu. Kısa süre içinde eski yüz ifadesine döndüğünde artık bana bir açıklama yapacak olsa gerek boğazını temizledi.

"Açıkçası uzun zamandır o bebeği alan olmamıştı Karen. Bir depoda öylece atılmış duruyordu. Onu nereden bulduğunuzu da merak ediyorum." 

İşte bende buna lanet okuyordum. Eğer Luna o bebeği almak istemese bunları yaşamicaktım. Aklıma takılan diğer bir nokta ise Luna'nın o bebeği neden ısrarla almasıydı. Abel tekradan konuşunca ona doğru döndüm.

" Seninde anladığın gibi o normal bir bebek değil Karen. Onu ilk gördüğümde bende kötü şeyler hissetmiştim. Birgün bir kız çocuğu da sizin gibi onu satın almak istemişti. İnan bana o bebek buradan gideceği için onu seve seve vermiştim ama sonra.."

Bir süre bekledi yerimde duramayarak kolundan tuttum bana sonrasını anlatmak zorundaydı.

"Peki ya sonra ne oldu Abel?"
Gözlerimin içine derince bakmıştı.

"Sonra bebeği iade etmek için babası geldi."
Yine onu bölerek söze atladım.

"Kız neden gelmedi? Belki onun hakkında sana birşey söylerdi. Belki de o da beni-

"Kız ölmüştü Karen. Bebeği aldıktan iki hafta sonra odasında ölü bulunmuş. Kimsenin bilmediği bir nedenden."

İşte o an herşey benim için donmuştu. Aklıma gelen tek sebep yüzünden buz kestiğini hissediyordum. Birden ayaklanıp odanın içinde tur atmaya başladım. Hayır ben o kız gibi olamazdım. Bunu kabullenemezdim. Benden sonra Abel de kalkıp yanıma geldi. İki yandan omuzlarımdan tutup yüzüme baktı.

"Bende ölücek miyim? Onun için mi seni seçtim dedi bana. Lütfen Abel ölmek istemiyorum beni kurtar." Nefes almadan söylediğim şeyler yüzünden beni susturdu. Omuzlarımdan tutup sert olacak derecede sarsmıştı.

"Kendine gel Karen. Ona karşı kaybetmiceksin. O senin korkundan beslenir öyle zihnine girer eğer orada uzun süre kalırsa bu sefer gerçekten de onu görürsün ve bu gördüğün son şey olur."

İşte bu yutkunmama sebep olmuştu. Peki ya zihnime girmesi, o olanlar benim zihnimde mi gerçekleşiyordu? Aklıma telefonumu kaybettiğm de gördüğüm rüya gelmişti. Onun aslında rüya olmadığını şimdi anlıyordum. O zamanda zihnime girmiş ve beni korkutmuştu. Bunun sayesinde ikinci kez girmeyi başarmıştı.

Abel'e döndüğüm de soracak bazı şeylerim daha vardı. Özelikle de bunları nasıl bildiği.
"Peki ya sen Abel? Sen bunları needen biliyorsun?"

Artık alıştığım o yan gülümsemesini tekrar yaptı.
Ellerini omuzlarımdan çekip eski yerine oturdu. arkasına yaslanıp bana baktı.

"Bu olay onunla yaşadığım tek olay değil Karen. Bir sire sonra araştırma gereği duydum. O kızı kurtaramadım, bir sonrakini de ve bir sonrakini ama sen onlar gibi olmicaksın Karen. Güven bana.."

Anladığım kadarıyla diğer kızları da kurtarmaya çalışmıştı. Onun bir sonraki başarısızlığı olmak istemiyordum. Bunun için ne gerekirse yapardım ve yapıcaktım.

" Ondan kurtulmak için ne yapmalıyım Abel. Belki de vampir soyludur odama sarımsak koyabilirim. Ya da kurtadam onlar için ne koyuluyordu?"

Ciddi bir şekilde söylediğim şeye koca bir kahkaha atmıştı. Biraz düşününce bende kendi aptallığıma gülebilirdim. Evimdeki ruhu sarımsak ile korkutmayı gerçekten de düşünmüştüm.

"İnan bana Karen buna o da gülerdi. Tek yapman gereken onun zihnine girmesini engelle ve korkmadığını göster."
İşte bu neredeyse imkansız birşeydi. Adını dahi düşündüğüm de korkan ben bunu nasıl başarıcaktım gerçekten bilmiyordum.

"Bugün nasıl ondan kurtulmayı başardın. Anlat bana Karen."
Nefes alarak ona olayı kısaca anlatmaya başladım.
" En son bana yerimden ayrılmamayı söylemişti bende onu dinlemeden odamın kapısını açtım ve o gitti." 
Söylediklerim ile biraz düşündü.

" Bunu yaparken içindeki kokruyı da atlatmışsın yoksa o kapıyı korku ile açtığında tekrar eline düşerdin"
Kolundaki saate bakıp ayaklandı.
"Benim gitme vaktim, bugün için çok işim var. Kendine dikkat et ve lütfen korkuna hakim ol Karen."
Son sözlerini de söyleyip odadan ayrıldı.

Ne yani beni böyle bırakıp gidecek miydi?
Daha sorularım bitmemişti ve tekrardan o eve dönmek de istemiyordum.
Daha fazla ayakta dikilmeden odadan çıkacakken gözüme raftaki bir kitap çarptı. Kapağında Lanetler Ve Bedeller yazıyordu. Nedenizce ilgimi çeken kitabı elime aldığımda işime yarıyacağını hissediyordum. Onu bir süreliğine ödünç almamın sakıncası yoktur diye düşünerek üzerindeki tozu temizledim. İki elimle sıkıcı tuttuğum kitapla birlikte çıkış kapısına doğru ilerledim.
















6. Hissi kuvvetli olan var mıdır. Sizce Abel nasıl biri??

JASPERWhere stories live. Discover now