22. Dost

4.1K 486 521
                                    

İyi okumalar

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~



Sıradan da olsa bazı geçmişler özlenir. Ben kendi hayatımı o da hayatını özlüyordu. Kimin için daha zordu bilinmez ama bu yolda artık beraberdik. Her fırsatta ondan kurtulamayacağımı söylemiş bende susmuştum. Bu yoldan dönemiyorsam sonuna kadar gidecektim.

Parkta ikimiz de ağzımızı açmamıştık. O ne yaptı bilmem ama benim için düşünme fırsatı olmuştu.
Kendimce verdiğim kararlarda onun yanımda olması etkili olabilirdi. Yine de hepsini ince bir şekilde düşünmüş ve aklıma oturtmuştum.

Elimdeki ceketi askıya astığım da dağılan eve bakıyordum. Almeda'nın ceseti yerinde yoktu.
Sanırım bunu Jasper halletmişti.  Her adımım da yerden bir parçayı alıp yerine koyuyordum. Çatlak karının ölüsü bile etrafa sorun bırakıyordu. Arkadan gelen sesle oraya döndüğümde yerdeki kırık fotoğrafları rafa yerleştiren Jasper'ı gördüm.

" Bunlar için üzgünüm taşıyıcı. İstersen daha sonra yaptırırız."

Ona yaklaşıp bende bir tanesini yerden almıştım. Luna, annem ve benim olduğum bir fotoğraftı. Yüzümün üzerinde olan kan damlası fotoğrafı kötüleştirmişti. Daha sonra başkasını çıkarabilirdim. İki yandan tuttuğum çerçeveyi kuvvetle kırıp mutfağa doğru ilerledim. Elimdekileri çöpe attığım da gözlerim bir süre orada oyalanmıştı. Arkamı dönmeden bana sarılan kollar ile herhangi bir tepki vermemiştim.

" Özür dilerim Karen."

Şimdiye kadar duymadığım bir ses tonuyla söylemişti bunu; pişmanlık.
Onun bana sarılmasına yavaş yavaş alışıyordum. Yaşaran gözlerimle ona döndüğümde çenem titriyordu.

" Annemler gelmeden burayı temizlememiz lazım."

Sözlerim bunları söylese de bedenim yorgunluktan bitkin düşmüştü. Elleri titreyen çenemi bulduğunda karşısında ağlamayacaktım. Derin bir nefesle kendimi toplayıp ondan geri çekildim.  Kafasını sallayıp önden gittiğinde ellerini birbirine çarpmıştı.

" Sanırım halledemeyeceğim kadar kötü değil."

Anlamayarak kaşlarımı çattığımda kolumdan tutup beni odaya doğru götürmüştü. Kafasıyla yatağı işaret ettiğinde boş boş ona bakıyordum.

" Hadi biraz dinlen. Evi ben hallederim."

Yüzüm bugünki kaçıncı duygu değişimi yaşadı bilmiyorum ama şaşkınca ilk yatağa sonra ona bakmıştım. Almeda kafasına çok mu sert vurmuştu acaba?

" Buna gerek yok. Birlikte daha çabuk biter hem sen neden birden yumuşadın?"

Sanki küfür etmişim gibi suratıma bakmıştı. Kaşlarını çatıp kollarını bağladığın da bana üstten bakıyordu.

" Ne yumuşamasından bahsediyorsun taşıyıcı. Böyle yorgun gezersen işimi zorlaştırırsın. Dinlen kendine gel."

Bu sefer kaşlarını çatan ben olmuştum. Ben zaten kendimdeydim. Bir adım atıp ona yaklaştığım da kollarımı bağlayıp kafamı kaldırmıştım. Yüzünde ki ciddi ifade gitmişti. Bunu belli etmese de benden kaçamazdı.

" İşini zorlaştırdığımı düşünüyorsan beni bırakabilirsin. Sonuçta arkamdan koşan ben değilim sensin," ona arkamı dönüp saçlarımı savurduğum da yüzüne gelen saçlar ile derin bir nefes vermişti. Kapıdan çıkmadan önce dönüp göz kırptığımda surat ifadesini düz tutmaya çalışmıştı.

Esneyerek odanın dört bir ucuna dağılan koltukları yerine doğru itmeye çalıştım. Hafif sürüklemek için baya güç sarfetmiştim. Sonunda birini hallettiğimde annemin neden ısrarla bunları aldığını bilmiyordum.

JASPERWhere stories live. Discover now