30. Saklı Beden

2.9K 369 483
                                    

İyi okumalarr

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Gözyaşlarım kendiliğinden akmaya başladığın da elimde duran sayfayı buruşturup sinirle kenara atmıştım. Ona da güvenemeyeceksem kimim kalmıştı ki? Elim sıkışan kalbime gittiğin de ağrısı geçmiyordu. Yavaşça pencerenin önüne gidip camı açtığım da gelen havayla derin bir nefes almıştım.

Birkaç dakika önünde durduğum da şimdi ne olacaktı. O şuan burada yoktu. Olsa da gitmesini isterdim. Bana verdiği hayal kırıklığı oldukça fazlaydı. Başından beri düşman olduğumuz kaçtığımız insanlar ona kurucu diyordu. En kötüsünü ararken onu kalbimde mi bulmuştum?

Ağlamalarım hıçkırığa dönüştüğün de burnuma gelen koku artık huzur vermiyordu. Arkadan kollarıma dolanan eller sıcacık olsa da tek yaptığı tenimi yakmaktı.


" Sen ağlıyor musun taşıyıcı?"

Cevap vermeyip kolumu ellerinden kurtarmıştım. Bu hareketimle bir süre duraklasa da ardından beni hızla kendine çevirmişti. Yaşlı gözlerimi bakıp kaşları çatıldığın da ağzımdan dökülen tek kelimeyle onu kendimden uzaklaştırmıştım.

" Yalancı."

" Sen lanet bir yalancısın."

Gözlerinde yer edinen şaşkınlık kendini öfkeye bıraktığın da ona vuran kollarımı durdurmuştu.
Sıkıca iki yandan beni tuttuğun da acıtmasa da baskısı sertti.

" Neler oluyor Karen. Saçmalamayı kes."

Çırpınıp onu kendimden uzaklaştırmaya çalışsam da olmuyordu. Haykırırcasına yüzüne konuştuğum da bu gece asla bitmeyecekti.

" Ben saçmalıyorum öyle mi? En başından sana sordum benden bir şey saklama diye. Sen naptın o lanet tarikatın kurucusu olduğunu bana söylemedin. Beni kandırdın."

Nefes almadan konuşuyordum. O ise sadece son cümleye kadar öfkeyle bana bakıyordu. Değişen yüzü ile benden bir adım gerilediğin de kollarını da çekmişti. Sanki bununla yüzleşemiyor gibi kafasını sallamıştı.

" Sana güvenmiştim. Lanet olsun ki sana güvendim."

" Sen bunu nasıl-"

Hızla sözlerini kestiğim de bu cevabı almak istemiyordum. En azından inkar edebilirdi.

" Önemli olan bu mu? Neden onlardan biri olduğunu söylemedin."

Sertçe kolumu tuttuğun da hissettiğim acıyla çığlık atmak üzereydim. Beni bir çırpıda kendine çektiğin de kolumu kurtarmaya çalışıyordum.


" Sakın! Sakın bir daha onlardan biri olduğumu söyleme. Hiçbir şey bilmiyorsun."

Ona cevap vermek istesem de elimin acısı tüm odak noktamı bozmuştu. Ne yaptığını farkeden Jasper beni bıraktığın da hızla ondan uzaklaşmıştım. Gözlerin de yer edinen pişmanlıkla bana bir adım attığın da onu durdurmuştum.

" Yaklaşma bana. Şu saatten sonra sana asla güvenmem."

Sinirle gözlerini kapatıp boynunu iki yana çevirdiğin de kendine hakim olamıyor gibiydi. Tekrar bana bir adım yaklaştığın da bende ondan bir adım geriye gitmiştim.

" Şunu yapma, benden uzaklaşma."

" Artık bir yalancıyla işim yok. Git buradan."

Gözler ruhun aynası derlerdi. Gerçekten de öyleydi. Karşımda tek tek duvarlarını yıkan adam sözlerimle onları inşa ediyordu. Bu canımı yaksa da kimin yanında durduğumu bilmeden o yolda yürümezdim. Sinirli hâli gitmişti. Şimdi sadece pişmanlık vardı.

JASPERWhere stories live. Discover now