26. Şifacı

3.5K 434 510
                                    

İyi okumalarr

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~



Yatağın içinde resmen dört dönüyordum. Etraf karanlık olsa da masanın önünde duran Jasper'ın sırtı oldukça görünürdü. Yemekten sonra odama döndüğüm de elinde kağıtlarla buradaydı. O zamandan bu yana hâlâ onlarla uğraşıyordu.

Yardım etmek yerine yatağıma girdiğim de bir süre ona bakmamıştım. Neden sinirlendim bilmiyorum ama onunla konuşmak istemiyordum.

" Daha ne kadar öyle duracaksın?"

Bana soru sormasını beklemesem de ona dönmemiştim. Aksine cevap vermeden yatakta yer değiştirdiğim de ayağa kalktığını hissedebiliyordum.

Onu görmesem de muhtemelen tek kaşı havada ve kollarını bağlamıştı.

"Ne oluyor taşıyıcı. Neden böyle davranıyorsun."

Tüm gardımı kırıp ona hızla döndüğüm de düşündüğüm pozisyonda bana bakıyordu. Bende kollarımı bağladığım da yatakta iki ayağımın üzerinde duruyordum.

" Asıl sen neden böyle davranıyorsun. O kadar şeyden sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorsun."

Tek ayağını yatağa doğru kırdığın da ayağıma değmesi ile hafif sallanmıştım. Yine de yüz ifademi bozmadığım da ikimiz de oldukça ciddiydik.

" O kadar şey derken neyden bahsediyorsun taşıyıcı. Seni öpmem-"

Ellerimi ağzına kapadığım da bu şekilde konuşamazdı. Beni utandırıp gitmesine bu sefer müsade etmezdim.

" Sadece o değil. O da var ama tüm bu olanlar bir açıklama istiyorum."

Bağlı olan kollarını açıp ağzının üzerinde olan elime koyduğun da oradan çekmişti. Sıkıca tuttuğu elimin üzerini öptüğün de nefesim kesilir gibi olmuştu.

" Sence de açık değil mi? İstediğin açıklama gözlerinin önünde."

" Ama senden duymak istiyorum."

Yine o şefkat dolu bakışlarından birini bana yolladığın da içime sıcak bir his dolmuştu. Sanki karşısında oldukça değerli bir şey varmış gibi yüzümü incelediğin de kafasını hafif yana yatırmıştı.

"Karen, benim taşıyıcım..Ben," sözlerini bölen şey yüzünde oluşan derin acıydı. Neler olduğunu anlamadan elini kalbine koyduğun da arkaya doğru sendelemişti.
Endişe ile yataktan indiğim de dizlerinin üzerinde çöküp koparırcasına göğsünü sıktığını gördüm. Nefes alamadığını gösteren boğuk seslerle gözlerim çoktan dolmuştu bile.

" Jasper neler oluyor. Bana bak Jasper iyi misin?"

Çaresizce sıraladığım şeylere herhangi bir cevap vermiyordu.  Kollarından tutup yüzünü görmeye çalıştığım da kafasını başka tarafa çevirmesi ile ellerim havada kalmıştı. Öksürmeye başladığın da bir yandan da hırıltılı nefesler alıyordu.

" Git taşıyıcı. Beni böyle görme."

" Hayır asla! İzin ver yardım edeyim."

Bana cevap vermeden yere yığılması ile hızla yanına gitmiştim. Bu sefer yüzü bana dönük olduğundan gördüklerim kalbimi ağrıtmıştı.

Yüzünde oluşan derin çatlakların bazıları kanıyordu. Gözlerinin yorgunluğu belli olurken yarı açık bir şekilde bakıyordu. Güzel biçimli dudakları ıssız bir çöl gibi kurumuş ve çökmüştü.

JASPERWhere stories live. Discover now