İce Cream, You Scream

647 49 420
                                    

Bilgisayarı kapattıktan sonra bir süreliğine boş olacaklarına sevinip hayatlarında ilk defa düzeni bir kenara bıraktı çocuklar. Duyduklarının etkisinden çıkmak elbette zordu ancak takmamayı tercih ediyorlardı. Zamanı geldiğinde görevlerini yapacaklardı nasıl olsa.

Survivor ayaklarını sehpaya uzatıp yeni patlattığı mısırları aldı kucağına. Mutfakta dolapları karıştırırken bulduğu paketin arkasında nasıl yapılacağı da yazıyordu iyi ki. Yarım saatini almıştı becermek ama gelen koku hepsine değerdi. Zaten sürü de kokuya doğru dayanılmaz bir çekim duymuştu. Dördü de etrafında bittiğinde kucakladı tabağı.

"Benim bu. Uzak durun."

Kaşlarını çatarak söylendi. Kimseyle yiyeceğini paylaşmamıştı şu ana kadar ve bu çocuklar da umurunda değildi. Kendisi için yapmıştı mısırı. İçeride bir çok paket vardı, isterlerse onlar da yapabilirlerdi.

"Hyung bir avuç alalım. Lütfen!"

Elini uzatan Glee'ye vurup geri kaçmasına sebep oldu. Hepsi söylenirken yalnızca Kyungsoo tabağın içine bakakalmıştı. İstemek gibi bir hataya düşmeyecekti. Eğer kendi de yapsaydı uğraşıp, hiçbirine vermezdi. Kokusuna kanmıştı bu meletin o. Yağ kokusu onu çeken şey olmuştu.

Diğerlerinin çabalarını görmezden gelen Survivor ise yerinden kalkıp başka bir koltuğa geçti. Bu seferki teklilerden biriydi. İşaret parmağını onlara doğrultup kaşlarını çattı. Hayatında hiç bu kadar ciddi olmamıştı.

"Hayatta vermem. Sakın yanıma gelmeyin uykunuzda yatağınızın etrafına çiviler bırakırım."

Dediğinde ciddi olmamasına rağmen hepsi inanmış ve yerine sinmişti. Kyungsoo oturduğu tekli koltuğa geri dönmüş, telefonundan sınırsız internetin keyfini çıkarıyordu. Sosyal ağları istediği gibi kullanabileceğini fark ettiğinde içten içe mutlu olmuştu. Artık insanların sürekli bahsedip durduğu sitelerin ne işe yaradığını öğrenebilirdi.

Bazı zeki öğrenciler internet duvarını kırıp hepsine erişebilmişti okulda. O böyle yasadışı işlere bulaşmadığından yeni yeni keşfediyordu bunları. Kuralları takip eden bir çocuk olmuştu hep. Cezalardan korkardı ayrıca çoğu zaman da gereksiz bulurdu asilik yapmayı. İçinden bazen karşı çıkmak, beklenmedik şeyler yapmak gelse de yapmamasını bilirdi.

Ateşe dokunmasanız da sıcak olduğunu bilirdiniz ya, Kyungsoo'nunki de öyle bir durumdu. Zaten onun kurallarla pek de bir derdi yoktu. Bu şekilde mutlu mesut yaşayıp gidiyorken kimin isyan etmeye ihtiyacı vardı ki?

Kapının çalmasıyla gözlerini ayırmıştı patlamış mısırlardan Yixing. Yerinden kapıya doğru yürüdüğünde aniden dank etti kafasına. Kimdi ki bu saatte gelen? Neredeyse dokuz olmuştu. Birazdan yatmaya gideceklerdi. Gecenin bir vakti onları ziyaret eden kim olabilirdi?

Bu detayın kimsenin dikkatini çekmemiş olmasına şaşırmıştı. Hepsi iyi eğitimli ajanlardı. Buraya geldikleri an her şeyi unutmaları nasıl mümkün olmuştu, aklı almıyordu. Ufak bir ıslık çalıp kapıyı işaret etti. Sanki bilerek ayarlanmış gibi kapı da bir kere daha çalmıştı.

Anında onun demek istediğini anlayıp pozisyonlarını aldılar. Jongin uzun boylu olduğundan kapının arkasına geçmişti, Jongdae bıçak tarzı şeyler almak için mutfağa parmak ucunda koşmuş, Min Seok kapının sağındaki küçük sehpanın yanına çömelmiş, Kyungsoo ise sadece olduğu yerde kalmıştı. Sonuçta bazı şeylerin de normal gözükmesi gerekiyordu. İçeri girenlerin niyetini anlamadan saldırmak mantıksız olurdu.

Yixing hepsinin tamam olduğunu onayladıktan sonra demir kapıyı açtı içeri doğru. Ciddi bakışları hızlı bir şekilde gülümsemeye dönüştü. Tanıdık yüzleri görmeyeli asırlar olmuş gibiydi.

JudasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin