Kavga Etmeden Uyumayalım

7.9K 140 456
                                    

Bahçesinde dolaşıyordu okulun. Etrafındaki binlerce ağacın içine örülmüş duvarları izledi bir süre. Buradan çıkışın olmadığını çok uzun süre önce öğrenmişti. Bu hep bir kubbenin içinde tıkılı kalmış gibi hissettirmişti. Kendisini izleyen kameralardan birine el hareketi çekti aklına gelince. Bunu hep yapardı. Üç cezadan sonra müdür bile alışmıştı ona. Sistemi sevmemek ruhunda vardı. Bir türlü kabullenemiyordu.

Ancak karşı da çıkamıyordu. Bu güçle hiçbir şey yapamazdı zaten.

Kendisine yaklaşan kişinin ayak seslerini dinledi bir süre. Bu vakit 94'lülere ayrılan bir vakitti. Ve hiç kimse onu sevmezdi. Gelenin kim olduğunu az çok tahmin edebiliyordu bu yüzden.

"Buna artık kızmadığınızı sanıyordum Bay Kwon?"

Gülümsedi yaşlı olan. Karşısındaki akıllı bir çocuktu. Onunla iyi anlaşması kolay olmamıştı. Fakat çok ciddi çabalar sonunda istediğini elde etmişti. Belalı öğrencinin sonunda bir arkadaşı vardı.

"Seni çağırıyorlar. Bu seferki basit bir mesele değil Jongin. Seçildin."

***

Bir sağa bir sola yürüyüp duruyordu Kangta. Sonunda vaktin geldiğine inanamıyordu. Bir anda neden böyle bir kararın alındığı kendi için muamma olsa da patronun kararlarını sorgulayamazdı. Yine de en büyüklerden biri olarak aklında hala tilkiler kol geziyordu.

"Emin misiniz Bay Lee?"

"Kangta. Ne zaman keseceksin şunu sormayı?"

"Soo Man-shi. Bunun için tam 30 yıl bekledik. Daha büyük bir savaş için hazırlanmamız gerekmez mi? Sizce Kuzey meselesi daha önemli değil mi?"

"Sence bunu halletmezsek, "Kuzey meselesi" diye bir şey kalır mı?"

Haklılığıyla iç çekti büyüğün. Karşı karşıya kaldıkları bela çok büyüktü. Bilgece davranmaları, doğru adamı seçmeleri gerekiyordu. Fakat bu öylesine zordu ki. Neredeyse yüz bin öğrenciden bahsediyordular.  Bunun seksen bini Koreliydi. Son otuz yıl içinde ülkede doğan çocukların yüzde birini kaçırdıkları gerçeğinin ortaya çıkma riski fazlaydı ve bu görevi tehlikeye atmak olurdu.

"Aklınızda birileri var mı?"

"Elbette. Onları seçtim bile."

Durakladı bir süre. Ondan habersiz karar alınması canını yakmadı dese yalan olurdu. Yirmi yılından fazlasını bu kuruluşa vermişti. Onun yaşında birçok meslektaşı olsa da kendisi en deneyimli olan ve ileride muhtemelen başa geçecek olandı. Kafasını aşağıda tutarak onayladı başkanı. Birkaç saniye geçmeden kapı çalınmıştı. YunHo başını içeri doğru uzatıp gelip gelemeyeceklerini sormuştu.

Ardından beş çocuk içeriye girdi. En önde geleni anında tanımıştı Kangta. Kendisi eğitmenler arasında en büyük ise o da öğrenciler arasındaki en büyüktü. Kendisiyle daha önce birçok kez iletişime geçmişti. Yaşı gereği diğerleriyle ilgilenme fırsatı bulamamıştı ancak en arkadakini de gördüğünden emindi bir yerde.

"Rüya takımımla tanış Kangta!"

Mutluluk dolu kahkahası odanın duvarlarında yankılanan adam ayağa kalkıp bütün çocukların elini sıktı. Tebrik etti seçildikleri için. Biri hariç geri kalanı şaşkınlıkla izliyordu neler olduğunu. Bu sırada birkaç kişi daha içeri girdi. Gelenler küçüklerin önünde durup inceledi onları. Kimse ne olduğunu bilmiyordu Soo Man'dan başka.

"Çocuklar, yeni hocalarınıza kendinizi tanıtın. Sizden sonra onlar da tanıtacak."

Kangta'nın tanıdığı tek kişi öne doğru bir adım attı. Tipi diğerlerine göre daha çocuksu kalsa da en büyüğün taşıyabileceği bir duruş vardı üzerinde. İfadelerinden renk vermeyen, çok fazla şaşırmayan, sanki her şey beklediği gibi gelişiyormuş gibi davranan bir tek o vardı.

JudasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin