Görevimiz Tehlike

521 32 114
                                    

Jongin bütün ağrılarına ve vücudunun sızlamasına karşın kalktı ayağa. Gece pek uyuyabilmiş sayılmazdı, uykuya olan aşkına rağmen. Yine de dinç hissediyordu. Yaptığı şeyleri telafi etmek için hazırdı. İnsanlara kendini affettirip yeni bir profil çizecekti. Bir gecede değiştiğine inanmayabilirlerdi ancak inandırmak için elinden geleni yapacaktı. Çünkü değişmişti.

Hala kaçmak isteyen asi bir çocuk vardı içinde. Ama artık tek gitmek istemiyordu. Bones da dahil herkesi kendiyle beraber bu bataklıktan kurtarmak istiyordu. Kendisi gibi acı çekmesini arzulamıyordu dün onun için endişelenmiş insanların, her ne kadar kendi bunu hak etmese de.

Biraz geç kalmış olsa bile onun gözünde de bir takımdılar bundan sonra. Her birini kollayıp Soo Man'dan kurtarmanın yollarını arayacaktı. Gerekirse tekrar tekrar dövülürdü.

Yerinden yavaşça kalkıp ağrıyan belini tuttu. Yaşlı dedeler gibi hissetmeye başladı. Romatizma için çok mu erkendi acaba?

Mutfağa gidip soğuk bir su içti önce. Boğazı kurumuştu kanepede saçma bir pozisyonda yatmaktan. Yüzünü lavaboda yıkayıp dağılan suratını tertemiz yapmak istemişti, keşke istemekle kalmasaydı. Yüzündeki bütün yaraları unutmuştu akılsız gibi. Bir anda suratını hissedemeyince çığlık atacaktı az daha. Bu kadar hızlı olmamalıydı. Daha sakin bir şekilde suratını kurulayıp bantlarını kontrol etti.

Her şeyin tamam olduğunu anlayınca başladı sofrayı kurmaya. Pirinci koyup yanına dolapta hazır olan deniz mahsulü bulunan kaseleri dizdi masaya. Her birinden bolca vardı. Sanırım günlük yerleştiriliyorlardı. Yanına içmek için bitki çayı hazırlarken aniden aklına dün Bones'un konuşurken kahve sevdiğini söylediği gelmişti.

Onun için bir şey hazırlamalıydı. Dün bütün yaralarını o kapatmış, gereken azarı ona güzelce çekmişti. Jongin'in gözlerini açmıştı resmen. Bu yüzden ona özel bir şeylerin sofrada bulunması gerekirdi.

Evde latte makinesinin bulunması hatta her türlü kahve makinesinin sanki kafe işletiyormuş gibi dizilmesi mükemmel bir avantajdı. Soo Man iğrenç bir kişiliğe sahip olsa da parasını esirgemiyor, her şeyin en iyisini yapmayı amaçlıyordu. Ki bunu kesinlikle başarıyordu da.

İnternete en popüler latte tarifleri diye yazınca karşısına çıkan ilk şeye tıklamıştı Jongin. Yaz Latte'si bilmemnesini gördüğünde heyecanlanıp malzemelerine baktı. Hava şu aralar gerçekten sıcaktı ve hafif bir serinleme güzel olabilirdi kısa çocuk için. Gerçi o yeterince soğuktu ama belki ters tepki yaratabilirdi.

Üzüm suyunun evde olmadığını görünce küfretti kaderine. Ayrıca çikolata şurubu neydi? Çocuklar için ilaç mı?

Söve söve evden çıktı. İnsanların bu tarifleri nasıl bulduğunu anlamıyordu bile. Acaba bir araya geldiklerinde tatları nasıl oluyordur diye düşünmeden edemiyordu. Sonuçta kahve ve üzüm suyu şüpheli bir ikiliydi. Ortaya Bones'un yüzüne tüküreceği bir şey çıkarmaktan korkuyordu açıkçası.

Girdiği markette etrafına bakınırken buranın dışarıdan daha serin olmasını sevmişti. Hep burada kalabilirdi. Yemek de vardı nasıl olsa. Gülümseyip kasiyere üzüm sularını sordu. Kadın ilk başta Jongin'in güzelliğiyle affallasa da kızararak ona yolu gösterdi.

Diğeri ise hiçbir şey anlamamıştı. Kadının anlamsızca kıkırdaması, özellikle de elini sürekli ensesine atması kesinlikle çok garipti. Artık burayı o kadar da sevdiğinden emin olamıyordu. Değişik çalışanları vardı.

Üzüm suyunun parasını Yunho'nun ona verdiği kredi kartından ödeyip döndü evine. Şifresinin doğum yılı oluşu akılda kalıcı ve ayırt edici bir özellikti. Gülümseyerek eve girdi şifresini yazıp. Anahtar yerine şifreli sistem daha iyi olmuştu her biri için. Okullarında nasılsa burada da öyle devam ediyordu.

JudasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin