Korku Okulu - 49.Bölüm - Merak

9.2K 589 192
                                    

"Söyleyecek misin artık Selin ? Neden atladın ? Kendine zarar verebilirdin."

"Şey"

"Ne ?"

"Ya ben aslında..."

"Selin, lafı gevelemeyi bırak düzgün cevap ver!"

"Evde böcek gördüm korkunca ne yapacağımı bilemedim."

"Böyle saçma bir yalana inanacağımımı sanıyorsun ? Nasıl olsa ögreneceğim zaten, sonra tekrar konuşuruz."

Rahat bir nefes almıştım. Öğrenecek diye o kadar korktum ki nasıl bir şey söyleyeceğimi bilemedim. Odama geçip uyudum.
.
.
.
Alarmı kapatıp hazırlanmaya başladım. En sevdiğim kırmızı tişörtümü giyip evden çıktım. Kapının önüne çıktığımda karşımda Burak'ı gördüm. "Merhaba" dedi beni görünce. "Merhaba" diye karşılık verdim.

"Beni mi bekliyordun sen ?" diye sordum.

"Birlikte gideriz diye düşündüm."

"Niye ki ?"

" Ş-şey yani evlerimiz yakın ya o yüzden yanlız gitmemiş oluruz."

"Peki" diyebildim. Yolda konuşarak yürüyorduk. Telefonumun çalmasıyla konuşmamız yarıda kaldı. Telefon kırık olan kolumun tarafındaki cebimde olduğu için telefonu cebimden Burak çıkarttı. Telefonu açıp "Selin, müsait değil." diyip kapattı. "Ne yaptığını sanıyorsun ? Niye kapattın ?" diye sordum. Cevap vermedi. Telefonu elinden çekip aldım. Arayan babammış. "Şimdi babama ne diyeceğim ?" diye içimden geçirdim. "Karışmasan olmazdın dimi şimdi akşam sorucak o çocuk kim diye." Benim lafımı bittikten sonra sırıtmaya başladı. Sinirlenip yanından uzaklaştım. Ondan daha hızlı adımlarla okula doğru gittim. Arkamdan gelmeye çalıştı ama başaramadı. Okula girdiğimde geçen gün kavga ettiğim kızı gördüm. O da beni görünce yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

"Merhaba ben Sinem! Biliyorum geçen gün tatsız bir olay yaşadık. Bunun için özür dilemeye geldim."

"Ben de Selin. Önemli değil büyütmeye gerek yok.

"Ay aptala bak hemen inandı. Ben kim senden özür dilemek kim ? Adımı söylediğime şükret."

Duymamazlıktan gelip sınıfa doğru gittim.
.
.
.
Okul bitiminde Melis'in yanına doğru gidecekken Burak önümü kesti. "Beni affeder misin ? Eğer affetmezsen buradan gitmem." dedi. Şaşkın şaşkın bakarken "Affederim de beni beklemene gerek yok." dedim. Hastaneye gittiğimde orada Efsun'u gördüm. Telefonla sessizce bir şeyler konuşuyordu. Yanına sessizce yaklaştım. Normalde dinlemezdim ama Efsun'un hareketleri çok dikkatimi çekiyordu. İyice yanına yaklaşırken ayağım yerdeki saksıya çarptı. Aniden arkasına baktı, ben de ani hareketle saklandım. Önüne döndüğünde daha çok yaklaştım.

"Nasıl bitiremedin o işi ? En kısa sürede bunlardan kurtulmamız gerek. İyice başımıza bela oldular!" dedi.

"Efsun!" diye bağırdım.

"S-Selin sen beni mi dinliyordun ?"

"Evet, dediklerini duydum."

"Nasıl yani ? Ne duydun ?"

"Bana yetecek kadarını duydum. Nasıl böyle bir hainlik yaparsın ya. Hiç mi için sızlamadı. Senin gibi arkadaş olmaz olsun, defol buradan!"

"Selin bir kendine gel. Ne dediğini bilmiyorsun, yanlış anladın sen."

"Hayır, ben her şeyi duydum. Seni asla affetmeyeceğim. Hayatını bitireceğim, arkamızdan iş çevirmek neymiş görürsün!"

"Selin ne dediğine dikkat et, haddini aşıyorsun."

"Defol buradan defol!"

Sözler bittikten sonra montunu alıp koşarak çıktı. Telefonla Tülin'i aradım.

"Alo, Tülin hemen Melis'in yattığı hastaneye gel!"

"Selin niye bu kadar panikledin ? Melis'e bir şey mi oldu ?"

"Hayır, Melis'in durumu aynı. Sen hastaneye gel." dedim. "Tamam" diyip telefonu kapattı. Biraz bekledikten sonra Tülin geldi. Birlikte Melis'in odasının önüne çıktık.

"Ee Selin beni niye çağırdın ?"

"Sana Efsun'la ilgili çok önemli bir şey söylemem gerek."

"Dinliyorum seni."

"Bugün hastaneye geldiğimde Efsun hastanedeydi. Telefonda bir şeyler konuşuyordu. Gizlice yanına gittim ve konuştuğu her şeyi duydum."

"Ne duydun ? Yoksa benim sana o gün ambulansta dediğim şeylerle ilgili mi ? Eğer öyleyse o yanlış anlaşılmadan ibaret bir şey, kafana takma."

"Hayır, öyle değil. Efsun bize çok kötü bir şey yaptı."

"Ne yaptı ?"

Tam cevaplayacakken Melis'in odasına doktor ve hemşire girdi. Doktora ne olduğunu sorduk. "Hastanın nabzı düşüyor, acilen müdahale etmemiz gerek!"

"Hayır ya ona bir şey olamaz. Melis ölemez, olmaz öyle şey."

Tülin'e baktığımda gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı. Doktorlar müdahaleye başladı. Melis hiçbir yanıt vermiyordu. "Melis, hayır gitme!"

Oy ve yorum atmayı unutmayın.

Korku Okulu Where stories live. Discover now