Korku Okulu - 75.Bölüm - FİNAL

10.2K 367 121
                                    

"Hakkınızı helal ediyor musunuz ?"

"Helal olsun!"

Melis'in tabutu tam önümüzdeydi. Herkes tabutun etrafına toplanıp tabutu taşımaya başladılar.

Tülin aralarından sıyrılıp "Bırakın, ölemez o. Bırakıp gidemez bizi! Bırakın hepiniz gidin." diye bağırıyordu.

Efsun arkasından koşarak onu sakinleştirmeye çalışsa da başaramıyordu. Sessizce kenardan olup bitenleri izliyordum.

Melis'in tabutu uzaklaşırken tüm yaşadıklarımız önümden film şeridi gibi geçip gitti.

Efsun ve Tülin ön tarafta ağlayarak giderken herkesten uzakta yavaşça onları takip ediyordum.

Yanımdan geçen amca benimle konuşmaya başladı.

"Yakının mıydı ?

"Kardeşim kadar!" dedim, gözüm yaşlı bir şekilde.

"Yanlarına git istersen."

"Hayır, uzakta kalmak daha iyi. Onunla vedalaşmak istemiyorum."

"Neden ? O senin için çok değerli değil mi ?"

"Vedalaşmak, sonsuza kadar ayrılanlar içindir! Biz elbet bir gün görüşeceğiz."

Melis'in hastanede hayata gözlerini yumduğu gün dedesi haberi alınca kalp krizinden hayatı kaybetti. Cenazesi dün kaldırılmıştı.

Necat Bey'in ölümünden beri Banu Hanım ve Sinem'den haber alamadık. Bankadaki tüm paranın çekilmiş olduğu haberi gelince yurtdışına kaçtıklarından şüpheleniyoruz. Tabii ki bugün cenazede yoklardı.
.
.
.

Yine üç arkadaş yapayalnız kalmıştık bir başımıza. Ben devamsızlık yüzünden üniversiteden atılmıştım birkaç gün önce. Efsun ve Tülin ise arada derslere girip tekrar eve geliyorlardı.

Artık üçümüzde benim evimde yaşıyorduk.

(1 Hafta Sonra)

Melis'in yokluğunu unutmak için ve ev ihtiyaçları için bir kafede garsonluğa başladım. Ben işteyken Efsun ve Tülin okula gidip geliyorlardı. Çıkış saatlerimiz hemen hemen aynı olduğundan birlikte eve gidiyorduk.

Kafede tanıştığım biriyle konuşuyoruz şu anlık. Bugün benden hoşlandığını itiraf etti. Bu haberi Efsun ve Tülin'e vermek için sabırsızlanıyordum.

Mesai bitiminde beni kafenin önünden aldılar. Yavaşça yürüyerek eve doğru gidiyorduk.

Tülin bana "Ee Selin bugün işin nasıl geçti ?" diye sorunca o haberi vermek istedim. Tam söyleyecekken arkamızdan hızlıca birinin geçtiğini hissettim. Arkaya doğru baktığımda kimse gözükmüyordu. Tülin ve Efsun'a sorduğumda onlar hiçbir şey görmekdiklerini söylediler.

Eve girdiğimizde Efsun'un elindeki poşetlerle birlikte mutfağa yemek yapmaya gitti. Ben gün boyu çok yorgun olduğumdan odama çıktım. Açıktan okumaya devam ettiğim için kitapları masaya koyup ders çalışmaya başladım. İçimde tuhaf bir his vardı.

Evin önünden ayak sesine benzeyen bir ses gelince oturduğum yerden kalkıp camdan dışarıya doğru bakmaya başladım. Aşağıda kimse gözükmüyordu. Bu aralar yorgun olduğumdan kendi kendime sesler duymuş olabileceğimi düşünerek tekrar oturdum. İkinci bir sesin gelmesiyle aşağıda birisinin olduğuna emin olmuştum. Polisi arayıp olayı anlattım ve buraya gelmelerini söyledim ve aşağı indim.

Aşağı indiğimde Tülin kapıyı açmaya gidiyordu. "Tülin dur, sakın açma!" dedim kısık bir sesle. Aynı ses tonunda "Neden ?" dedi.

"Ben camdan baktım. Evin etrafında dolaşan biri vardı. Hırsız olabilir." dedim.

Tülin kapıya doğru sessiz adımlarla gitti ve kapı deliğinden kim olduğuna baktı ve daha sonra bana hiçbir şeyin gözükmediğini söyledi. Hemen kapının önüne ağır eşyalar koyup kapının açılmamasını sağladık.

Mutfağa gidip olan biteni Efsun'a da anlattık. Dışarıdaki kişi her kimse onu görmemizi istemiyordu ve bu yüzden de deliği bir şeyle kapatmıştı. Biz mutfakta beklerken Efsun "Peki arka kapıyı iyice kapattınız mı ?" dedi.

Tülin ile birbirimize bakarak koşarak arkaya kapıya doğru gittik ama iş işten çoktan geçmişti.

Kapı çoktan açılmış ve içeriye girmek isteyen kişi karşımıza geçmişti. Bu kişi Kaan'dan başkası değildi.

"Aylardır beklediğim an sonunda geldi. Artık oyunun sonuna geldik, game over! Bu oyunu siz kaybettiniz ben kazandım." diyerek belindeki silahı çıkarttı.

Elindeki silahı bize doğru doğrultmuştu. O sırada Efsun'u Kaan'ın arkasından yavaşça gelirken gördük. Elindeki sopayla yavaş yavaş Kaan'a doğru yaklaşıyordu. Biz Efsun'un arkada olduğunu belli etmemeye çalışıyorduk.

Efsun, Kaan'ın tam arkasına geldiğinde, Kaan onu fark edip silahla onu vuracakken Efsun sertçe sopayı Kaan'ın kafasına geçirdi ve Kaan yere yığıldı.

Saniyeler içinde kafası kanlar içinde kalmışken hemen eğilip koluna ve burnuna elimi dokundurdum. Ne nefes alıyordu ne nabzı atıyordu.

Titrek bir sesle "Ö-ölmüş bu!" diyince Tülin ve Efsun korkudan ağlamaya başladılar. Tam o esnada dışarıdan siren sesleri gelmeye başladı. Çağırdığım polis tam kapımızın önündeydi.

Az önce ihbarda bulunduğum polislerin önünde katil vaziyetine düşüyordum.

Arkadan dolaşan polisler Efsun'un elindeki kanlı sopayı, benim kanlı elimi ve Kaan'ın kanlar içinde kalmış bedenini görünce hemen yanımıza yaklaştı.

Üçümüz ağlayarak birbirimize baktık. Galiba bu sefer bizim için yolun sonuydu. Polisler kolumuzu kelepçeleri takarak bizi arabalara bindirdiler. Gözümden yaşlar akarken son kez babamdan bana son kalan hatıra olarak eve baktım...
.
.
.

Birkaç hafta sonra çıkarıldıkları mahkemede tutuklanan Efsun, 3 yıl hapis cezası yedi.

Aynı mahkemede Tülin, bir şey yapmadığını ispatlayamadığı için 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Tüm bunlar başıma gelince birkaç gün kendime gelememiştim.Benim mahkemem onların mahkemelerinden sonraki gündü.

(1 Gün Sonra)

Mahkemeye çıkmadan önce sağlık testi yaptılar.

Bana sorulan sorulardan ve testten çıkardığı sonuçlar olumsuz çıkınca aynı gün ruh ve sinir hastalıkları hastanesine götürüldüm.

Arabadan indikten sonra dışarıya bakıp derin bir nefes aldım. Belki de hayatımın sonuna kadar burada kalacaktım.

Adım adım içeriye girerken önümden psikolojik rahatsızlığı olan bir hasta geçti. Bir an benimde öyle olabileceğimi düşündüm.

Düşüncelere dalmışken kolumdan tutan adam benim kalacağım odayı gösterdi.

Kolumu daha sıkı tutup beni odanın içerisine koydular. İçimden "Hayır, hayır" diye çığırsamda odanın önündeydim artık.

Ve kapı açıldı...

İçeri girdikten sonra hemen üzerime kapı kapatıldı.

O anda kapıya doğru koşup "Çıkarın beni!" diye çığlık attım.

Çığlıklarıma rağmen hiç kimse gelmiyordu.

En sonunda yere yığıldım ve sessizce konuşmaya başladım.

"Yeni hayatına hoşgeldin Selin!"

- Final bölümünü nasıl buldunuz ? -

Korku Okulu Where stories live. Discover now